İşçi denildiği zaman fabrikada kol gücüyle çalışandan başkası aklına gelmeyen birtakım akademisyenler ya da işçi sınıfının varlığından rahatsızlık duyanlar, işçi sınıfının artık bittiğini söyleyip durmaktadırlar. Oysa işçi sınıfı salt kol gücüyle çalışanlardan ibaret değildir ve kapitalizm işçi sınıfı olmaksızın varlığını sürdüremez. İşçiyi işçi yapan onun kol emeği mi yoksa kafa emeği mi harcadığı veya gelirinin düşüklüğü gibi faktörler değildir. İşçi, esas olarak, yaşamını sürdürmek için emekgücünü satmak dışında hiçbir olanağa sahip olmayan insandır. Üretim araçlarından tümüyle yoksundur. Yaşamını esas olarak çalışmakla elde ettiği ücretiyle sürdürür. Böyle bakıldığında, fabrikadaki kol işçisinden “memur” denilenlere, mağazadaki tezgâhtardan marketteki kasiyere, vergi dairesindeki memurdan hastanedeki doktora, inşaattaki “amele”den mühendise, geçici işlerde çalışandan hiçbir iş bulamamış işsizlere kadar herkes işçidir. Ve işçi sınıfı yok olmak şöyle dursun her geçen gün artmaktadır. Bu artışın nedeni yalnızca yeni işçi kuşakları değildir. Kapitalist toplumda işçi ile burjuva arasında yer alan küçük-burjuva unsurlar da her geçen gün iflasın eşiğine gelmektedirler. Bunların birçoğu gün be gün işçi sınıfının saflarına katılmaktadır. Dün küçük bir atölyesi olan bir kişinin iflas edip, ertesi gün bir başka atölyede işçi olarak çalıştığına hepimiz şahit olmuşuzdur.
link: Marksist Tutum, İşçi sınıfı yok mu oluyor?, , https://marksist.net/node/1574