Teknoloji geliştikçe, oluşan yeni koşulların sonucunda yeni sektörler ortaya çıkmaya başladı. Kapitalizmin bu yeni alanları hızla büyüyerek dünyanın her yerindeki kullanıcılara ürünlerini pazarladı ve tüketici kitlelerini yarattı. Çılgınlık haline gelen akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler ve yazılım ürünleri hayatın her anına girdi. Hayatımızın vazgeçilmezleri haline gelen bu teknolojik ürünler, burjuva ideologları tarafından “kültür” olarak lanse edilmeye başlandı, özendirildi ve yeni nesillerin de böyle yetişeceği söylendi. Gençlerin ve çocukların en çok takip ettiği yazılım ürünleri olan video oyunları gençleri bu cihazlara kilitliyor ve dünyadan, sorunlarından soyutlayıp sanal dünyanın içine atıyor. Yaratılan bu dünya onu her istediğini yapabileceğine inandıracak bir cazibenin ve rekabetin doruğuna doğru itiyor. Bu rekabetin yarattığı sorunlar o bireyin hayatının bir parçası haline geliyor.
Gençlerin ve çocukların yoğunlukla bilgisayar başında saatlerini geçirmelerine yol açan bu ürünler hızla yayılmaya devam ediyor. Genç işçilerin bile elinden düşürmedikleri bu aletler ve oyunlar hızlıca büyüyen bu sektörü besliyor. Video oyunlarının piyasaya çıktıkları ilk haftalarda milyonlar satması, bu sektörün büyüklüğü hakkında yeterince fikir veriyor. Son iki senedir yeni bir trendin geliştiği bu sektör “profesyonel oyuncu”luk adı altında meslekleştirdikleri bir kavram daha çıkardı. “Profesyonel oyuncu”yu oyun oynayarak para kazanan kişi olarak tanımlayabiliriz. Sürekli oyun oynayıp turnuvalarda boy gösteren bu kişiler milyonlar kazanıyor, sponsorlarla anlaşıyor ve ün kazanıyorlar. E-spor denilen bu organizasyon kapsamında dünya çapında eğitimler gerçekleştiriliyor ve bazı ülkelerde oyun oynama okulları açılıyor. Bu günlerde çıkan haberlerden biri olarak, Beşiktaş’ın kendi e-spor takımını oluşturarak online arenada boy göstereceğini açıklaması, bu sektörün büyüdüğünün diğer kanıtlarından bir tanesidir.
Kapitalist düzenin, gençleri ve gelecek nesilleri yozlaştırmak için yaratığı bu yeni “mesleklerin” günümüz dünyasında etkili olduğu görülüyor. Teknolojinin gelişmesi bazı kolaylıklar sağlasa da bu düzende her şeyin burjuvazinin çıkarları doğrultusunda şekillendiğini unutmamalıyız. Genç nesilleri apolitikleştiren bu oyunlar, onları gerçek dünyadan da koparıyor. Genç işçi-öğrencilerin bilinçlenmesi, bu tuzaklardan uzak durması, kendi sorunları etrafında bir araya gelmesi, sınıf mücadelesi temelinde örgütlenmesi şart. Kapitalist sitemi yok etmeden ve bütün bu teknolojik ilerlemeyi toplumun hizmetine sunmadan bu yozlaştırmalardan kurtulamayız. Aksi halde bu cihazlar ve oyunlar, tıpkı uyuşturucu gibi gençleri zehirlemeye devam edecektir.
link: Zeytinburnu’ndan bir işçi-öğrenci, Burjuvazinin Profesyonel Oyuncuları, 10 Şubat 2015, https://marksist.net/node/3955
Rakamlarla Yoksulluk ve AKP’nin “Sosyal” Politikaları
On Binler Alevilerin Demokratik Taleplerini Haykırdı