“Acılarla akraba olmayalım.” Bu sözler, Hrant Dink’in katledilişinin birinci yıldönümünde sevgili eşi Rakel Dink’in ağzından dökülüvermişti. Rakel Dink’in bu sözleri muhakkak ki sadece eşinin öldürülmesiyle ilgili değildi, yılların acısı ve kaygısıyla söylenmişti. Çünkü yüz yıldan uzun zamandır Ermeni halkı Türk egemenlerinin gazabına uğramış, soykırımlara maruz kalmış, yerlerine yurtlarına el konulmuştur. Bu nedenle geride kalanlar adeta bir “güvercin ürkekliğinde” yaşamışlardır.
İşte bu acılı halkın bir ferdi olan Hrant, 2007’de belki kafasında bin bir sorunla boğuşarak, belki yeni yazacağı yazılarını hayal ederek, tabanı delik ayakkabısıyla yürürken kalleşçe sırtından vuruldu. Bir kez daha bu ülkenin karanlık yüzleri ortaya çıkmış ve o güvercin ürkekliğini taşıyanların korkularını haklı çıkarmıştı.
Bu topraklarda yaşayan her devrimci bilir ki burjuva devletin bu karanlık cinayeti ne ilk ne de sondur. Hrant’ı katleden Ogün Samast ve Yasin Hayal gibi faşistler sadece maşadır. Burjuvazi her sıkıştığında, bu tip karanlık kontrgerilla güçlerini ortaya sürmüştür. Maraş, Sivas, Çorum, Gazi, Ankara Garı, 1 Mayıs katliamları, Kürt illerinde onlarca yıl süren katliamlar bunun göstergesidir. Faşistlerin ipleri sermayenin elindedir. İşçi sınıfının uyanmasından ve ezilen halklarla dayanışmasından ölesiye korkan burjuvazi, her fırsatta faşist çetelerinin iplerini gevşetmiştir. İşçi sınıfını korkutmak, yıldırmak için her yola başvurmuştur. İşte bundan dolayıdır ki bu topraklarda işçi sınıfı ve ezilen halklar sürekli faşist çetelerin hedefi haline gelmiştir.
16 yıl aradan sonra Hrant’ın katilinin serbest bırakılması, bir taraftan Dink ailesini ve sevenlerini derinden üzerken diğer taraftan bu katilleri kimin besleyip kolladığını ve sırtını sıvazladığını bir kez daha ortaya koymuştur. Kendi kokuşmuş sömürü düzenini devam ettirebilmek için her türlü devlet terörünü uygulayan sermaye sınıfı ve onun faşist güçlerinin tek hedefi işçi sınıfını ve ezilen hakları susturmaktır, birbirine düşman etmektir. Biz biliyoruz ki, kapitalist sistemin harcı acı ve gözyaşı ile yoğrulmuştur, kan ile sulanmaktadır. Katliam ve siyasi cinayetlerin tekrarlanmaması için bu gerçekleri teşhir edecek, yapılanların hesabını soracak, burjuvazinin iktidarını alaşağı edecek olan örgütlü işçi sınıfı olacaktır. Bugünün mücadeleci unsurları, sınıf devrimcileri olarak “Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganını kendimize düstur edinmeye devam edeceğiz.
link: İstanbul’dan MT okuru bir işçi, “Acılarla Akraba Olmayalım!” , 25 Kasım 2023, https://marksist.net/node/8131
Öğrenci Yurtlarında Yaşananlardan Rejim Sorumludur
Rejimin Nafaka Tartıştırmaları!