Her sabah beş on beşte uyanır sınıf kardeşim Süleyman Uyanır uyanmaz Ok gibi saplanır yüreğine Tabanlarının dinmek bilmez ağrısı Ne geçim derdi düşer o an aklına Ne ev bark Ne çoluk çocuk kaygısı İlle de tabanlarının ağrısı İlle de tabanlarının ağrısı Ee Taban uyanmadan ne yapsın taban? Çaresi yok çekecek. Ta ki Taban uyanıp ayağa kalkıncaya dek Saat üç otuz. Uykuda Süleyman Saat dört otuz. Uykuda.... Ve saat beş on beş. Çaldı, çalmaz olasıca alarm! Tam Beş on beşte uyandı bizim metal işçisi Süleyman. İki deve yükü vardı sanki omuzlarında İki koca dağ... Yekinsen kalkmaz. İki kırık dal gibi sarkar kolları omuzlarından, İki kuru dal gibi... Kesip atılmaz. Kırk bin döven sürmüş avuçlarının içini, Kırk bin çakmak taşı yarmış, Derin vadiler gibi. Bir yakası bir yakaya kavuşmaz. Ah Süleyman ah! Halin hal değil. Üç boğumunda üç kilit Bükülmez parmakların, Elin el değil. Usul usul doğrulup kalkarken yataktan “Kalksam mı, Yoksa biraz daha yatsam mı?” diye geçirdi aklından “Sıkıyorsa yat” dedi sonra kendi kendine “Sıkıyorsa yat” Dönüp diyecekti ki “Melahat bir çay koy” Daha ilk hecesinde Saplandı yüreğine tabanlarının ağrısı; “Oy tabanlarım, oy”. Ah Süleyman ah! Çektiğin hep tabandan. Rahat yok sana, Tabanı uyandırmadan tabandan. Dokundu önce Parmağının ucuyla Seslendi sonra duyar duymaz bir tonda Duymadı kadın Duysa da kalkacak hal mi vardı kadında. Dört çocuğa bakar Melahat. Bir de Süleyman’a... Dört çocuğu aklar parlar. Bir de Süleyman’ı... Dört çocuğu doyurur, Üstelik biri yolda. Karnı burnunda, doğurdu doğuracak. Sil-süpür, pişir-döşür Melahat Üst-baş, sökük-dikik Melahat Emzir-doyur, yıka-ser Melahat Kurut-topla, ütüle-katla Melahat. Yattı mı ki kalksın kadın? Uyudu mu ki uyansın? Bunca yüke Melahat nasıl dayansın? Haydi uyandır bakalım Süleyman, nasıl uyandıracaksın? Varıp musluğa bir su çarptı yüzüne. Sonra bir daha. Baktı aynaya, Bir sağa çevirdi yüzünü, bir sola... Bir aşağı oynattı kaşını gözünü, bir yukarı... Alıp aynanın sağındaki beyaz havluyu, Sildi camını aynanın. Sonra tekrar baktı. Sanki silince aynayı başkası olacaktı Çevirdi sağa sola yüzünü Oynattı kaşını gözünü Pek de memnun kalmadı karşıdaki adamdan Ne bekliyordun Hepi topu busun işte Süleyman Silince başka bir adam mı çıkacak sanki aynadan? İkinizin de bir tutam saçı kalmış başında Kalanlarda kar beyaz Feri tükeniyor gözlerinizin Ve hatta kapanıyor biraz biraz... Böyle giderse Bu gününüz var, yarınınız yok Süleyman. Dost acı söyler. Ne oldu? Tanıyamadın mı aynadaki kendini? Ben tanırım seni En az yirmi beşinden beri Ee kolay mı eğip bükmek demiri İş ağır Mesai uzun Ev kira Evde dört çocuk bir de Melahat Karnı burnunda beşinciyi doğuracak Ha bugün ha yarın Ee daha ne olsun? Girmez mi adam Kırkına varmadan mezara Allah uzun ömür versin ama Görünen dağın uzağı olmaz derler ya İşte o hesap Süleyman. Bak benden sana birkaç tavsiye: Biiir; Ücretler yükseltilecek. İkiii; Çalışma koşulları düzeltilecek. Üüüç Bize mutlaka ama mutlaka bir sendika gerek Sendikasız çalışılmaz Süleyman! Bunun için de İlla ki tabanda örgütlenilecek Acele yok. Usul usul. Kırk tilki dolandıracaksın kafanda Kırkının da Kuyruğu birbirine değmeyecek Ve sonuncusu Süleyman; Bu işler zor işler Öyle her önüne gelenle görülmez Saçlarını işçilerin kavgasında ağartanların sözü dinlenmeden Maksuda erilmez. Ama ille de taban, ille de taban. Süleyman! Ne demiştik daha en baştan; Ee çekecek Taban uyanmadan ne yapsın taban. Taban sensin Süleyman Ağrıyan da, sızlayan da sen Yıkan da kuran da sen Uyan artık Süleyman Uyan! Kan ter içinde uyandı Süleyman “Oh” dedi “şükür” rüyaymış Kalktı yataktan Geçip koridoru hızla Vardı aynanın karşısına Saçları yerinde Hem de üzüm karası Gözleri iri, cam gibi, parlak... Gücü kuvveti desen yerinde maşallah Daha ne ki yaşı? Yirmi beş. Fakat, Fakat... Bir metal fabrikasında çalışıyor Süleyman. Mesai uzun Ücreti düşük Koşulları kötü İş ağır Sendika? Sendika da yok. Oy anam oy! Omuzları çöktü birden. Döndü yatağa, baktı; Solunda kızı Umut, sağında karısı Melahat. Sıktı yumruklarını, sıktı. Ve önünde Kavganın içinde geçecek uzun bir hayat. Haydi kolay gelsin Süleyman! Sınıf kardeşim kolay gelsin.
26 Mart 2022
link: Ziya Egeli, Süleyman, 26 Mart 2022, https://marksist.net/node/7604
... önceki yazı
Komintern Döneminde Cephe Taktikleri ve Pratikleri /3
Komintern Döneminde Cephe Taktikleri ve Pratikleri /3
sonraki yazı ...
Putin’in Savaşı mı, Emperyalist Savaş mı?
Putin’in Savaşı mı, Emperyalist Savaş mı?