Neden öldük milyonlarcamız siperlerde
Ve ölüyoruz?
Söylenenlere göre;
Kimi zaman “din” için,
Kimi zaman “iman”...
“Vatan” için öldük kimi zaman
Daha yirmisine bile varmadan.
“Milletçe” öldük,
Güya “millet” için...
Oysa biz millettik zaten,
Onlar kodaman.
Kodamanlar için öldük,
“Din için” denerek.
Milletçe,
Ve “milliyetçilikle” zehirlenerek.
İslam kılmaktı bütün dünyayı güya amaç.
Türk ve Müslüman kılmaktı...
Hıristiyan kılmaktı
German falan...
Şu din ya da bu din
Şu millet ya da bu millet...
Ol hikâye buydu hep.
Ya gerçek?
Diyelim
Tek bir dinden olsaydı bütün dünya halkları;
Diyelim ki Budist,
Yahudi ya da Müslüman
Ya da Şaman mesela.
Pagan ya da Hıristiyan...
Daha mı yaşanır bir yer olurdu şu dünya
Ekmek herkese yeter miydi?
Ne ekip biçiyorsak,
Ne eğirip dokuyorsak
Hepimizin olur muydu o zaman?
Yani şimdi nükleer
Yani şimdi atom bombası
Tank, top
Kimyasal, biyolojik atıyorsunuz ya dört bir yanına dünyanın
Atmaz mıydınız o zaman?
Boyunlarımızdan asmaz mıydınız bizi?
Zenginliğinize sebep,
Ve zenginliğiniz için...
Açlıktan öldürmez miydiniz?
Ya da diyelim
Türk olsaydı her milliyetten herkes;
Rus olsaydı, Makedon
Japon, Alman, Kürt
Veya
İngiliz, Azeri, Laz ya da Çerkez
Yârin yanağından gayrı
Her şey hepimizin olur muydu o zaman?
Kimse kimsenin eline bakmaz mıydı?
El avuç açmaz mıydı kimse kimseye?
Türkçe konuşulsaydı her yerinde dünyanın
Merhaba,
Selamünaleyküm
Aleykümselam...
Ya da
İngilizce, Fransızca
Bonjour, bonsoir
Hello, good morning, good night falan
Ya da diyelim Kürtçe
Yani Çi núçe
Yahut İtalyanca, İspanyolca, Çince, Japonca
Savaşlar biter miydi o zaman?
Bombalar patlamaz mıydı kellemizin üstünde
Kan revan içinde kalmaz mıydı
Çoluk, çocuk
İşçi, maraba falan?
Yani şimdi
Cehennemi yaşıyorsak
Şu güzelim,
Şu her yanından
Bereket, kardeşlik fışkıracak dünyada
Sebebi
Kendi bildiğince dönmesi mi dillerin?
Türkülerin kendi dilince söylenmesi,
Kendi dilince ağlaması
Kendi dilince gülmesi
Kendi dilince anlatması mı derdi devranı?
Ve şimdi;
Oluk oluk akıyorken kan,
Yani;
Bir deri
Bir kemik kalıyorken kara Afrika açlıktan.
Ve dünyanın hiçbir yanında
Günyüzü görmemişse fakir fukara
Ve de hiç görmeyecekse...
Bilmeyecekse barış ne?
Kardeşlik,
Ve insanca yaşamak...
Ölüp ölüp diriliyorsa
Nefes alıp veren bütün mahlûkat;
Yani şimdi;
Yârin yanağına bile göz dikmişse harami,
Bilmiyorsa helal ne, ne haram?
Sebebi;
Bütün dünyanın amele, bezirgân diye bölünmüş olması değil mi?
Ve kazıklar çakılıp bağrına
Parça parça bölünmüş olması değil mi dünyanın?
Ne din,
Ne milliyet,
Ne iman.
Yani tüm musibetlere sebep azizim;
Kısacası kapitalizm.
18 Ocak 2023
link: Ziya Egeli, Neden Öldük?, 18 Ocak 2023, https://marksist.net/node/7832
... önceki yazı
Emek ve Özgürlük İttifakı İlk Mitingini İstanbul’da Yaptı
Emek ve Özgürlük İttifakı İlk Mitingini İstanbul’da Yaptı
sonraki yazı ...
Elmas Işıltısının Ardındaki Dizginsiz Sömürü
Elmas Işıltısının Ardındaki Dizginsiz Sömürü