10 Aralık 1922
Sevgili Yoldaş McKay,
1. Fransa’nın Avrupa kıtasında zenci birliklerini kullanmasını önlemek için hangi pratik önlemler alınmalıdır? İlk sorunuz bu.
Bizzat zencilerin kendileri bu şekilde kullanılmaya karşı direnmelidirler. Fransız emperyalizmine Avrupa’ya hükmetmesi için yardım ettiklerinde, aslında bizzat kendilerini boyunduruk altına alması için yardım etmiş olduklarını, böyle yaparak Fransız kapitalizminin Afrika ve diğer sömürgelerdeki egemenliğini desteklemiş olacaklarını anlamaları sağlanmalıdır.
Avrupa işçi sınıfı ve özellikle Fransız ve Alman işçi sınıfı, en yaşamsal çıkarlarının beyaz olmayan halkları aydınlatma çalışmasında yattığını anlamak zorundadırlar. Rengine bakılmaksızın tüm insanların eşit olduğu üzerine, sömürge halklarının kendi kaderlerini tayin hakkı üzerine genel açıklamalar yapmanın günü geçiyor. Doğrudan ve pratik eylemin vakti gelmiştir. Devrim bayrağı etrafında toplanan ve zenciler arasında pratik bir çalışma için bir grup oluşturmak üzere birleşen her 10 zenci, İkinci Enternasyonal’den bu kadar cömertçe geçen, ilkelerin sergilendiği düzinelerce karardan yüz kat daha değerlidir. Mümkün olan en kısa zamanda, mümkün olduğunca fazla aydınlanmış zenciyi düşüncelerine kazanmaya dönük yoğun bir çaba harcamaksızın, bu konuda yalnızca platonik kararlarla kendisini sınırlayan bir Komünist Parti, Komünist Parti adına lâyık olmayacaktır.
2. Hiç şüphe yok ki, emperyalist savaş için ve günümüzde Alman topraklarının işgali için beyaz olmayanlardan oluşan birlikleri kullanmak, Avrupa kapitalizminin ve özellikle de Fransız ve İngiliz kapitalizminin, silahlı kuvvetleri Avrupa dışından devşirmek için ustaca planladıkları ve dikkatlice yürüttükleri bir girişimdir. Bu sayede kapitalizm, Avrupa’daki devrimci kitlelere karşı, emrindeki Afrika ya da Asya birliklerini seferber edebilecek, silahlandırabilecek ve disipline edebilecektir. Emperyalist ordular için sömürge rezervlerinin kullanılması sorunu bu yolla Avrupa devrimi sorununa, yani Avrupa işçi sınıfının akıbeti sorununa sıkı sıkıya bağlanır.
3. Kuşkusuz, ekonomik ve kültürel olarak geri sömürge kitlelerinin emperyalizmin dünya çapındaki çatışmalarında, ve dahası Avrupa’daki sınıf çatışmalarında kullanılması, burjuvazi için olağanüstü riskli bir denemedir. Zenciler ve gerçekte tüm sömürgelerin yerli halkları, muhafazakârlıklarını ve zihinsel katılıklarını yalnızca alışık oldukları ekonomik koşullar altında yaşamaya devam ettikleri ölçüde koruyorlar. Ancak sermayenin ya da daha önce militarizmin eli, onları alışık oldukları çevreden mekanik bir biçimde kopardığında ve onları yeni ve karmaşık sorunlar ve çatışmalar (farklı ulusların burjuvazileri arasındaki çatışmalar, bir ulusun sınıfları arasındaki çatışmalar) uğruna yaşamlarını ortaya koymaya zorladığında, ruhsal tutuculukları birdenbire çökmekte ve devrimci düşünceler hızla bilince çıkmaktadır.
4. Bu nedenle bugün acilen, sayıları ne kadar az olursa olsun, zenci kitlelerin maddi ve moral düzeylerini yükseltme coşkusuyla dolu ve aynı zamanda kafaca, zenci kitlelerin çıkarlarının ve akıbetinin, tüm dünya insanlarının ve ilk elde de Avrupa işçi sınıfının akıbetiyle özdeş olduğunu kavrama yeteneğine sahip aydınlatılmış, genç ve özverili zencilere sahip olmak son derece önemlidir.
Zenci propagandacıların eğitimi, bugünkü bunalımlı dönemde olağanüstü ölçüde ivedi ve önemli bir devrimci görevdir.
5. Kuzey Amerika’da bu sorun, zenciler içinde savaşan yoldaşları ve onlarla dost işçileri tanımayı reddeden işçi sınıfının ayrıcalıklı üst tabakasının iğrenç kalın kafalılığı ve kast yüzsüzlükleri tarafından daha da karışıklaştırılmış bulunmaktadır. Gomper’in politikası kendisine bu tip aşağılık önyargıları temel almaktadır ve içinde bulunduğumuz dönemde beyaz ve beyaz olmayan işçilere başarıyla boyun eğdirebilmenin en etkili garantisidir. Bu politikaya karşı savaşım farklı taraflardan başlatılmalı ve her hatta yayılmalıdır. Bu çatışmanın en önemli dallarından biri, Amerikan kapitalizminin zenci köleleri arasında insani onur ve devrimci protesto duygularını canlandırarak proleter bilinci aşılamaktır. Yukarıda söylendiği gibi, bu çalışma ancak özverili ve politik eğitimli devrimci zenciler tarafından gerçekleştirilebilir.
Söylemeye gerek yok ki, bu çalışma bir zenci şovenizmi ruhuyla değil –bu yalnızca beyaz şovenizminin karşı kutbunu oluşturmak olurdu– renklerine bakılmaksızın tüm sömürülenlerin dayanışması ruhuyla gerçekleştirilmelidir.
Amerikan zencileri arasındaki bir hareket için en uygun örgütsel biçim nedir şeklindeki sorunuza cevap vermem, somut koşullar ve olanaklarla ilgi yeterli bilgim olmadığından oldukça zor. Ancak, eyleme girişmek yönünde yeterli bir istek olur olmaz bu örgütlenme biçimi bulunacaktır.
Komünist selâmlarımla,
L. Troçki
[*] Komünist Enternasyonal’in IV. Dünya Kongresinde devrimci zencileri temsil eden şair McKay, Troçki’den zenciler arasındaki kurtuluş mücadelesiyle ilgili bazı soruları yanıtlamasını rica etti. Troçki bu soruların bir kısmını bu mektupta yanıtladı.
link: Lev Troçki, Yoldaş McKay’e Mektup, 10 Aralık 1922, https://marksist.net/node/605