Mersin’den MT okuru bir eğitim emekçisi
Kapitalizmin sarsıcı krizlerle boğuştuğu günümüzde, krizin etkileri dünya emekçileri için katlanılmaz hale gelmiş durumda. Bir taraftan derin sorunlara yol açan bu koşullar aynı zamanda kapitalizm illetinden kurtulmak için de büyük imkânları bağrında taşıyor. Bu imkânları hayata geçirmek için bize kılavuzluk edecek olan deneyimler sınıf tarihimizde saklı. Kapitalizmi tarihin çöplüğüne gönderip onun yerine sınıfsız, sömürüsüz bir dünya kurmak için sınıf tarihimize ve de onun en önemli örneği olan Ekim Devrimine bakmamız gerekiyor. Şanlı Ekim Devriminin gerçekleştiği koşulları anlamak, dersler çıkarmak, içselleştirmek önümüzdeki kavgalarda doğru adımlar atabilmemiz için biz sınıf devrimcileri açısından muazzam önemli. 103 yıl önce Bolşevik devrimcilerin ve de büyük mücadelelerle elde ettikleri Şanlı Ekim Devriminin ışığında yürümeli, örgütlü mücadelemizi büyütmeli, bu köhne düzene elbirliği ile son vermeliyiz!
Selam olsun şanlı Ekim Devrimine!
Selam olsun bugün onun yolunda yürüyenlere!
***
İstanbul’dan MT okuru öğrenciler
Çarlık Rusya’sının efendilerini silip atan büyük Ekim Devrimi’nin 103.yılında, işçi sınıfının gençleri olarak bizler yolumuza ışık tutan devrimcilerin mücadele ateşini yüreklerimizde hissediyoruz. Kapitalist sistem dünyanın her yerinde açlık, sefalet ve işsizlik üretiyor, gençleri çıkışsızlığa sürüklüyor. Fakat işçi sınıfının şanlı mücadele tarihi bize gösteriyor ki bu devran böyle gelmemiş böyle de gitmeyecek. Selam olsun yolumuza ışık tutan Ekim Devrimine! Selam olsun örgütlü işçi sınıfının gücünü bizlere gösterenlere!
***
Ankara’dan bir kadın işçi
Kapitalizmin yaşamlarımızı katlanılmaz bir mengeneye sokmuş durumda. Ne evde ne işyerinde ne de hayatın herhangi bir alanında nefes alabiliyoruz. Bu karanlığın içinde en çok ihtiyacımız olan şeyse aydınlık günlerin geleceğine dair umut. Bu umut Ekim Devriminin anısında bizi selamlıyor. Dünya işçi sınıfının sömürüden, yoksulluktan, yoksunluktan, haksız savaşlardan, esaretten kurtuluşu kapitalizme son verip kendi iktidarını kurmasıyla olacak. O iktidar ki bir avuç azınlığın değil üreten çoğunluğun konuşarak, tartışarak, araştırarak, bularak kendi yaşamını kendi elleri ve bilinciyle inşa ettiği bir iktidar olacak. İşte Ekim Devrimi 21. yüzyılın işçi kuşaklarına bunun yolunu ve yöntemini gösteriyor, öğretiyor. 1917’de Rus proletaryasının ve önderi Bolşevik Partinin bıraktığı deneyimler ışığında dünya devrimi için ileri! Yaşasın Ekim Devrimi, Yaşasın Enternasyonalizm!
***
Beylidüzü’nden bir kadın işçi
Ekim Devrimin 103. yılını devrimci duygularımla selamlıyorum. Ben bir kadın işçi olarak diyorum ki Ekim Devriminin ruhuyla zalimlerin saltanatlarını yıkacağız. İnsanın insan gibi yaşadığı, çocukların özgürlüğe koşturduğu o dünyayı kuracağız. Bu nedenle Marksist Tutumcular olarak mücadeleye dört elle sarılmalıyız. Bugün zor günlerden geçiyoruz. Elif Çağlı’nın söylediği gibi “zor günler zor sınavlara çeker insanı”, bu nedenle umudumuzu büyüterek ilerliyoruz. Faşizme karşı inatla mücadele ediyoruz. Haklı günler, büyük günler, gelecek günler ellerimizdedir. Bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Yaşasın Ekim Devrimi ve Sosyalizm!
