Yaşadığımız küresel kriz, işçilere hayat pahalılığı, kötü çalışma koşulları, uzayan iş saatleri, düşük ücretler, sosyal hakların gasp edilmesi ve artan işsizlik olarak yansıyor. İşçi sınıfına yönelik saldırılar yalnızca ekonomik alanda da sınırlı kalmıyor. En demokratik haklarımıza yönelik saldırılar, geniş kitleler üzerindeki baskılar artıyor. Askeri harcamalar söz konusu olduğunda hiçbir sınır tanımayan devletler, sıra işçilerin ekonomik ve demokratik taleplerine geldiğinde öfkeyle karşılık veriyorlar. Üretilen onca silah olduğu yerde durmuyor. Dünyanın dört bir yanında yoksul ve ezilen kitlelerin üzerine ölüm kusuyor bu silahlar. Emperyalist savaş hızla genişliyor. İşçilerin, emekçilerin bilinci milliyetçilik zehriyle bulandırılmaya çalışılıyor. Derinleşen kriz koşullarında burjuvazi tüm ideolojik araçlarını, görsel ve yazılı medyasını seferber ederek işçi sınıfının bilincini bulandırmaya ve birbirine düşürmeye çalışıyor.
Erdoğan ve AKP hükümetinin iktidar hırsı ve emperyalist çıkarları doğrultusunda uyguladığı basınç, 7 Haziran seçimleriyle birlikte önemli bir darbe almıştır. Erdoğan’ın siyasi arenada elde etmek istediği konumdan gözle görünür şekilde uzaklaşması, işçi sınıfına ve ezilen halkalara fiili saldırıları da beraberinde getirdi. Rojava’da, Suruç’ta, Diyarbakır’da ve daha pek çok yerde patlamalar ve silahlı saldırılar birbirini izledi. Seçimlerin ardından istediği sonucu alamayan AKP hükümetinin sözcüleri, her fırsatta tehditlerini savurmaktan geri durmadılar ve bu fiiliyata döküldü. Ev baskınları ve benzeri operasyonlarla Kürt hareketinin önünü kesmek istediler.
Bu yaşananlardan mağdur olan aynı okulda okuduğumuz, aynı sıralarda oturduğumuz arkadaşlarımız da var. Sırf Kürt olduklarından dolayı evleri basıldı, eşyaları dağıtıldı, telefonları alındı. Bununla kalmayıp haftanın üç günü karakola imza atmak koşuluyla bir nevi ev hapsine mahkûm bırakıldılar. Ailelerinden uzakta, parasız ve ne olacağı hakkında bilgi verilmeden bekletiliyorlar. Suçlu olarak gösteriliyorlar; sebep ise internet ortamında sosyal medya üzerinden paylaştıkları birkaç karikatür. Düzen güçlerine göre, bu karikatürler bölücü propagandalar içeriyormuş. Böylesine korkuya kapılmış olan AKP iktidarı, baskı uygulayarak genç nesilleri ailelerinden ve sevdiklerinden alıkoyuyor. Bu soruşturma sürecinin ne kadar süreceği ise bilinmiyor.
Biz geleceğin işçileri olan öğrenciler olarak, oynanan bu kirli oyunların bir parçası olmayacağız. Her fırsatta din, dil, ırk, mezhep gibi farklılıkları deşerek çıkar kollayanlara karşı, biz de işçiler, emekçiler, gençler olarak sınıfsal farklılıkları deşeceğiz. Üzerinde yaşadığımız toprakların insanları dayanışma ruhunu çok iyi bilir. Gücümüz birliğimizden gelir. Yaşasın halkların kardeşliği! Yaşasın işçilerin uluslararası mücadele birliği!
link: Gebze’den MT okuru bir üniversite öğrencisi, Gençlik Sizden Korkmuyor, Korkmayacak da!, 12 Eylül 2015, https://marksist.net/node/4444
Medyanın Savaş Çığırtkanlığı
Kapitalizm Yıkılmadan İklim Değişikliği Durdurulamaz