“Heytt ulan, Savulun! Kapitalizm geliyor!” Yer açın Tanrısına bütün zamanların. Şimdi bütün başlar onun önünde eğiliyor. El pençe divan duruyor Zillullah-ı fil arz Meclis-i vükela secdeye varıyor. Papaz, haham Ve hacı ve hoca ve imam Yani kim geçmişse “efendi ve kul” tedrisatından Hepsi birden aynı safta duruyor. Bağırıyorlar, Eğip başlarını hep bir ağızdan; “Yer açın; Sonsuz özgürlüğüne ticaretin! Zaman al-sat zamanı şimdi Kaç kuruş eder Şeref, namus, vicdan? Neye yarar Paraya tahvil olunmadan? Değişti artık zamanın ruhu, Bulduğu ne varsa alıp-satan insan geliyor.” Heyyyt ulan! yer açın! Nasibini alsın her şey ticaretin tezgâhından. “Laisse faire” Yani azizim ve “est laissez paisser” Bonolar geliyor bonolar! Hazine bonoları, Tahviller, Sanayi endeksleri… Tokyo, New York, Londra, İstanbul Borsalar geliyor Helal, haram, borsalar… Ve euro ve dolar Çapraz kurlar... Işıltılı şehirlerin Ve caddelerin taş kaldırımlarında Avuç açıyor, Aç karnını doyurmak için yoksullar! Cirit atıyor fareler, Kemirmek için cesetlerini Merdiven altlarındaki ölülerin. “Laisse fair est laisse paisser.” İri kıyım, yağlı kıyım parsalar geliyor. Boğaz kenarında arsalar... Menkul, gayrimenkul Kat, yat, al sat. Kapitalizm geliyor eyyy ahali! Duyduk duymadık demeyin! Ballı börek dururken kuru ekmek yemeyin! Yüzde bilmem kaç büyüme hikâyeleri geliyor. Büyürken keseleri tufeylilerin, Milyon milyon büyüyor işsizleri şehirlerin. Ve hemen arkasından depresyon… Anksiyete bozuklukları… Ve peşi sıra korkular, korkular… İşsizlik korkusu, Açlık korkusu, Gelecek korkusu, Çaresizlikler ve intiharlar… Ölümler, ölümler, ölümler… “Laisse faire” yani azizim ve “est laissez paisser” Bilgisayarlar geliyor Plazmalar Cep telefonları; Cebinize sığan sığmayan dünyalar! Otomobiller geliyor milyon dolarlık. Cayır cayır ötüyor Kapkara asfaltın üstünde lastikleri. Vergiler geliyor Sıra sıra peşi sıra vergiler… Kutsaldır vergilendirilmiş kazanç nasılsa. Nerden geldiğinin ne önemi var! Kara para, faiz, kumar… Kuyruğa giriyor patronları genelevlerin. Ne de olsa aklanırlar; Girince kasalarına efendilerin. Ve fakat Biniyor omuzlarına Çalışan, çalışamayan açların… Varlık vergisi, Ekmek vergisi, Yol vergisi, Geçim vergisi. Palazlanıp büyürken devletin hür müteşebbisi, Pazarda Mezata düşüyor işçilerin kellesi. Damarlarındaki kan, Çekilip alınırken kollarından; Vergilerle doluyor efendilerin kasaları. Çünkü puştluk, Çünkü pezevenklik üzerine yazılıdır bütün yasaları Vergiler geliyor vergiler “Laisse faire” yani azizim ve “est laissez paisser” Rezervler geliyor Milyarlarca metreküp enerji rezervleri Petrol, Gaz Demir, kömür, bakır cevheri Altın, gümüş, krom ve benzerleri geliyor. Ve ardı sıra savaşalar… Çünkü dönmeli çarkları kapitalizmin Ve çarklar; İnsan etiyle ve iskeletiyle çalışacaklar. Kim kaparsa çoğunu, Hangi bayrak altında en fazla ölürse Aç ve yoksul çocuklar; En tepeye Onların efendileri ulaşacaklar. Tank Top Atom bombaları İnsanlı İnsansız ölüm mangaları. Ve peşi sıra; “Elhamdülillah en iyi biz öldürürüz” propagandaları… Birinci, ikinci ve Hiroşima… Nicedir sürüyor üçüncüsü yüreğinde Ortadoğu’nun. Şarapnelle parçalanıyor Çoluk-çocuk, kadın-erkek eli yüzü çoğunun. Havan mermileri geliyor. Yağlı