****
Mersin’den bir işçi
“İşçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacaktır.” Sınıf mücadelesinin tarihine bakmamız bunu anlamamız için elzemdir. Henüz kurtuluş gerçekleşmemiş olsa bile bu yolda atılan en büyük adım olan Ekim Devrimi bizler için bunun yolunu göstermiştir. Paris Komününden çıkarılan dersler ışığında, karanlık geçen yıllara inat umudunu yitirmeyen devrimciler örgütlülüklerini korumuş ve işçi sınıfının muzaffer Ekim Devrimine giden yolda azimle, kararlılıkla mücadeleyi göğüslemişlerdir. Savaşla, açlıkla, ölümlerle geçen yılların sonrasında öfke bütün korku duvarlarını yıkıp devrimci durumu mayalamış ve işçi sınıfı Bolşeviklerin önderliğinde “biz üretiyorsak biz yönetiriz” diyebilmiştir. Bizler de karanlık, olağanüstü dönemlerden geçiyoruz. Kapitalist sistem bizleri mücadeleden vazgeçirmek için her yönden psikolojik ve fiziksel saldırılarına devam ediyor. İşçi sınıfının devrimci gücüne olan inancı Ekim Devrimine sahip çıkarak, hatırlayarak, dersler çıkararak koruyabiliriz. Biriken öfkenin sabır taşını çatlatacağı gün yakındır. Şanlı Ekim Devrimimiz yeniden ve yeniden kutlu olsun. Mücadeleden yılmamak ancak mücadeleyle mümkün olur.
***
Ankara’dan bir eğitim emekçisi
Yaklaşık bir asır önce muzaffer Ekim Devriminin bir sonucu olarak, herkes için zorunlu eğitim getirildi, çalışma saatleri düşürüldü ve işsizlik ortadan kaldırıldı, ücretsiz, nitelikli ve herkesin erişimine açık sağlık hizmetleri getirildi, kreşler, okuma yazma kursları açıldı, ortak yemekhaneler, çamaşırhaneler kuruldu, hastaların ve yaşlıların bakımı toplumsal görevler olarak ele alındı.
Aynı dönemde diğer ülkelerin burjuvaları ve onların basını, tüm bunları hayata geçiren Bolşevikleri insana değil canavarlara benzeten yayınlar yapıyorlardı. Çünkü onlara göre bu yeni ideoloji kendi ayaktakımlarının aklını çelmemeliydi. Bizi sömüren ve ayaktakımı sayanların egemen olduğu sistemde bize nelerin reva görüldüğünü hepimiz çok iyi biliyoruz. Tüm bu yaşananlara ve bunları bize yaşatanlara en güzel cevabımız, yıldönümünü kutladığımız Ekim Devriminden aldığımız derslerin ışığını dün olduğundan daha da fazla rehber edinebilmek ve geleceğe taşıyabilmektir.
***
Sefaköy’den bir grup sağlık işçisi
Bizlere başka bir ihtimalin, başka bir yaşamın gerçekliğini gösteren, işçi sınıfı tarihinde şanlı bir sayfa açan Ekim Devriminin bıraktığı mirasa sahip çıkıyoruz. Yüzyıllar boyunca ezilen, sömürülen emekçiler her şeyi yeni baştan yaratıyorlardı. Tıp bilimi de en başta sağlıklı bir toplum yaratmak için yeniden şekillendiriliyordu. Devrimden hemen sonra Moskova Hijyen Enstitüsü, Meslek Hastalıkları Araştırma Enstitüsü gibi önleyici sağlık kuruluşları açıldı. Hijyen fakülteleri kuruldu ve halk sağlığı hekimleri yetiştirilmeye başlandı. Kâra, zorbalığa dayalı sistemin emekçilerin sağlığı için yapmadığı her şeyi işçiler kendi iktidarları altında yapmaya koyuldular. Sağlıksızlığı bile satarak ilaç tekellerini besleyen kapitalizm altında nefes alamadığımız şu günlerde Ekim Devriminin tarihine bakmak, bıraktığı mirası hatırlamak ayrı bir önem taşıyor. Umudumuzu, inancımızı, direncimizi tazeliyor. Sağlıklı bir yaşamın da, özgürlüğün de, barışın da temsilcisi işçi sınıfıdır! Yaşasın Ekim Devrimi!
