Bugünün kapitalist dünyasında hükümet başkanlarının bazıları bir zamanlar işçilik yapmışlar. Bunların kimisi bir zamanlar eli nasırlı metal işçiliği yapmış, kimisi koca otobüslerde şoförlük yapmış, kimisi belediyede evrak getir-götür işi yapmış. Hatta işsizlikten pabuç eskittikleri günlerde ne iş bulsalar çalışmaya razı olmuşlar!
Nihayetinde bu zatı muhteremler şimdilerde hükümet başkanlığı koltuğuna otururlar. Eski günlerini rüyalarında dahi görmek istemezler! Koca bal tenekesi ellerinin altında! Aynada kendileriyle konuşurken, “eski günler mi? Aman tanrı esirgesin!” derler. Ancak eli nasırlıların, tuvalet temizleyenlerin, kısacası elinin emeği gözünün nuruyla çalışanların karşısına çıktıklarında, “ben sizden biriyim, sizin aranızdan biriyim, yok sizden bir farkım” diye yırtınırlar. Bir müddet de bunu yutturmayı başarırlar. Zaman biraz daha ilerler ve eli nasırlılar uyku sersemliğinden uyanır misali, birer ikişer uyanmaya başlar. Bu yalanları yemez yutmaz olurlar. İşte tam o anda zatı muhterem, filler sultanı gibi haykırır: “Yurtdışında tuvalet temizlemeyi bırakıp vatana dönün” der, aşağılayarak. İnceden inceye de şovenizmin zehirli şerbetini yutturmaya uğraşır. Üstelik bu şoven sözleri söyleyen sözüm ona “sosyalist”tir! Kimi solcular yıllarca Chavez’e selam durdu. Şimdilerde “sosyalist” Chavez’in halefi “sosyalist” Maduro.
Sömürücüler ve onların yöneticileri dünyanın her köşesinde savaş çıkartıyorlar. Onların çıkarttıkları savaşlarda işçiler, emekçiler ölüyor, öldürüyor. Sistemlerinin yol açtığı krizin bedelini ezilen sınıflara ödetiyorlar. İşsizlik bir sıtma gibi dünyanın dört bir yanına yayılıyor. Açlık, yoksulluk, yokluk içinde kıvrananların sayısı her geçen gün katlanarak artıyor. İşsizlik kırbacından kurtulmak için başka ülkelere geçiyor milyonlarcası. En kötü işlerde karın tokluğuna iş bulabilen kendisini şanslı görüyor. Tepedekiler ihtişam, sefahat içinde yaşıyorlar. Hepsi lüks, gösteriş ve debdebeli hayatlarından bir dirhem vazgeçmiyorlar. Bu haydutlar çetesinin tuvaletleri en kıymetli madenlerden yapılmış. O tuvaletleri yapanlar da işçiler, temizleyen de yine işçiler.
Dünyamızı gırtlağına kadar kirletenleri ve onların boka batmış sistemlerini, o her bir işi gören, tuvalet de temizleyen onurlu eller temizleyip hak ettikleri çukura gömecekler.
link: İzmir’den bir işçi, Savaş, Kriz ve Maduro’nun Tuvaleti!, 22 Eylül 2018, https://marksist.net/node/6492
İnşaat İşçileri Köle Değildir!
Beni Bul Anne!