Sabahın ilk ışıklarının aydınlattığı sahilde Karanlıkta kalacak bir gelecekti kırık sandalda yatan Bacakları karnıyla bitişik Elleri bacaklarının arasında ısınmakta Gözlerini açtı usulca, etrafa baktı Öyle ya, birileri gelip de onu kovmadan Uzaklaşmalıydı sandaldan Üstünü açtı ve çıktı Yatağını toplamayınca azar işiten bir çocuk gibi Düzeltti sandalı örten brandayı Oysa hiç onu azarlayan bir annesi olmamıştı Küçük ayaklarına baktı Bir kez daha etrafı kolaçan edip Yırtık ayakkabılarını sürüye sürüye denize yaklaştı Dikti gözünü uzaktan geçen gemiye Olduğu yere çöktü Ve yırtık pantolonuna yakıştıramadığı hayallere daldı Geçen gemilerle açılıyordu masallar diyarına Güzel giysiler giyebildiği, Üşümeden sabahı edebildiği, Acıktığında çatlayana kadar yiyebildiği, Kırlarında koştuğu ve şarkılar söylediği yerlere gitti, Hem de hiç kımıldamadan, olduğu yerde Her zaman olduğu gibi Karnının guruldamasıyla uyandı hayalden Yırtık ayakkabılarına bir kez daha baktı Ve ayaklarını sürüye sürüye sahilden uzaklaştı Kapıları kocaman evlerin önünden geçti Başını uzatmaya korkuyordu Çünkü bu evlerin içinde koca göbekli adamlar Ve bahçesinde dev gibi köpekler uyuyordu Bir keresinde; koca göbekli adamlardan biri Pazardan eve kadar bütün poşetleri ona taşıttırıp Bir parça bile ekmek vermeden kovmuştu O ise Çaresizlik içinde çöpün yolunu tutmuştu. Ağır adımlarla yürüdü sokakta Sesler duydu evlerin birinden Yaklaştı Aralık kapıdan gözlerini dikip içeri baktı Şişman adam, sırtı tilkili kadın ve küçük kızları Kahvaltı ediyor Masanın yanında ayakta dikilen kadın Onlara hizmetçilik ediyordu Masadaki yiyeceklere öyle çok baktı ki Sonunda dengesini kaybedip Yaslandığı kapının açılmasıyla içeri yuvarlandı Tilkili kadın onu görünce bağırdı Çabuk çık dışarı pis çocuk Sonra hizmetçi kadına dönüp Sen alıştırıyorsun bunları deyip azarladı Pis çocuk demişti Pis çocuk, pis Aceleyle doğruldu, üzerine baktı Gözleri yaşardı, ağlamadı Yırtık ayakkabıları müsaade etse koşarak kaçacaktı Dışarı çıktı Bir anlam veremiyordu olanlara Kendi gibi başkalarını da görmüştü Sokakta yaşıyor Kaldırımlarda kartondan yataklarda yatıyor Çöplerde yiyecek arıyorlardı Hatta bazen çöpte 50-60 kişi oluyor Yeni gelen kamyonlarla birlikte Çöpe yeni atılmış taze artıkları ilk kapabilmek için Kavga ediyorlardı Onların da büyük evlerde yaşayanlar gibi İki gözü, iki kulağı, ağzı, dişleri, burnu vardı Neden bazıları böyle güzel evlerde yaşayıp güzel yiyecekler yerken Onlar sokaklarda yaşayıp çöp yiyorlardı, anlamıyordu, Hiç anlayamıyordu Uzun yürüyüşten sonra vardı pazaryerine Meyvelerle dolu tezgâhlara baktı Karnının gurultusunu bir kez daha duydu Korkarak sordu pazar çantasını taşıyan kadına Çok ucuza taşırım abla, çok ucuza Sadece 1 elma Elma dedi usulca Gazi Mahallesinden bir Marksist Tutum okuru
8 Kasım 2007
link: Gazi Mahallesinden bir MT okuru, Çocuk Çarkı, 8 Kasım 2007, https://marksist.net/node/1647
... önceki yazı
Myanmar ve Emperyalizmin İkiyüzlülüğü
Myanmar ve Emperyalizmin İkiyüzlülüğü
sonraki yazı ...
Kapitalizm ve Köle Ticareti
Kapitalizm ve Köle Ticareti