***
Ankara’dan iş güvenliği uzmanları
Bundan 103 yıl önce işçiler Rusya’da iktidarı aldı. Başka bir dünya isteyen işçiler, emekçiler yıllar boyu süren mücadeleler sonucunda iktidarı almayı başarmıştı. Bugün birçok hakkımız geçmiş işçi kuşaklarının bizlere bırakmış olduğu mirastır. Bizler iş güvenliği uzmanları olarak çalışan işçileriz. Ekim vesilesiyle bir araya geldik ve geçmişten bugüne işçi sağlığı ve güvenliği alanında gerçekleştirilen kazanımlara baktık. Ortaçağ’da Ellenborg, Paracelsus ve Agricola gibi bilim insanlarının emekçilerin çalışma ortamında maruz kaldıkları tehlikelerin “önlenebileceğini” ortaya koyduklarını, işçi sağlığının babası olarak bilinen Ramazzini’nin 1700’lerin başında “meslek hastalığını” tanımladığını ve buna karşı tedbirler önerdiğini gördük. Ancak Bolşevik devrimine kadar işçi sağlığı alanında fazla adım atılmadığını da fark ettik. Ekim Devrimi sonrasında sosyal sigorta sistemi ve meslek hastalıkları enstitüleriyle ilk kapsamlı önlemlerin alındığını ve bizlere miras bırakıldığını öğrendik. Ve tekrar kavradık işyerlerinde ve yaşamın tüm alanlarında tam anlamıyla bir işçi sağlığı ve güvenliği ancak işçilerin kendi iktidarında mümkün olacak. Öyleyse bugün bize düşen görev bizlere bırakılan mirası sahiplenmek ve yeni Ekimleri yeşertmek için mücadeleye atılmaktır.
***
Kıraç’tan bir genç kadın işçi
Geçmişi geleceğe bağlayan Ekim Devrimine selam olsun. Genç bir kadın olarak her yıl Ekim Devrimini anmamız beni gururlandırıyor. Ben kurtuluşa giden devrimci mücadelede yer aldığım için onurluyum. Ekim Devriminin sönmeyen ateşi bugün biz gençlere meşaledir.
Yaşasın Ekim Devrimi!
Yaşasın Sosyalizm!
***
Ankara’dan bir temizlik işçisi
Ekim Devriminin kızıl feneri parıl parıl parlamaktadır. Ona ulaşmak bizim elimizde. Bugün yapmamız gerekeni deneyimler gösteriyor. Geçmiş işçi kuşaklarından işçi abi ve ablalarımız bize rehberlik ediyor. Ekim Devrimi bize bu karanlık dünyadan çıkışın yolunu gösteriyor. Egemenler her ne kadar Ekim Devrimini karalamaya çalışsalar ve kendi düzenlerini tarihin sonu ilan etseler de geçen zaman ve yaşadığımız olaylar sosyalist devrimin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Bugün Ekim Devriminin kahramanları olan Lenin ve Bolşevik Partinin iradesini ve verdiği bedelleri unutmamak lazım. Bize bırakılan tarihsel emanet olan Bolşevik tarzda önderliği yaratmayı mücadelemizin merkezine koymamız lazım.
Karanlığı Yırtan Ekim Devrimine Selam Olsun!
***
Ankara’dan bir genç işçi
Ekim Devrimi Bolşevik işçilerin mücadeleye adanmışlıklarıyla yarattığı ruhtur. Ne mutlu ki o mücadele ruhu, tarihin tozlu sayfalarında kalmadı. Marksist Tutum bu ruhun yeniden ve yeniden can bulmasıdır. Elif Çağlı ve yoldaşlarının ilmek ilmek ördüğü yol sayesinde, bugün Ekim Devriminin bize bıraktığı mirasa sahip çıkmak mümkün.
Selam Olsun Şanlı Ekim Devrimine!
Selam Olsun Sınıf Mücadelesinde Marksist Tutumu Büyütenlere!
***
Esenyurt’tan lise öğrencisi bir genç
Ben lise öğrencisi bir gencim, Ekim Devrimini en içten duygularımla ve saygıyla anıyorum. Ben örgütlü mücadeleye katılınca Ekim Devrimini öğrendim. Ekim Devrimi işçi sınıfına ışık tutuyor. Gelecek nesillere yani biz gençlere yol gösteriyor. Geçmişten geleceğe mücadele hep devam ediyor.
Yaşasın Marksist Tutum!
Yaşasın proleter devrimimiz!
