O gün geldiğinde; Ne şiirlerde Tek bir kelime yoksulluk acısı Ne de hiçbir dilde, “Gayrı dayanamam ben bu hasrete Ya beni de götür ya sen de gitme” şarkısı. Dudaklarımızda yalnızca Bütün avazımız çıktığınca Yürek dolusu kavuşmaların türküsü… O gün geldiğinde Mavinin en mavisiyle dalgalanacak denizler Ve başaklar Sarının en bereketlisiyle Ne bulutlar küsüp gidecek umutsuzluktan o gün geldiğinde Ne de toprak Çatır çatır çatlayacak susuzluktan Bildiğimiz Bilmediğimiz Hiçbir bal Hiçbir şeker o kadar tatlı; Bildiğimiz Bilmediğimiz hiçbir al O kadar al al olmamış olacak yanaklarda o gün geldiğinde Ne dereler kabarıp taşacak olur olmaz zamanlarda, Ne de suların altında kalacak Ne var ne yoksa bütün yoksulluğumuz. Yağmurlar yalnızca bereket, Yağmurlar yalnızca çayır çimen Yağmurlar yalnızca Toprakla sarmaş dolaş bir sevgili, Ve güneş İçimizin sıcaklığı Ve aydınlığı demek olacak dünyamızın o gün geldiğinde O gün geldiğinde Ne kimse kimsenin efendisi Ne kölesi olacak kimse kimsenin Ne açlık demek olacak çalışmak Ne de Kan revan içinde bir ölüm O gün geldiğinde kardeşim Bütün insanlarla Aynı toprağın ve suyun çocukları olacağız Ya hep birlikte aç kalacak Ya da hep birlikte doyacağız Damıta damıta her bir anı Her bir anı imbiğinden süze süze El ele yürek yüreğe ve göz göze Bir gününü bile ömrümüzün Bin yıl gibi yaşayacağız O gün geldiğinde Yağmurun dili bir olacak kardeşim Ateşin Kurdun kuşun dili bir Ekmeğin aşın Yolun yoldaşın Boy boy ekinlerin ve kumaşın bir O gün geldiğinde Her dilde adı bir olacak türkülerin Toprağın, suyun ve güneşin adı bir O gün geldiğinde Sofralar kuracağız yeryüzüne Bir ucundan diğer ucu görünmeyen sofralar Bağdaş kurup oturacağız birlikte Damağımızda aynı tatlar Ve dilimizde aynı şarkılar o gün geldiğinde…
28 Aralık 2019
link: Ziya Egeli, O Gün Geldiğinde, 28 Aralık 2019, https://marksist.net/node/6809
... önceki yazı
Kiremitlerden İmparatorluğa…
Kiremitlerden İmparatorluğa…
sonraki yazı ...
Doğa Koleji Vakası ve Çöken Eğitim Sistemi
Doğa Koleji Vakası ve Çöken Eğitim Sistemi