Kürt coğrafyasında kanlı askeri operasyonlar devam ediyor. Her akşam haber bültenlerinde bu operasyonlarda çok büyük “başarılar” elde edildiği söyleniyor ve Genelkurmay’dan servis edilen haberler veriliyor. Mardin’de 20 Aralık akşamı yine böyle bir operasyon vardı. Yine “yüce Türk ordusu” dağı taşı abluka altına almış, “vatanı kurtarmak” ve “teröristleri” öldürmek üzere görev başına geçmişti. Fakat saldırı sonrasında ortaya çıkan gerçek şuydu: biri işçi, diğeri köylü iki silahsız Kürt hedef seçilmiş ve kurşun yağmuruna tutulmuştu.
Nusaybin İlçesi Heybeli Köyü çevresinde yürütülen operasyonda askeri birlikler, makineli tüfeklerle, çalışan iki insanın üzerine yaylım ateşi açtılar. Köye su tesisatı döşeyen Yusuf Akın (37) hayatını kaybetti, köylülerden Mehmet Eren ise yaralı olarak Mardin Devlet Hastanesine kaldırıldı. Üstelik durumu fark eden ve askerlere “ateşi kesin” diye bağıran köylülere rağmen, askeri birlik kurşun sıkmaya devem ettiler. Yaralı kurtulan Mehmet Eren “biz siviliz, ateş etmeyin, imdat” diye defalarca bağırmasına rağmen, komutanlar askerlere ateşkes emri vermemişlerdir.
Vali olayın ertesinde yaptığı açıklamada köylülerin “terörist” olduğunu iddia etti. Sözlerine kanıt olarak da olay yerinde “uzun namlulu silahlar” ve “boş kovanlar” bulunduğunu ileri sürdü. Fakat köylülerin ifadeleri ve yaralı kurtulan Mehmet Eren’in yaptığı açıklamalar neticesinde Vali çark ederek, “yanlışlıkla vurduk!” açıklaması yapmak zorunda kaldı.
Şimdi sormak gerekmez mi bu kaçıncı yanlışlık? Hatırlanırsa Genelkurmay eski başkanlarından Işık Koşaner, “terörist diyerek kendi askerimizi vurduk” itirafını yapmıştı. Yine hatırlanırsa, bir süre önce Samsun’da iki kardeş “terörist” sanılarak kurşun yağmuruna tutulmuş, biri yaralı olarak kurtulurken, diğeri askerler tarafından öldürülmüştü. Hatay’da da kekik toplayan iki ihtiyar köylüye ateş edilmiş, biri öldürülmüştü. Aslında devlet bu ve benzeri daha nice “yanlışlık” yaşattı bizlere. Devletin yürüttüğü bu “yanlışlık” siyasetine de, ölümlere de son noktanın konulması gerekiyor. O nedenle Türkiye işçi sınıfı, Kürt halkı üzerinde yürütülen bu “kirli savaşa hayır” demelidir. Kürt sorununun demokratik temellerde çözümü için Kürt halkına dayanışma elini uzatmalıdır. Askeri operasyonlar derhal ve koşulsuz olarak durdurulmalıdır.
link: İstanbul Soğanlık’tan MT okuru bir işçi, Bir Kişi Daha “Yanlışlıkla” Öldürüldü!, 25 Aralık 2011, https://marksist.net/node/2852
11. Yılında 19 Aralık Katliamı
Milli Eğitim: Irkçı Devletin Asimilasyon Yuvası