Seçimler yaklaşırken biz işçileri, emekçileri hatırlar oldu burjuvazinin siyasi temsilcileri. Demokrasinin gereği olarak sandığa gidip oy kullanmalıymışız. Bizi Meclis’te temsil edecek vekillere 4 yıllığına irademizle temsil hakkını verecekmişiz. Meclis’e girmek için yarışan siyasi partiler seçim bildirgelerini yayınlayıp sokakları da panayır havasına soktular.
Televizyon kanallarından seçim bildirgeleri yayınlandıktan sonra işyerimde yaşanan bir diyalogu aktarmak istiyorum. Bir işçi, “MHP asgari ücreti 1400 lira yapacakmış, oyumu ona vermeyi düşünüyorum” dedi. Diğer işçi şöyle cevap verdi: “Öyle diyorsun da CHP 1500 lira diyor. Aslında ona mı versek? HDP 1800 lira olmalı diyor. Ama onlar barajı bile aşamazlar ki.” İlk işçi, tereddütle “MHP sanki biraz ırkçı galiba. Bilmiyorum...” dedi. Başka bir işçi sohbete katıldı ve öfkeyle şunları söyledi: “Asgari ücretten bahsediyorlar. Emekliye ikramiye diyorlar. AKP de 10 yıl önce asgari ücret en az 1000 lira olmalı demişti. Bunlar seçim zamanı gelince hatırlıyorlar bizi. Seçim bitti mi nedense bizi hatırlayan yok!”
Seçim dönemi gelince çeşitli vaatlerde bulunup biz işçilerden, emekçilerden oy isteyen siyasetçileri seçimlerden sonra bir daha göremiyoruz. Demokrasiden dem vuruyorlar, peki niye seçtiklerimizi denetleyemiyoruz? Bir kere seçilen neden 4 yıl boyunca orada kalıyor? Bu süre içinde neden oradan geri çekilemiyor? Biz seçiyorsak denetleyebilmeliyiz, bizi temsil etmiyorsa orada durmamalı!
İşçilerin zararına olan bir karar alınacağı zaman, bir yasa çıkarılacağı zaman işçilere hiç sorulmadan düzen partileri birlikte hareket edip Meclis’ten ışık hızıyla çıkarıyorlar. İşçiler lehine bir karar çıkmadığı gibi saldırı paketlerini de süsleyerek işçilere dayatıyorlar. Patronlara kıyak çekmekte ustalaşmış olan düzen partileri utanmadan “demokrasi var, demokratik hakkınızı kullanın, oy verin” diyorlar. Hangi demokrasi? 4 yılda bir kapımızı çalan “demokrasi” mi? Geri kalan zamanlarda işçilerin zerre kadar yararlanamadığı “demokrasi” mi?
İşçilerin, emekçilerin denetleyemediği, işçilerden bağımsız hareket eden vekillerin olduğu yönetimlerde “demokrasi” işçiler lehine işlemez. O nedenle gerçek demokrasi burjuva düzen içinde olmaz. Gerçek demokrasi ancak işçiler iktidara gelirse olur. Azınlık için değil çoğunluk için demokrasi olmalı. İşçi iktidarı için örgütlenmeli, mücadele etmeliyiz.
link: Esenyurt’tan bir işçi, Yine Seçimler, Yine Bildiğimiz Yalanlar!, 30 Mayıs 2015, https://marksist.net/node/4247
Doğrular ve Yanlışlar
Milliyetçilik Sadece Gözbağı Değil Ayakbağı da