yağlı kurşunlar… Nükleer, biyolojik ve kimyasal ölümler geliyor… Ve “ulusal çıkar” güdümlü füzelerle yıkılıyor Irgat, maraba ve işçilerin evleri Çünkü tanklar Yoksulların evini yıkar. “Din” “Mezhep” Ve “İnanç” Ve ulusal çıkarla örtülüyor üzerleri katliamların Be heyyt açlar! Kılıç kuşanın… Neyi emrediyor “milli çıkarlar”? İşçilerin kanı olmadan döner mi çarklar? “Büyük Amerika olacaaz” diyor efendinin biri Bir diğeri; “Büyük İngiltere” “Fransa” Ve arka sıra; “Çin” “Rusya” “Japonya” Gelişmiş yirmiler, sırtlanlar, çakallar… Bir deri bir kemik açlar geliyor. “Büyük Türkiye olacaaz” diye haykırıyor bir diğeri Kırmızı ibikli bir horoz gibi Çekip kellesini geri Bağırıyor gırtlağını yırtarcasına “Hattaa; ve yeniden Osmanlı olacaaaz. Kılıç kuşanacaaaz kılıç! Sırpsındığı, Mohaç… Allah Allah nidalarıyla Taa arşa ulşacaaaz! Heyyyyt ulan açlar kapatın çenenizi. Gak, guk ederseniz alimallah keseriz kellenizi. Biz âlemin yeni kralı, Medarı iftiharı memleketin. Ayaklar baş olmaaaazzz! Sakın haaaa Bilin haddinizi! Bunlar “Yerli ve hatta Milli” meseleler Yani kısaca neymiş efendiler; “Laisse faire” ve elhamdülillah “est laissez paisser” Analar yürüyor sonra dünyanın bütün sokaklarında; Ayakları çıplak, Sütü kesilmiş analar… Kucaklarında ölüyor Dili damağı kurumuş Bir deri bir kemik kalmış çocuklar. Keneler üşüşüyor tepelerine Söküp alıyorlar ciğerlerini Ve haykırıyorlar hep bir ağızdan keneler; “Laisse faire est laissez paisser” Yani “serbest rekabet”, Yani; Ne vicdan para eder ticaretin saltanatında Ne ar yani, ne namus, ne merhamet... Düşünme helal haram. Yani ne halt edersen et. Al sat Kime istiyorsan ona kazık at. Para etmiyorsa eğer ne işe yarar okullar? Parası olana, tarih, fizik edebiyyat… Parası olana açılsın yollar, Batsın çamura boğazına kadar parası olmayanlar. Ne ev ne bark parası olmayana… Parası olana kat yat yalılar. Çıksın canı Parası olmayanın. Parası olan buyursun efendim Açılsın kapıları Beyaz çarşaflı hastane odalarının… Zehir zıkkım yesin parası olmayanın çocuğu. Parası olanın çocuğu Bilmem neyle beslensin. Heyyt ulan savulun kapitalizm geliyor efendiler. “Laisse faire est laissez paisser” Akıllı robotlar geliyor Yapay zekâ falan filan Akıl almaz bir hızla dönerken dünya Akıl almaz bir hızla geçerken uzay çağından Salgınlar geliyor peşi sıra salgınlar Veba, sıtma, grip falan derken Zenginin semtine bile uğramazken Veremden ölüyor yeniden insanlar Salgınlar, salgınlar ve ölüyor milyonlar Yani yapay zekâ Yani Sanayi 4.0 Yani insansız ölüm makineleri Yani robotlar Yani telekomünikasyon Yani açlık Yani Bir uçtan diğer uca muhtaçlık Yani Afrika, Filistin, Diyarbekir, Ağrı, Koçgiri Yani Halepçe, Dersim, Zilan Yani zulüm, kahır, dert… Yani; bir yanımızdan diğer yanımıza felâket… Yani canım ciğerim, Yani iki gözüm, Yani nasıl anlatsam; Canım oğlum Can Kızım Yani kısacası KAPİTALİZM…
9 Temmuz 2020
link: Ziya Egeli, Yani Kısacası KAPİTALİZM…, 9 Temmuz 2020, https://marksist.net/node/6985
... önceki yazı
Burjuvazinin Krize Çözümü: Haklara Saldırı ve İzolasyon
Burjuvazinin Krize Çözümü: Haklara Saldırı ve İzolasyon
sonraki yazı ...
İktidarın ve Sermayenin Kıdemli Sorunu: Kıdem Tazminatı
İktidarın ve Sermayenin Kıdemli Sorunu: Kıdem Tazminatı