Elon Musk dünyanın en zengin adamı. Kapitalist çürümenin geldiği düzeyi ortaya koyan tarzıyla sürekli gündemde. Sonradan görmenin, kibrin ve kapitalist hırsın cisimleşmesi adeta. Burjuva medya onu özellikle gençlere başka bir şekilde aksettiriyor. İnternetteki her platformda onu gençlerin rol modeli olarak sunuyorlar. Peki gerçekte kim bu Elon Musk? Burjuva medyada anlatıldığı gibi, insanlığın mutluluğu ve özgürlüğü için özveriyle çalışan bir kahraman mı? Yoksa fabrikalarında çalıştırdığı işçileri iliklerine kadar sömüren, tek derdi kârını büyütmek olan ve bu uğurda dünyayı her geçen gün daha da yaşanılamaz hale getiren bir kapitalist mi? Gelin cevabı gündelik yaşamdaki birkaç örnekten alalım.
Elon Musk geçenlerde Twitter’ı satın alacağını duyurdu. Tek derdinin özgür düşünceyi savunmak olduğunu söyledi. Ama bu satın alma işlemini askıya aldı. Sonradan anlaşıldı ki elde edeceği kâr konusunda anlaşamamışlar. Musk, şirketi daha ucuza satın almak için sahte hesapların sayısının Twitter’ın açıkladığı sayıdan fazla olduğunu ileri sürüyor. Ayrıca bir gazeteye yaptığı açıklamada şirketin gelirini beşe katlayacağını anlatıyor. Twitter’ı paralı yapacağı yönünde açıklamaları da var. Yani diğer kapitalistler gibi onun da tek derdi daha çok para kazanmak! Özgür düşünceyi savunmak umurunda bile değil. Zaten olamaz da. Öyle olsa, kendi işçileri sendikalaşmak istediğinde taciz ve tehditlerle işçileri işten atar mıydı? Ya da Tesla’nın Çin’deki fabrikasında işçilere Ortaçağ karanlığını yaşatır mıydı?
Çin’de bulunan Tesla fabrikasında yoğun sömürüye maruz kalan işçilerin durumu Elon Musk’ın gerçek yüzünü açığa çıkarıyor. Çalışma temposundan dolayı evlerine dahi gidemeyen işçilere kölece çalışma koşulları dayatılıyor. Fabrika içinde “yaşamaya” mecbur bırakılan işçiler, adeta hapis hayatı yaşıyor. Çalışmak dışında her şey yasak. Fabrikalar çalışma kamplarına, işçilerin yaşamı cehenneme dönmüşken Tesla’nın sahibi Elon Musk bunu “işçilerin çalışkanlığı ve özverisi” olarak sunuyor! Çin’deki işçilerin çok çalışkan olduğunu, ABD’dekilerin ise tembel olduğunu söylüyor. Ve tam da sermaye sınıfına has bir ikiyüzlülükle Çinli işçileri çok sevdiğini söylüyor. Çinli işçilere duyduğu “sevginin” arkasındaysa onları dizginsiz sömürmenin iştahı ve arzusu yatıyor. Çin’deki işçileri 7-24 iliklerine kadar sudan ucuza sömüren Musk, Amerikalı işçileri bu derece sömüremediği için onlara tembel diyor.
Çin ile ABD arasında hegemonya mücadelesi olduğunu, bu kapışmanın giderek kızıştığını biliyoruz. Örneğin Çin-ABD ticaret savaşlarının veyahut Afrika ve Asya’daki gerilimin arkasında bu iki ülkenin hegemonya kavgasının olduğunu biliyoruz. Görenler bu iki azılı düşmanın asla bir araya gelemeyeceğini düşünebilir. Ancak söz konusu ekonomik çıkarlar olunca sermaye başka telden çalmaya başlıyor. Burada sermayenin hareket tarzı ön plana çıkıyor. Sermayenin eğilimi, sınırları aşmak, en kârlı alanlara yerleşmek ve kaynaşmaktır. Zaten Çin’i dünyanın atölyesine dönüştüren de sermayenin bu eğilimidir. Musk gibi yüzlerce Amerikalı kapitalist başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden sermaye sahipleri, daha yüksek kârlar elde etmek için ucuz işgücü cehennemi olan Çin’de fabrikalar kuruyor, şirketler açıyorlar.
Evet, sermaye hiçbir zaman ulus devletin sınırlarına hapsolmaz. Egemenlerin kitleleri manipüle etmek için yükselttikleri milliyetçi söylemlere rağmen yalın gerçek budur. Bu anlamıyla ulus-devlet ile sermayenin uluslararası eğilimi daima birbiriyle çatışır. Sermayedarlar her zaman minimum maliyetle maksimum kâr elde etmenin peşindedir. Ve bu hareket tarzı dünyadaki tüm sermaye sahipleri için geçerlidir. Patronların düşünce yapısını belirleyen işte bu hareket tarzıdır. Musk’ın son açıklaması da bunun örneğidir. Çinli işçileri “övüp” Amerikalı işçileri “eleştiren” Musk’ın sözleri, bu anlamıyla onun şahsi fikrinden ziyade sermaye sınıfının genel zihniyetini ortaya koymaktadır.
Musk gibiler insanlığın hayrına bir şey yapmazlar. Onlar insanlığın azılı düşmanıdırlar. Onların kâr hırsı yüzünden doğa talan ediliyor, dünyamız yaşanmaz hale geliyor. Milyarlarca insan açlık, yoksulluk ve sefaletle boğuşuyor. Savaş ve kıyımlarda milyonlarca insan hayatını kaybediyor. Genç işçi kuşaklarının örnek alması gereken kişiler Musk gibi gözünü kâr hırsı bürümüş kapitalistler olamaz. Gençler, insanlığın yararına çalışan bilim insanlarını, yaşamlarını insanlığın kurtuluşu mücadelesine adamış sınıf devrimcilerini yani insanlığın çalışkan evlatlarını örnek almalıdırlar. Devrimci gençlerin yolu kendisini insanlığın kurtuluşuna adamış Marx’ların, Engels’lerin, Rosa’ların yoludur.
link: Ankara’dan genç bir MT okuru, Elon Musk Neyi Temsil Ediyor? , 25 Mayıs 2022, https://marksist.net/node/7648
Faşizmin Zindanlarında Mahpus Olmak
ABD’de Bir Irkçı Katliam Daha!