1905 devrimi, Troçki’nin de Önsözünde belirttiği gibi, 1917 Ekim Devriminin girişi olarak değerlendirilegelmiştir. Bu devrimde izlenen yöntemler, kurulması savunulan sınıfsal ittifaklar ve devrime ilişkin yapılan sınıfsal tahliller, Rus sol hareketi içinde derin ayrışmalara yol açmış ve bu ayrışmalar ilerleyen yıllarda etkisini tüm dünya komünist hareketi üzerinde göstermiştir.
Geri bir ülkede, istemleri açısından burjuva demokratik devrim, yöntemleri açısından proleter devrim olarak başlayan 1905 devrimini değerlendiren 1905, Asyatik ya da yarı-Asyatik izler taşıyan, kapitalizme geçişleri geç ve sancılı olan bizim gibi ülkelerde sınıfların takındıkları tutumlara ilişkin çok önemli ipuçları sunmaktadır. Rusya’da sınıfların tutumunu çok canlı bir biçimde sergileyen kitap, aynı zamanda Sürekli Devrim Kuramının nesnel dayanaklarının gözler önüne serilmesi bakımından da büyük bir önem taşıyor.
1905 Rusya’sı, 2000 yılında hâlâ demokrasiye geçişi tartışan Türkiye’deki okuyucuya çok tanıdık gelecektir. Burjuvazinin ödlekliği, küçük burjuvazinin kararsızlığı, önderlikten yoksun işçiler, gericiliğin iktidarı elden kaçırma korkusuyla ve günü kurtarma güdüsüyle izlediği dargörüşlü politikalar, ikiyüzlü entelijensiya, ters rüzgârlar esmeye başladığında “Çar”ın karşısında el etek öpmek için yarışan profesörler, her an en koyu muhafazakâr kesilebilecek kadar “liberal” olan “brifing” gazetecileri … Doksan beş yıl geçmiş olmasına rağmen, bütün bunlar bizim hiç de yabancısı olduğumuz olgular değil. Dolayısıyla çıkarılan derslere de ilgisiz kalınamaz.
link: Ufuk Demirsoy, Çevirenin Notu, 9 Ocak 2003, https://marksist.net/node/1409