2008 yılında patlak verip tüm dünyayı kasıp kavuran ve her geçen gün daha da derinleşen küresel ekonomik kriz AB’nin kapitalist kalelerini de vurmaya başladı. Bundan henüz 3 yıl öncesine kadar Avusturya burjuva çevrelerinin pek övündüğü “Wiener Lebensqualität” (Viyana yaşam kalitesi) artık birkaç bin kişiden ibaret Viyana jet sosyetesi dışında hiç kimse için bir şey ifade etmiyor. Kişi başına düşen yıllık milli gelir bazında dünyanın ilk on ülkesi içinde bulunan Avusturya’da gerçekçi istatistikler başka bir dilden konuşuyor. Çünkü bu gelirin sosyal sınıflar arasındaki dağılımı emekçi halkın aleyhine iyiden iyiye bozulmuş durumda.
Ülke çapında 165.000 işçinin istihdam edildiği metal işkolunda bu yılki toplu sözleşme görüşmelerinin çıkmaza girmesi üzerine metal işçileri sendikası Pro-Ge bünyesinde örgütlü bulunan metal işçileri 25 yıl sonra ilk defa greve çıktılar. Sendikanın talep ettiği %5,5 ücret artışı yerine %3,5 ücret artışı ve bir kereye mahsus 200 € ödenmesi teklifiyle masaya oturan metal sanayicileri uzlaşmaz bir tavır ortaya koyarak “sendikanın talepleri bizi iflasa sürükler” diye demagoji yapmaya başlayınca sendika önderlerinin sabrı taşıverdi. Talep edilen %5,5 ücret artışı ortalama 85 euroluk bir maaş zammına denk geliyor ve bu para süpermarkette bir sepet dolusu alışverişten daha fazla bir şey ifade etmiyor. Avusturyalı metal patronları bu rakamı bile iliklerine kadar sömürdükleri işçilerine çok görüyorlar.
Metal işçileri sendikası Pro-Ge tarafından yapılan bir açıklamada metal patronlarının işçilerin kararlı mücadelesini kırabilmek amacıyla açıktan şantaj yaptıkları ve öncü işçileri işten atmakla tehdit ettikleri belirtilerek burjuvazinin bu oyunlarına pabuç bırakılmayacağı dile getirildi. Grevin yasal bir hak olduğunu ve hiçbir şekilde işten çıkarma sebebi sayılamayacağını vurgulayan sendika yetkilileri aynı zamanda grevden kaynaklanan ücret kayıplarının da işveren tarafından üstlenilmesi gerektiğini ifade ettiler. Patronların örgütü tarafından teklif edilen ücret artışından yıllık enflasyon oranı hesap edildiğinde ayda sadece 40 euroluk bir artışa denk geldiğini belirten metal işçileri “sadaka değil zam istiyoruz” diye haykırdılar.
Avusturya genelinde 200 işyerini kapsayan ve kısmen vardiya kısmen tam gün olarak uygulanan uyarı grevi metal patronlarını uzlaşmaya ikna etmediği takdirde 17 Ekim Pazartesi gününden itibaren grevler yaygınlaştırılarak sürdürülecek. Çeşitli radyo ve TV kanallarının röportajlarında taleplerini kararlılıkla savunan metal işçileri “Pastadan hak ettiğimiz dilimi istiyoruz. Onlar her gün daha çok zenginleşiyor, bizler her geçen gün yoksullaşıyoruz. Bu böyle devam etmez” diyerek kapitalistlere meydan okudular.
Grevden etkilenen çok sayıda metal işletmesinin içinde dünyaca tanınan metal devleri de bulunuyor. Bunlardan en önemlileri Opel Viyana tesisleri, Voestalpine, MAN, BMW, Magna, Otis, Kone, Schindler, Bosch Thyssen Krupp ve Pewag.
Avusturya Sendikalar Birliği (ÖGB) içinde yer alan Sendikal Sol Blok (GLB) sözcüleri 90’lı yıllardan beri ÖGB tarafından izlenen uzlaşmacı ve teslimiyetçi zihniyet yüzünden metal işçilerinin reel gelirlerindeki artışın sürekli düşme eğiliminde olduğunu, “sosyal barış” yalanlarının işçi sınıfına erozyona uğrayan ücretler dışında hiçbir getirisinin olmadığının artık açıkça görüldüğünü dile getirdiler.
Şehir suyundan doğal gaza, elektrikten akaryakıta, gıda maddelerinden toplu taşımaya her şeyin periyodik olarak zam gördüğü ülkede emekçilere ancak yıllık enflasyon oranında ücret artışını reva gören Avusturya burjuvazisi artık yıllardan beri alıştığı uysal ve uzlaşmacı sendika bürokrasisinin işçi sınıfının tabanından gelen baskıyla daha militan bir mücadele içine girmesinden pek rahatsız olmuş görünüyor. Grev sözcüğünün neredeyse bir tabu haline geldiği bu ülkede son olarak 10 yılı aşkın bir süre önce toplu taşıma sektöründe bir günlük bir uyarı grevi yapılmıştı.
Kapitalizmin global krizinin bir uzantısı olan AB ülkelerindeki borç krizi bir AB ülkesi olan Avusturya’yı da ister istemez büyük bir sosyal ve ekonomik depresyona sürüklüyor. Bunun faturasını Avusturya işçi sınıfının sırtına yüklemeye çalışan burjuvazinin karşısında daha militan ve sınıf bilinçli bir mücadelenin ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı mücadele ile birleştirilerek yükseltilmesi Avusturya emekçileri için büyük önem taşıyor.
link: Avusturya’dan A.E., Avusturya’da Sınıf Savaşı Kızışıyor!, 15 Ekim 2011, https://marksist.net/node/2768
Suzan Zengin Sonsuzluğa Uğurlandı
Kızıl Gülüşlü Yürekler