Hiç olmadığı kadar aşa Hiç olmadığı kadar ekmeğe Hiç olmadığı kadar hürriyete doyacağız Yani mesela Siz bunların birçoğuna inanmayacaksınız belki ama Bütün insanlarla yalnızca Barışın, kardeşliğin ve paylaşmanın dilini konuşacağız. Kurtulunca ellerimiz esaretten Hayallerimiz esaretten kurtulunca Dünyanın bütün beyaz sayfalarını Dünyanın bütün çocuklarının gülüşleriyle donatacağız Tek bir ev bile karanlıkta kalmayacak Güneşe bakacak bütün evlerin yüzleri Bütün evlerin kapıları güneşe açılacak Bir dakika bile sönse sokak lambaları En ücra köşesini bile dünyanın Ayın ve yıldızların bakışlarıyla aydınlatacağız Çaresizlikten değil Bütün çareler ellerimizdeyken hem de Yokluktan, açlıktan hiç değil Yemiş dolu dalların arasında Kahırdan değil Bütün kahırlara son verdiğimiz o dünyada İnsanların yalnızca Aşırı mutluluktan Katıla katıla gülerek öldüğünü duyacağız Dostlar! Bütün bunların hepsi Hiç olmayacak bir hayal gibi Bütün bunların hepsi Çoook çok uzak bir ihtimal gibi gelebilir. Ama inanın dostlar Ama inanın Hep birlikte uzatsak ellerimizi Hep birlikte kucak açsak El ele tutuşsak hep birlikte Ellerimizle ellerine Yüreklerimizle yüreklerine dokunacağız. Ve gerçekten kardeşler Ve gerçekten; Hiç olmadığı kadar aşa Hiç olmadığı kadar ekmeğe Hiç olmadığı kadar hürriyete doyacağız
19 Aralık 2019
link: Ziya Egeli, Hiç Olmadığı Kadar…, 19 Aralık 2019, https://marksist.net/node/6803
... önceki yazı
Hawar: Hasankeyf’in Çığlığı
Hawar: Hasankeyf’in Çığlığı
sonraki yazı ...
Veto, Termik Santraller ve İktidarın Çevre Karnesi
Veto, Termik Santraller ve İktidarın Çevre Karnesi