Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul’da bir kadının şort giydiği için belediye otobüsünde önce sözlü tacize, sonra da şiddete uğramasının ardından, saldırgan hakkında, “Normal biri değil. Çünkü normal bir insanın yapacağı bir iş değil yaptığı. Hoşuna gitmeyebilir, mırıldanırsın...” dedi. Özrü kabahatinden beter bu açıklama da, tıpkı yaşanan saldırıdaki gibi, kadınlara yönelik gerici bakış açısının bir yansımasıdır.
Başbakan “hoşuna gitmeyebilir, mırıldanırsın” demekle o saldırıyı yapan adamdan farklı bir şey yapmıyor, düşünmüyor. Ha yüksek sesle söyleyip şiddet uygulamışsın, ha mırıldanmışsın. Arada bir fark yok. Kadına yönelik bakış açısı değişmiyor. Zihniyet aynı zihniyet. Bu zihniyete göre, kendi istedikleri gibi giyinmeyen, “sokakta rahatça dolaşan”, “imanlı ve itaatkâr” olmayan, “kızlı erkekli aynı evde kalan”, “kahkaha atan”, “akşam ezanından önce evinde olmayan” kadınlara her şey yapılabilir, mırıldanarak ya da yüksek sesle bir şeyler söylenebilir, tacize ve şiddete maruz bırakılabilir.
Bu zihniyet aynı zamanda kadına yönelik şiddet ve tacizde bulunanları da her zaman korur ve kollar. Belediye otobüsünde yaşanan olaydan sonra çalıştığı yerde yakalanan suçlu karakola götürüldükten sonra serbest bırakılmıştı. Olayla ilgili yaşananların ve görüntülerin medya ve sosyal medyaya yayılmasından ve tepkilerin gelmesinin ardından tutuklandı. Eğer herhangi bir tepki verilmeseydi ve bu olay duyurulmasaydı elini kolunu sallayarak dolaşmaya devam edecekti. Şimdi tutuklandı, fakat birkaç ay sonra salıverilmeyeceğinin de hiçbir garantisi yok. Bunu şimdiye kadar eşini, sevgilisini, kardeşini öldürenlere verilen ceza ve tutuklamalardan da görebiliriz.
Başbakan “normal biri değil” diyerek de suçlunun suçunu hafifletiyor, böyle insanların bu gibi şeyleri yapmasını meşrulaştırıyor. Sadece başbakan değil polisi de savcısı da suçluyla ilgili “zaten akli dengesi de yerinde değilmiş” diyerek ilk başta aynı şeyi söylemiş ve suçluyu bırakmışlardı. Yani, tepeden aşağıya zihniyet aynı!
Kadınlara şiddet uygulayanları, tecavüz edenleri, tacizde bulunanları “psikolojik sorunlu”, “akli dengesi yerinde değil” veya “bir anlık öfkeye yenik düştü” diyerek koruyan, suçlarını hafifleten, ceza verse bile bir süre kısa bir süre sonra salıveren ve sonrasında daha da büyük katliamların meydana gelmesine neden olan erkek egemen zihniyettir. Bugün tepkisini mırıldanarak dile getiren bir kişi yarın yüksek sesle, öbür gün de şiddet yoluyla dile getirecektir.
Otobüste yaşanan bu saldırı ne ilk ne de sondur. Otobüste, metroda, metrobüste, dolmuşta, işyerinde, sokaklarda, evde, kısacası emekçi kadınların olduğu her yerde şiddet, taciz, tecavüz ve baskıyı görmek mümkün. Emekçi kadınlar hayatlarını zindana çeviren, susturan, öldüren, “aciz” hale getiren erkek egemen gerici zihniyetten ancak örgütlü mücadeleyi yükselterek kurtulabilir. Kapitalizm yıkılmadan, tüm pislikleri ortaya çıkaran bu bataklık kurutulmadan, emekçi kadınlar özgür olmaz.
link: Sancaktepe’den bir kadın otomotiv işçisi , Başbakan’ın Mırıldanışı, 29 Eylül 2016, https://marksist.net/node/5321
Bataklıkta Açan Kızıl Çiçekler
Eğitimde de Eşitlik İçin Kapitalizme Karşı Mücadeleye