İçinden geçtiğimiz dönem, büyük alt üst oluşların, kitlesel işsizliğin, büyük felaketlerin yaşanacağı bir dönemdir. Ne yazık ki içine girdiğimiz dönemin hassasiyetini ve önemini ne öncü işçiler ne de işçi sınıfı yeterince kavramış değildir. Bunun en önemli sebebi işçi sınıfına önderlik edecek enternasyonalist bir partinin yokluğudur. Dostlar bu dönem kapitalizm açısından bir kriz dönemi olduğu kadar işçi sınıfının devrimci önderliği açısından da bir kriz dönemidir. Yani devrimci önderlik krizi. İşçi sınıfı devrimci bir önderlik yaratamadan kapitalizmin krizlerinden somut bir çözümle çıkamaz. Kapitalizmin krizleri yıllardır devam ediyor. Fakat bu krizleri fırsata dönüştürecek devrimci bir önderliğin yokluğundan dolayı dünyada yaşanan tüm krizlerden kapitalizm bir şekilde yıkımlar ve savaşlarla çözüm yolu bularak çıkmayı başarmıştır. Önümüzdeki dönem öyle bir dönemdir ki, bu dönemde tarih sahnesinden birçok siyasi parti, birçok kapitalist tekel silinecek, işçi sınıfının büyük bir çoğunluğu felâketlerle yüz yüze gelecektir.
Bu acı tablonun sevindirici tarafı kapitalistlerin göreceği büyük zararlardır. Üzücü tarafı ise işçi sınıfının büyük bir çoğunluğunun göreceği zararlardır. İşçi sınıfının göreceği zarar kapitalistlerin göreceği zararlardan çok daha yoğun olacaktır. İşçi sınıfını yeni dönemde kitlesel işsizlik, açlık, savaş, kan ve gözyaşı beklemektedir. Dünyada sınıf savaşımları olduğu sürece haksızlık, adaletsizlik, kan ve gözyaşı da devam edecektir.
Kapitalizm çürüdükçe pis kokuları da artmaya devam ediyor. Devrimci bir partinin gereksinimi ve yakıcılığı her zamankinden daha fazla hissediliyor. Bugün, dönemi, kapitalizmin bu durumunu iyi anlayıp öncü işçilerle bağlarımızı arttırmak zorundayız. İhtiyaç duyulan devrimci partinin inşası için kapitalizmin krizlerini ve siyasal çürümeyi bir fırsata dönüştürelim. Bunu yaratmak verilecek emek, zamanla doğru orantılıdır. Bugün biz devrimci öncü işçilere düşen görev bu siyasal ve kapitalist krizi fırsata dönüştürmek için her anımızı verimli kullanarak enerjik bir şekilde çalışmaktır. Bu uğurda verilecek mücadele geleceğin ellerimizle yaratılması mücadelesidir. Ya bu mücadeleyi verir ve geleceği ellerimize alırız ya da gelecek ellerimizden, avuçlarımızdan uçup gider. Seçim bizimdir...
Kahrolsun Kapitalizm! Yaşasın Sosyalizm!
link: Esenler’den bir işçi, Kriz ve İşçi Sınıfı, 15 Şubat 2009, https://marksist.net/node/2031
Erdoğan’ın Davos Çıkışı
Devletin Kürtçe “Şeş”irtmecesi