Nice imparatorluklar, devletler gelip geçti bu topraklar üzerinde ve hepsinin devrinde de emekçi halklar ezildi, zulüm çekti. Mazlumun kanı aktı her seferinde. Bu kadarı da yapılmaz denileni yaptı egemenler ezilenlere... Zaman aktı, devir değişti ama ne sömürü bitti dünyamızda ne de zulüm… Kapitalizm hele ki bu çürümüş, kokuşmuş çağında en beterini yaşatıyor insanlığa!
Egemenler din derler, iman derler ama insanlık dışı işler yaparlar. Tıpkı 2017 yılında bir çatışmada hayatını kaybeden Agit İpek’in kemiklerinin geçtiğimiz günlerde PTT Kargo ile annesine gönderilmesi gibi... Bu haberi ilk okuduğumuzda yanlış mı okuduk acaba diye tekrar okuduk ama hayır, tamamıyla gerçek yapılan vicdansızlık. Bir tabuta bile sığmaz bunların vicdanı...
“Oğlumu üç kişi gömdük! Kemiklerden bile korkuyorlar! Cenazenin ellerinde olduğunu düşünüyorduk ama bu kadar büyük bir vahşeti tahmin etmiyorduk. Bu hiçbir dine sığmaz. Zorluklar içinde büyüttüğümüz çocuklarımız parça parça bir halde, bir eşya parçasıymış gibi elimize kargo ile veriliyor. Cenazemizi gömmek istediğimizde bile sadece birkaç kişiye izin verildi. Daha biz gitmeden kuşatılmıştı mezarlık. Ziyaret etmek isteyen köylüler geri çevriliyordu. İmamın gelmesine dahi izin vermediler. Biz onların yaptıklarından korkmuyoruz. Garzan mezarlıklarından kaçırılan, cenazesini alamayan birçok aileye çağrımdır: kesinlikle kemiklerini alsınlar. Biz öldürüldük, şehirlerimiz, köylerimiz yakıldı yine de zulmü kabul etmedik.”
Beyaz leçekli Kürt annesi böyle anlatıyor yaşadığı acıyı… Anaların ahı ve gözyaşları içinde boğulacak bu zalimler. Bu insanlık dışı olayın gündem olmasıyla AKP’li bir vekilin “her şey usulüne uygun” demesi ve cenazeden “birkaç kemik parçası” diye söz etmesine ne demeli?
Şırnak’ta zırhlı araç arkasında bedeni sürüklenen Hacı Lokman Birlik’i hatırlıyoruz, insanların ölülerini buzdolabına saklamak zorunda kaldıklarını… İşte daha geçtiğimiz günlerde 17 yaşındaki Suriyeli Ali El Hamdani sokak ortasında polis kurşunuyla öldürüldü. Zulmediyorlar. Fakat Agit İpek’in annesi Halise Aksoy’un, Halise ananın dediği gibi “bu zulmü kabul etmedik!” İnsanlığa her türlü baskıyı, katliamı meşru gören, her türlü caniliği, zalimliği yapmaktan geri durmayan bu çürümüş sistem mutlaka yıkılacak. İşçi sınıfı örgütlenip ayağa kalktığında ve “bu zulmü kabul etmedik, etmiyoruz!” diye haykırıp bu sistemi tarihin çöp sepetine fırlatıp attığında insanlık derin bir nefes alacak.
link: İstanbul’dan üniversite öğrencileri, Bir Tabuta Bile Sığmaz Vicdanınız!, 22 Mayıs 2020, https://marksist.net/node/6944
Kapitalizmin Tarihsel Sistem Krizi
“Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak!”