Mevsimin adının önemi yoktu. Hepsi bize karşıydı Kışlar, soğuk darbeleriyle titretirdi bizleri tutamaz olurdu parmaklarımız. Soğukluğuydu bize patronları anımsatan. Yazlardaysa rüzgâra ve adalete hasret kalırdık Patronların sermayelerinin beslendiği suydu alın terimiz. Anladım… Mevsimlerin değişiyor olması engel değildi sömürülmemize Hasret kalmıştık Çocuğumuza Eşimize Sevdiklerimizle gülmeye Barışa Kardeşliğe Özgürlüğe Hasret kalmıştık Yan yana çalışıp bakmaya fırsat bulamadığımız dostumuzun yüzüne. Ve Ölüyorduk birer birer İş kazalarında, savaşlarda, iç çatışmalarda Yarattıkları bu kargaşa ve tahribattı onların besin kaynağı Ve böylece ekosistemin en aşağılık basamağını oluşturuyorlardı Hey kardeşim Yeni bir dünya var kuracağımız Ama önce güç bulması için birleşmeli ellerimiz. Önce kürek olur avuçlarımız Emeğimizin, çocuklarımızın, kanımızın peşinden koşanların gözünü toprak ile doyuran Sonra birleşip balyoz olan yumruklarımızla Vururuz insanı insana kırdırtan İnsanı ve doğayı sömüren sistemin yüzüne, gözüne Ve kırmızının zihinlerde sadece sevgiyi canlandırdığı yeni dünyamızı birleşen ellerimizle kurmaya...
15 Eylül 2015
link: Mersin Üniversitesi’nden MT okuru bir öğrenci, Haykırış!, 15 Eylül 2015, https://marksist.net/node/4455
sonraki yazı ...
Tırmandırılan Milliyetçiliğe Karşı Göreve!
Tırmandırılan Milliyetçiliğe Karşı Göreve!