***
Ankara’dan hizmet sektöründen genç bir işçi
Şanlı Ekim Devrimi… Takvim yaprakları Ekim 1917’yi gösterdiğinde işçiler Bolşevik Parti önderliğinde iktidarı ele aldı. Şüphesiz ki Ekim Devrimi dünya işçi sınıfına ışık tutacak deneyimlerle doludur. Ekim Devriminin her yıldönümünde içimi bir coşku kaplıyor. 1917’de olan devrimin ruhu mücadeleye ve işçi sınıfının gücüne olan inancımı daha da arttırıyor. Birlik olduklarında hiçbir engelin işçilerin önünü kesemeyeceğini tekrar görmüş oluyorum. Bugünkü koşullar o zamanın koşullarından çok farklı değil. Bu kötü koşulların yok olması, sınıfsız ve sınırsız bir dünyada yaşamanın tek yolu işçi iktidarından geçiyor.
Yaşasın Devrim! Yaşasın Sosyalizm!
***
Esenyurt’tan bir kadın işçi
Biz işçi sınıfı olarak öyle bir süreçten geçiyoruz ki bir tarafta “evimize ekmek götüremiyoruz, açız” diyen emekçiler, diğer tarafta açın halinden anlamayan bir avuç asalak. Çünkü insan nasıl yaşarsa öyle düşünürmüş, kendileri lüks ve şatafat içinde yaşıyorlar. Bizlerin payına da açlık, yoksulluk, göç yolları ve savaşlar düşüyor. İşçi sınıfı olarak içinden geçtiğimiz şu dönemde yeni Ekim Devrimlerine insanlığın ve dünyanın kurtuluşu için her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Ekim Devrimi biz mücadeleci işçilere ışık tutuyor. Bizim zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok ama kazanacak çok şeyimiz var. İşçi sınıfı ne zamanki yeter deyip ayağa kalkar, o zaman sınıfsız, sömürüsüz bir dünya kurulur. Selam olsun Ekim Devrimini yaratanlara!
Ankara’dan bir eğitim emekçisi
“Alt sınıfların eskisi gibi yönetilmek istememesi, üst sınıfların eskisi gibi yönetememesi ve genel bir krizin varlığı.” Bu söz içinde bulunduğumuz zamanı tarif ediyor ama bundan tam 103 yıl önce muzaffer Ekim Devriminin önderi Lenin’in devrimin koşulları nedir sorusuna verdiği yanıttır. Olgunlaşan koşullar, yüzyıllardır birikmiş olan tecrübe, içinde bulunduğumuz zamanda kapitalizmi yıkmanın zeminini döşedi. Zamanı dolmuş ve çürümüş bu sisteme karşı güçlendireceğimiz örgütlü mücadele, Ekim Devrimini anmanın en güzel yolu olsa gerek.
***
Sefaköy’den emekçi kadınlar
Şanlı Ekim Devrimi tüm dünyada işçi sınıfının doğru bir önderliğe sahip olduğunda neler yapabildiğinin somut bir örneğidir. Bizler işçi sınıfının mücadeleci kadınları olarak umutlarımızın, hasretlerimizin gerçeğe dönüşebileceğini, işçi sınıfının bambaşka bir dünyanın kapılarını aralayabileceğini biliyoruz. Bir asır sonrasına, bugünün karanlığına ışık olan bir meşaledir Ekim Devrimi. 103. yıldönümünde Ekim’i yaratanlara ve onun meşalesini bugüne taşıyanlara selam olsun!
***
Ankara’dan genç işçiler
Sömürücüler ne yaparlarsa yapsınlar sınıf mücadelesini durduramıyorlar. Bu düzen son bulana dek de durduramayacaklar. Tüm oyunlara, aldatmalara, baskıya rağmen bugün dünyanın dört bir yanında mücadele sürüyor. İşçi sınıfı boyun eğmiyor. İnsanlık sömürüsüz, savaşsız bir dünya özlemini sürdürüyor. Kapitalizmin insanlığa dayattığı karanlıktan kurtulabiliriz. 103 yıl önce Bolşevik işçiler bunun yolunu açarak bize muazzam bir miras bıraktı. İşçi sınıfının kurtuluşu Ekim Devriminin anısını mücadelemizde yaşatmakla ve o mücadeleyi zafere taşımakla olacaktır.
Yaşasın İşçi Devrimi!
link: Marksist Tutum, EKİM DEVRİMİ , 3 Kasım 2020, https://marksist.net/node/7064
Aldatmalar ve 1 Mayıs
Selam Olsun Ekim Devrimine!