Uzun sürmez bu karanlık, bu yıldızsız geceler. Ne dersin? Severim ben yıldızlı geceleri En az güneşi sevdiğim kadar bilirsin. Yaramaz çocuklar gibi Oynaşsın isterim damlarda yıldızlar. Ama Ödü kopar analarının düşecek diye yavruları. “Ulan gavurun dölleri, ininsene aşağı” Ana yüreği bu, kopar mı kopar neylersin. Fakat yıldızsız bu geceler. Bu geceler aysız. Bu geceler zifiri. Zamansız gelip götürenlerin geceleri bu geceler. Damlarda oynamaz Bu karanlık gecelerde çocuklar. Hem ne yapsınlar yıldızsız, aysız damları? Kaybolurlar. Kaybolur çocuklukları. Gülüşlerindeki muziplik, Avuçlarındaki sıcaklık, Gelecekleri, Umutları... Cümlenin öğelerinden yalnızca Özneyle yüklemi bırakır gibi geride Siler bütün hafızalarını bu karanlık geceler. Ne zarf tümleci, Ne dolaylı tümleç, Ne nesne. Bir özne bir de yüklem kalır elinde. Kimsin? Nesin? Nerden gelir nereye gidersin? Silinir geçmişin. Koca bir yalandır sanki ne var ne yoksa doğumla ölüm arasında kalan Bir varmış bir yokmuş misali Şehrin koca koca meydanları gibi, Koca koca boşluklar kalır. Gerçi şimdi Şehirlerde meydan da bırakmadılar. Çünkü bilirler Toplumun hafızasıdır Binalar, sokaklar ve caddeler. Bu sebepten ötürü Yıkarlar, yaparlar Yıkarlar, yaparlar Ta ki bütün geçmişini silip Geride koca bir hiçlik bırakıncaya kadar. Bu geceler Çocukluğumun gecelerine benzemiyor be ciğerim. Özledim damlarda oynamayı fakat Karanlık, çirkin yüzlü adamlara inat. Damlarda oynasak mı yeniden? Haydi çocuklar el ele verelim. Çıkalım damlara. Dil çıkarıp nanik yapalım Karanlık yüzlü çirkin adamlara. Haykıralım. Haykıralım. Yıldızlaaaar! Yıldızlaaaarrr! Nerdesiniiiiz? Haydi gelin oynayalım Haydi gelin, Umutlu bakışlarımızla bütün dünyayı aydınlatalım.
15 Kasım 2022
link: Ziya Egeli, Haydi Gelin Çocuklar, 15 Kasım 2022, https://marksist.net/node/7797
... önceki yazı
Rosenberglerin “Anı”sı Yaşıyor
Rosenberglerin “Anı”sı Yaşıyor
sonraki yazı ...
Bir Kırlangıç Uyanışı: Politeknik Direnişi
Bir Kırlangıç Uyanışı: Politeknik Direnişi