Bundan iki yıl önce, on binlerce işçi ve emekçi, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla ve “Savaşa Hayır, Barış Hemen Şimdi” şiarıyla bir miting gerçekleştirmek üzere Ankara’da bir araya gelmişti. 10 Ekimde Ankara Garı önünde toplanan kitle kortejlerini oluşturmaya başlamış ve bir kısmı yürüyüşe geçmişti. Saatler 10:04’ü gösterdiğinde Gar önünden büyük bir patlama sesi geldi. IŞİD canilerinin gerçekleştirdikleri iki canlı bomba saldırısı sonucu ortalık kan gölüne döndü. Katliamda 102 insanımız hayatını kaybetti, 400’den fazlası yaralandı.
Ankara katliamı, barış çığlıklarını yükseltmek için bir araya gelen işçilere, emekçilere, yoksul Kürt halkına ve sosyalistlere yönelik olarak TC tarihindeki en kanlı katliam olarak tarihe geçti. Hükümetin bu katliamdaki tutumu da öyle. IŞİD canilerini izlemekle yetinen istihbarat birimleri, patlamanın ardından katliam yerine gazla saldıran, delilleri TOMA’lardan sıktıkları suyla yok eden polis, geç gönderilen ambulanslar, IŞİD’e laf etmemek için “kokteyl örgüt” safsatasını üreten Cumhurbaşkanı, “patlama oldukça oyumuz artıyor” diyen Başbakan, barış mitingine katılanları terörist olarak gösteren medya, olayda ihmali bulunanları yargılamayı reddeden mahkemeler…
Bu süreçte gerçek sorumluların açığa çıkartılması için kılını kıpırdatmayan AKP hükümeti, katliamda hayatını kaybeden insanlarımızın ailelerinin ve dava arkadaşlarının gerçekleştirmek istediği anma etkinliklerini bile yasaklıyor. Suçluları açığa çıkarmayanlar, mağdurların üzerine yine polisi salıyor. Bu tutum, katliamda yaşamını yitiren ve yaralananların ailelerinin yanı sıra tüm sosyalistlerin, duyarlı işçilerin, emekçilerin acısını arttırırken, öfkesini ve hesap sorma kararlılığını da alabildiğine biliyor.
10 Ekim 2015’te Ankara’da katledilen işçiler, emekçiler, sosyalistler, Ankara’nın yanı sıra pek çok kentte düzenlenen etkinliklerle anılıyor.
9 Ekim gecesi Ankara’da, sendikaların, emek örgütlerinin, katliamda yaşamını yitirenlerin yakınlarının, sosyalist grupların, CHP ve HDP milletvekillerinin, İHD, ÇGD ve 78’liler Derneği temsilcilerinin katılımıyla, Çankaya Belediye Çağdaş Sanatlar Merkezinde bir etkinlik düzenlendi. Fotoğraf sergisinin ve sinevizyon gösteriminin de gerçekleştirildiği anma etkinliğinde, aileler konuşarak duygularını ve mücadele kararlılıklarını dile getirdiler.
Bugün de Ankara’dan İstanbul’a İzmir’den Bursa’ya pek çok kentte çeşitli anma etkinlikleri düzenleniyor.
Etkinliklerin en kitleselinin kuşkusuz Ankara Garı önünde gerçekleştirilmek istenen protesto ve anma eylemi olması bekleniyordu. Ne var ki 10 Ekim-Der, KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin ortak çağrısıyla sabah saatlerinde Ankara Garı önünde toplanmak isteyen emekçiler yine polis engeliyle karşılaştılar. Anma için sadece ailelere izin verileceğini söyleyen polis, emekçilere saldırdı. “Katliamlar ülkesi olmayacağız” sloganlarıyla tepkilerini dile getiren emekçiler, anma programını gerçekleştirmek üzere İnşaat Mühendisleri Odasına gittiler. Ancak polis emekçilerin peşini yine bırakmadı ve bu kez İMO binası ve önü gazlı polis saldırısına uğradı. Anma etkinliği bu yüzden kısa tutulurken, sonrasında yürüyüşlü protesto yapmak isteyen gruplar da polis saldırısına uğradı ve onlarca insan gözaltına alındı.
Ankara katliamında en büyük kayıpları veren sendikalardan biri BTS idi. Bu katliamda 14 BTS üyesi yaşamını yitirmiş, 18 üye ve yöneticisi de ağır yararlanmıştı. BTS üyesi işçiler bugün saat 10:04’te Haydarpaşa Garı önünde bir anma etkinliği düzenlediler. Hayatını yitirenler için saygı duruşuyla başlayan eylemde, sık sık “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Direne direne kazanacağız”, “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganları atıldı.
Eylemde konuşan BTS 1 No’lu Şube Başkanı Ersin Albuz, iki yıldır katillerin ve sorumluların hesap vermediğini belirterek, “devlet bombalara yönelik önlemleri almadığı için birinci derece sorumlu, derhal gerçek katillerin ortaya çıkarılmasını istiyoruz” dedi. Hayatını yitiren dava arkadaşları içinse, “onların barış, demokrasi, özgürlük ve adalet isteği bizimle devam edecek” diye konuştu.
Ardından BTS Kadın Sekreteri Devlet Gül Bildikarı basın metnini okudu. Basın açıklamasında, barışın milyonların özlemi olduğu ve bu talebi dile getirmek için Ankara’ya giden işçi ve emekçilerin vahşice katledildikleri belirtildi. Basın açıklaması şu çağrıyla son buldu: “Bizler, savaşın tam ortasında emek, barış, demokrasi dediğimiz için bize bir bedel ödetildi. Barış ve demokrasi için bedeli ne olursa olsun bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceğiz. Gelin bu ülkede barışı, özgürlükleri ve demokrasiyi; yolsuzluğa, hırsızlığa ve sömürüye karşı emeğin mücadelesini hep birlikte savunalım.”
link: Marksist Tutum, 10 Ekim Katliamı: Unutmadık, Unutturmayacağız!, 10 Ekim 2017, https://marksist.net/node/5938
Katalonya Krizi Büyüyor
Vergilendirmenin Ekonomi Politiği