14 Mayıs Cumartesi günü ABD’nin New York eyaletine bağlı Buffalo şehrinde ırkçı bir saldırı gerçekleştirilmiş, 10 kişi hayatını kaybetmişti. Yoğunluklu olarak siyahların yaşadığı bir bölgede öğle saatlerinde süpermarkete giren katil, elindeki tüfekle siyahları hedef aldı. Henüz 18 yaşındaki ırkçı beyaz Payton Gendron, bu katliamı sosyal medya platformu Twitch üzerinden canlı yayınladı.
Gendron katliamdan önce bir manifesto yayımlayarak siyahlara ve göçmenlere kin ve nefret kusmuş, marketin bulunduğu bölgeye gelerek defalarca inceleme yapmıştı. Polis tarafından daha önce bir soruşturma geçirdiği halde, silahlı bir şekilde arabaya binip 320 kilometrelik yoldan siyahların yoğun olarak yaşadığı bölgeye serbestçe gelmişti. Henüz 18 yaşında olmasına rağmen ruhu insanların üzerine ölüm yağdıracak kadar ırkçılıkla zehirlenmişti. Yakalandığında gazeteler ve televizyonlar adını bile vermedi, ondan “silahlı saldırgan” diye bahsetti. Tüm bunlar ABD’de yükselen ırkçılığın boyutlarını gözler önüne seriyor.
ABD Başkanı Joe Biden başta olmak üzere ülkedeki yetkililer saldırıyı kınayarak saldırganın akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığını iddia ettiler. Fakat siyahlara ve göçmenlere yönelik benzer saldırılar her zaman yaşanıyor. Beyazları üstün oldukları vehmiyle, milliyetçilikle, ırkçılıkla zehirleyip hasta eden, benzer saldırılara özendiren propaganda tüm hızıyla sürüyor. Bu propagandada nasıl da sinsi yöntemler kullanıldığını Buffalo saldırısıyla ilgili haberlerde de görmek mümkün. Buffalo’da 10 kişi öldürüldü, 3 kişi yaralandı. Kurbanların 11’i siyahtı. Beyazlara yönelik saldırılar medyada döne döne verilirken, defalarca lanetlenirken, bunun üzerinden Müslüman, göçmen düşmanlığı ve milliyetçilik kışkırtılırken, intikam çığlıkları atılırken, siyahlara ve göçmenlere yönelik saldırılar bu denli infial yaratmıyor, “acımız büyük ama saracağız, iyileşeceğiz” demekle yetiniliyor. 10 kişinin öldüğü saldırının ardından polisin nasıl da çabuk müdahale ettiği, saldırganı yakaladığı, daha fazla insanın ölmesini engellediği haberleri servis ediliyor. Katil faşist bir beyaz ve öldürülenler siyah emekçiler olduğu için, katliam ABD basınında da, dünya basınında da, Türkiye basınında da daha önce gerçekleştirilen diğer saldırılar kadar gündem olmadı.
Bu çiftestandart hemen her ülkedeki faşist ve ırkçı zihniyeti daha da besliyor. Taraftar bulmasını kolaylaştırıyor. Türkiye’de bir göçmen suç işlediğinde abartılı yayınlara, nefret söylemlerine, linç girişimlerine konu olurken, göçmenler, Kürtler veya siyasi muhalifler saldırıya uğradığında, katledildiğinde hâkim medya bu saldırıları ya çarpıtarak ya da gerçeklerin üstünü örterek haberleştirip faillere cesaret veriyor. Payton Gendron’un 2019’da Yeni Zelanda’da benzer bir saldırı gerçekleştiren faşist katile özendiğini gizlememesi, soruşturma geçirdiği halde eline silahı alıp insanları katledebilmesi gibi bizim ülkemizde de katillerin delil yetersizliği yüzünden polis tarafından serbest bırakıldığı ortaya çıkıyor, siyasilerin ve polislerin katillerle hatıra fotoğrafları ortalığa saçılıyor.
Milliyetçi saldırganlık, ırkçı, faşist zihniyet, nefret söylemi zehirdir, görmezlikten gelinemez. Bu zehir dünyanın tüm emekçilerini hedef almaktadır ve sadece sermaye sınıfının çıkarlarına hizmet etmektedir. ABD başta olmak üzere dünyadaki sömürücüler çıkarlarını, iktidarlarını korumak adına emekçilere karşı her türlü saldırıyı gerçekleştiriyorlar. Emperyalist-kapitalist sistemin çürümüşlüğünün, gaddarlığının ceremesini işçi ve emekçiler çekmemelidir. Kurtuluşun yolu, dünya işçi ve emekçilerinin kardeşleşmesi, sınıfsal temellerde örgütlenmesi ve cesurca mücadeleye atılmasından geçmektedir.
link: Kocaeli’den MT okuru bir gıda işçisi, ABD’de Bir Irkçı Katliam Daha! , 25 Mayıs 2022, https://marksist.net/node/7649
Elon Musk Neyi Temsil Ediyor?
ABD’de Bu Kez de İlkokul Çocukları Katledildi