21 Mart savaş karşıtı basın açıklaması ve Newroz mitingi

21 Marttan yaklaşık bir ay önce, 26 ülkeden savaş karşıtlarının temsilcileri Londra'da biraraya gelerek, 21 Mart "Irkçılığa ve Sömürgeciliğe Karşı Mücadele Günü"nü, ABD saldırganlığına karşı da mücadele günü olarak ilan ettiler. Avrupa'da birçok ülkenin sendikaları bu çağrıya iş bırakarak katılacaklarını açıkladılar.

Türkiye'de ise en büyük konfederasyonlardan biri olan KESK, önce katılacağını açıkladı ama sonra yan çizdi. Çağrıya uyup iş bırakacaklarını açıklayan şubelere de, kararın arkasında durmaya çalışan İstanbul Şubeler Platformuna da yapılanı desteklemediğini açıklayan zehir zemberek açıklamalar gönderdi.

Mücadelenin önünde yer alması gerekirken eylem kaçkınlığını seçen KESK'in bu tutumunu garipsememek gerekir. Çünkü KESK önderliği, 90'lı yıllarda başlayan mücadeleci sendikacılığı bırakalı ve bürokratlaşmaya başlayalı epey bir süre oluyor.

KESK Genel Başkanı Sami Evren, 1 Marttaki Ankara mitinginde, katılımın büyük çoğunluğunu oluşturan KESK üyelerine 21 Martta 26 ülkenin aldığı karar doğrultusunda iş bırakacaklarını ve alanlara çıkacaklarını açıklamıştı. Ama bundan bir hafta sonra toplanan KESK Danışma Kurulundan böyle bir karar çıkmadı.

Son iki haftadır şubelerde eylemlere katılıma yönelik "usul tartışmaları" yürütülüyor. Gündemin alabildiğine yoğun olduğu, emperyalist savaşın tüm hızıyla devam ettiği böylesi bir günde KESK şubelerinde yürütülen "usul tartışmaları", gerçekte sınıf mücadelesinin gerekleri yerine dar grup çıkarlarının ve çatışmalarının geçirilmesidir.

KESK, 21 Mart için şubelere, Newroz mitinglerinin olduğu yerlerde oraya katılım, diğer illerde ise savaş karşıtı güçlerin yapacağı eylemliliklere katılım çağrısı göndermişti. Bu, gerçekte iş bırakma eyleminden yan çizip zevahiri kurtarmaya uğraşan ve pratikte hiçbir anlam ifade etmeyen bir çağrıydı. "Newroz mitinglerine katılımı bölmemek" bahanesinin ardına gizlenen bu tavrın altında, bir de aynı gün iş bırakmanın "Newroza destek diye yorumlanacağı" ve bunun "KESK'e zarar vereceği" gerici yaklaşımı yatmaktaydı. Bu yaklaşımı mahkûm edecek ve KESK'i mücadeleci sendikal anlayışa zorlayacak olan, sınıf bilinçli işçilerin yürütecekleri mücadeledir.

Tüm tartışmalara ve KESK'in desteklememesine rağmen, İstanbul Şubeler Platformu çağrısıyla 21 Martta Aksaray Metro önünde toplanan 1000 kişi savaşı protesto etti. Basın açıklamasına, o gün dersleri boykot eden İstanbul Üniversitesi öğrencilerinden bir grup da katılmıştı. Kısa süren basın açıklaması "Savaşa Hayır", "Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Kahrolsun ABD, İşbirlikçi AKP" sloganları ile bitti. Ardından kitle Kazlıçeşme'deki Newroz şenliğine davet edildi.

DEHAP'ın öncülüğünde gerçekleşen Newroz kutlamaları Kazlıçeşme'de saat 12 gibi başladı. KESK'in Aksaray'daki basın açıklamasına katılan hemen herkes Kazlıçeşme'ye gelmişti. Hava koşulları son derece elverişsiz olsa da başta DEHAP'lı Kürtler olmak üzere çeşitli parti, demokratik kitle örgütü ve dergi çevrelerinden yaklaşık 30 bin kişi alanda toplanmıştı. Dondurucu soğuğa rağmen alanın her köşesine coşku hakimdi. Kürtler sarı, kırmızı, yeşil bayraklarını açmışlar, Newroz ateşlerini alanın her köşesinde yakmışlar ve soğuk havayla dalga geçercesine, yanan ateşlerin etrafında davullarla zurnalarla halaya durmuşlardı. Bu arada hava şartlarının polisleri de "Newroz ateşi" yakmaya zorlamış olması ilginç bir görüntü oluşturuyordu.

Yürüyen emperyalist savaşa karşı sloganlar ve Kürt halkının barış sloganları alana damgasını bastı. Kürsü alana son derece hakimdi, bazı müzik gruplarının eşliğinde Kürtçe şarkılar ve marşlar söylendi. Kürsüye alanda bulunan kadınlı, erkekli, çocuklu insanlar halaylar ve yöresel oyunlarıyla eşlik ettiler. Saat 15'te kalabalık olaysız ve müdahalesiz bir şekilde dağıldı.

Aynı gün, Diyarbakır'dan Mardin'e, İzmir'den Adana'ya, Urfa'dan Sivas'a Türkiye'nin dört bir yanında bir milyondan fazla insan da, Newroz ateşini savaşa karşı öfke ateşine dönüştürdü.