12 Mart 1995’te burjuva devlet katliamlarla örülü kanlı tarihine yeni bir sayfa daha eklemişti. Alevi ve Kürt emekçilerin yoğunlukta olduğu Gazi Mahallesinde, o gün akşam saatlerinde bir kahve kontrgerilla güçleri tarafından tarandı. Bir Alevi dedesi hayatını kaybetti. 13 Mart sabahı ise Gazi Cem Evi önünde cenazeyi bekleyen topluluğa polis ateş açtı ve 1 kişi daha yaşamını yitirdi. Ertesi gün saldırıyı protesto etmek üzere halk sokaklara dökülmüş ve karakola doğru yürüyüşe geçmişti. Cenaze törenine katılan binlerce kişi, polisin saldırılarına barikatlar kurarak yanıt vermiş, gün boyu polisle çatışmıştı. Halkın üzerine ateş açan polis, 17 kişiyi daha katletmişti. Gazi’de yaşanan katliam İstanbul’un değişik semtlerinde de protesto edilmiş, Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’ndeki protestolar sırasında yaşanan çatışmada polis 5 kişiyi daha katletmişti.
Katliamın 15. yıldönümünde bu vahşet bir kez daha lanetlenirken, Gazi ve 1 Mayıs Mahallesinde katledilenler çeşitli eylemlerle anıldılar. 11 Mart akşamı Gazi Cemevi’nde Gazi 12 Mart Platformu bir panel düzenledi. Panelin açılışı, katliam görüntülerini içeren sinevizyon gösterimiyle başladı. 12 Mart sabahı ise, eski karakol önünde toplanan siyasi parti ve gruplar, Gazi halkıyla birlikte mezarlığa yürüdü. Binlerce kişi Gazi katliamını “Gazi’nin Katili Sermaye Devleti”, “Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak”, “Katil Devlet Hesap Verecek” ve “Faşizme Karşı Omuz Omuza” sloganlarıyla protesto etti. 1995’te taranan Yavuz Kıraathanesi ve Dostlar Kıraathanesi’nin önüne karanfiller bırakıldı. Kıraathanelerin önüne, “Burası 15 yıl önce karanlıktan beslenen canavarlarca tarandı, malûm katilleri halen bulunamadı” pankartları asıldı.
Mezarlıkta yapılan basın açıklamasında, 15 yıl önce katledilen Zeynep Poyraz’ın ablası Kibar Poyraz bir konuşma yaptı. Poyraz, katliamın gelişim sürecini ve katliam davasını ayrıntılarıyla anlattı. Katliamcı devletin Gazi davasını Trabzon’a taşıyarak ölenlerin ailelerine eziyet etmeye devam ettiğini dile getirdi. Toplam 22 kişinin öldürüldüğü ve yüzlerce kişinin yaralandığı katliam sonrası açılan davada, halka ateş açan katil polisler serbest bırakıldı.
Bugün burjuva kesimler arasında kızışan kavga, darbe planlarının, kanlı provokasyonların, kirli hesapların açığa çıkmasına kısmen de olsa vesile oluyor. Rakip burjuva güçler birbirlerinin pisliklerini deşifre ediyorlar. Ancak Kürt halkına ve Türkiyeli emekçilere yönelik katliamlar söz konusu olduğunda pisliklerini beraberce örtüyorlar. Gazi katliamı ve ardından gelen dava süreci bunun açık bir kanıtıdır. Burjuvazinin emekçilere yönelik katliamlarının hesabı ancak işçi ve emekçilerin örgütlü mücadelesiyle sorulacaktır.
link: Gazi Mahallesinden bir MT okuru, Gazi Katliamının 15. Yıldönümü, 12 Mart 2010, https://marksist.net/node/2377
Madende Ne Yaşam Adil Ne Ölüm!
Domuz Gribi A.Ş.