ABD emperyalizmi ve müttefikleri tarafından 2011 Aralığında ve 2012 Temmuzunda dayatılan ek yaptırımlar, İran’da işçilerin ve diğer sömürülen katmanların yüz yüze kaldıkları ekonomik ve sosyal sorunları arttırdı. Temmuzdaki “tavuk krizi”ne ek olarak, aniden düşen kur, rejimin işçi ailelerine makul fiyata ithal yiyecek ve diğer birçok temel ihtiyaç maddesini temin etmeye çalıştığı bir sırada başka krizlere de yol açmaya başladı.
Şüphesiz yaptırımlar kurdaki hızlı düşüşün ve toplumun durumunun kötüleşmesinin tek nedeni değildir. Bunlar İran’ın güdük kapitalizminin Şah rejimi dönemine kadar uzanan köklü ve yapısal sorunlarını yalnızca şiddetlendirmektedir. Tüm bunların üstüne, mevcut diktatörlük, köklü yolsuzluğu, kötü yönetimi, eş-dost kayırmacılığını ve beceriksizliği yeni bir düzeye taşımıştır.
Bazari burjuvazi
Tahran’ın Büyük Pazar’ında (rejimin geleneksel kalelerinden biri) 3 Ekimde gerçekleşen son protestoların tetikleyicisi, riyalin bir haftada %40 düzeyinde büyük bir değer kaybına uğraması olmuştur. Sadece 1 Ekimde kur %18 düşüş yaşamıştır! Riyal ABD doları karşısında en düşük düzeye inmiştir ve resmi kur 12.260 iken “serbest piyasa”da 1 dolar yaklaşık 36.100 riyalden işlem görmüştür.
Riyalin düşüşü tüccarların kâr oranını azaltmış ve tüccarlar açıkça Ahmedinecad ve müttefiklerini suçlayan protestoların yaşandığı sokaklara akmışlardır. Rejim çevik kuvvet polisini gönderse ve pek çok “spekülatör”ü ve diğer protestocuları tutuklasa da, bu Ahmedinecad ve onun muhafazakâr hizbine karşı yeni bir hamle olarak da görülebilir.
Hizip kavgası
“Reformistler”in hezimetinin ardından, rejimdeki iç kavga iki muhafazakâr hizip arasında yoğunlaşmıştır. 2013 Haziranında yapılacak olan “başkanlık seçimi” nedeniyle çatışma şiddetlenmektedir.
Kendisi yarıştan menedilmiş olsa da Ahmedinecad, kendisinden sonra gelecek başkanın kendi hizbinden çıkması için çalışmaktadır. Fakat bu hizip, “İslam Cumhuriyeti’nin Lideri” Ayetullah Ali Hamaney’in gözünden düşmüştür. Hamaney diğer muhafazakârları desteklemektedir. 2011 Nisanında, Ahmedinecad İstihbarat Bakanı Haydar Moslehi’yi görevden alınca ve Hamaney “Başkan”ı onu eski mevkiine iade etmeye zorlayınca, rejimin uzun erimli hizip savaşları aniden toplumun gözü önünde cereyan etmeye başladı! O zamandan beri Ahmedinecad’ın pek çok müttefiki yolsuzluk ve diğer iktidar suiistimallerinden suçlanmış ya da yargılanmış durumdadır. Bunların sonuncusu, Ahmedinecad’ın basın danışmanı ve gayrı resmi sözcüsü de olan devlet haber ajansı IRNA’nın başkanı Ali Ekber Cavanfekr’dir. Cavanfekr, İslami ve geleneksel değerleri aşağılama gerekçesiyle altı aydır hapiste bulunuyor!
Hamaney, Ahmedinecad’ı hırpalaması için medyaya ve müttefiklerini tutuklatması için yargıya yeşil ışık yakmış görünüyor. Örneğin 4 Eylüldeki bir TV röportajı sırasında, Ahmedinecad’a, yedi yıllık “Başkanlığı” boyunca hükümetinin 700 milyar dolarlık petrol geliriyle ne yaptığı soruldu. Bu meblağın, ilk kuyulardan petrol pompalanmaya başlandığından bu yana İran’ın toplam gelirine eşit olduğu yaygın biçimde medyada ortaya dökülmüştür!
Ahmedinecad’a muhalif muhafazakârların egemenliğindeki rejim “parlamento”su şimdi gıda ve akaryakıt sübvansiyonu kesintilerinin ikinci aşamasını askıya alma planını ele almayı oylamıştır. Bu, 2010 sonlarında sübvansiyon kesintilerinin ilk aşamasını uygulamaya koyan Ahmedinecad hizbine indirilmiş açık bir darbedir.
İran burjuvazisinin çeşitli hizipleri dalaşırken, işçiler ve aileleri açlığın kıyısına daha da yaklaşmaktadırlar. Açlığı önleyebilecek ve önümüzdeki dönemin daha büyük kavgaları için hareketi yeniden inşa edecek tek şey işçi mücadelelerinin yeniden dirilmesidir.
link: Murad Şirin, İran: Kurdaki Çöküş Protestoları Ateşliyor ve Sübvansiyon Kesintilerini Beklemeye Alıyor, 7 Ekim 2012, https://marksist.net/node/3096
Türkiye’nin Göçmen Politikası Can Alıyor
Sınıf Mücadelesinde Marksist Tutum On Yaşında!