Kadın sorunu sınıflardan bağımsız olarak ele alınabilecek bir sorun değildir. Marksizm, kadın sorununun da, tıpkı sınıflı toplum, özel mülkiyet ve devlet gibi her zaman var olmadığını, kadınların ezilmesinin toplumun sınıflara bölünmesine bağlı olduğunu gösterir. Bundan ötürü, kadın sorununun ortadan kalkması da, sınıfların ortadan kalkmasıyla, yani sosyalist devrimle mümkün olacaktır. Yaşam koşullarında devrimin gerçekleştireceği radikal değişim sayesinde, erkeklerle kadınlar arasındaki ilişkilerde ve onların tüm düşünce ve hareket tarzlarında bir dönüşümün yolu açılacaktır. Böyle büyük bir sıçrama olmaksızın, insan psikolojisinin ve davranışlarının değişiminden söz etmek, aldatmaca olur. Sosyal varlık bilinci belirler.
Üretici güçler bir kez özel mülkiyetin ve ulus devletin deli gömleğinden kurtulduğunda, hayal edilmemiş bir ekonomik refah düzeyine hızla ulaşmak mümkün hale gelecektir. Korkunun, hırsın, kıskançlığın ve açgözlülüğün egemen olduğu eski zihniyet, onu doğuran maddi koşullar ortadan kalktığı ölçüde yok olacaktır.
Bu, kadınların ezilmesinin, işçi sınıfı iktidarı aldığı zaman otomatik olarak ortadan kalkacağı anlamına gelmez. Erkekle kadın arasında gerçek insani ilişkilerin kurulması için gereken toplumsal koşullar yaratıldığı zaman, sınıfsal barbarlığın psikolojik mirasının üstesinden de nihai olarak gelinecektir. Fakat işçi sınıfı kapitalizmi yıkıp, sınıfsız toplum için gereken koşulları hazırlamadıkça, kadınların gerçek kurtuluşu mümkün değildir.
link: Marksist Tutum, Kapitalizmde kadın sorunu çözülebilir mi?, , https://marksist.net/node/1614