Günümüzde insanı, doğayı ve diğer tüm canlı türlerini tehdit eden en büyük sorunlardan biridir çevre sorunu. Gebze de çevre kirliliğinin çok yoğun olduğu kentlerden biri. Gebze deyince ilk akla gelen, onun üzerinde organize sanayi bölgesine, yüzlerce fabrikaya, binlerce işçiye ev sahipliği yapan bir sanayi kenti olmasıdır. Koca koca fabrikaların kurulduğu Gebze tam anlamıyla bir işçi kenti. Bunu sabah-akşam işçi duraklarındaki yoğunluğa, çarşıya-pazara çıktığınızda gördüğünüz eli kolu sarılı, iş kazası geçirdiği her halinden anlaşılan insanlara bakarak anlayabilirsiniz. Elbette ki yüzlerce fabrikanın olduğu bir bölgede çevre kirliliğinin neden kaynaklandığını bilmek için kâhin olmaya gerek yok.
Uzun iş saatleri, ağır çalışma koşulları, iş kazalarıyla adeta cendere altına alınan işçiler ekmek parası kazanmak için gittikleri fabrikalarda sağlıklarını kaybediyorlar. Bu da yetmiyor, yaşadıkları mahallelerde de her geçen gün biraz daha zehir soluyarak yavaş yavaş ölüme gidiyorlar. Fabrikalarda iş güvenliği önlemlerini maliyet unsuru olarak gören patronlar aynı tavrı çevrenin korunması hususunda da gösteriyorlar. Zehirli sanayi atıkları, zehirli gazlar yine aynı kaygılarla gecenin kör karanlığında toprağın birkaç metre altına gömülerek gizlenmeye çalışılıyor. Bu sorumsuzluğun sonuçları yıllar içinde yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Tam da bu nedenle Dilovası adeta kanser bölgesi olmuştur. Burada fabrikalarla iç içe yaşayan emekçiler her gün bu zehri soluyarak ölüme biraz daha yaklaşıyorlar. Uzmanlar bir bebeğin sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi için ilk altı ay boyunca anne sütüyle beslenmesi gerektiğine, anne sütünün çok faydalı olduğuna dikkat çekerler. Oysa Dilovası’nda yapılan araştırmalarda anne sütünde ağır metaller bulunmuştur. Yani Dilovası’nda doğan bebekler doğdukları andan itibaren zehirleniyorlar. İnsanı, doğayı iliğine kadar sömüren burjuvazi tüm dünyayı yıkıma sürüklüyor. Peki, ne için? Elbette para ve daha çok para için. Fabrikalarda insan yerine konmayan işçiler yaşam alanlarında da aynı muameleye maruz kalıyorlar.
Dünyada var olan sorunlarla ilgili hangi taşı kaldırsak altından adına kapitalizm denen kâr düzeni çıkıyor. Bu düzen hüküm sürdüğü müddetçe biz işçilerin payına yoksulluk, ölümcül hastalıklar ve iş kazaları düşmeye devam edecek. Ancak bir araya gelip birlikte hareket edersek diğer sorunlar gibi bu sorunlarımızı da çözmemiz mümkün olacaktır.
link: Gebze TOSB’dan bir kadın metal işçisi, Gebze ve Çevre Kirliliği, 22 Aralık 2014, https://marksist.net/node/3842
Gülencilere Operasyon: Kayıkçı Dövüşünün Yeni Perdesi
157 Bin Mahpus: Burjuvaziye Zindan Yetişmiyor