Dünya Yurt olageldiğinden beri bir avuç burjuvaya Ya Yurdunda sürgün geri kalanı insanlığın Ya da Başka birinin yurdunda mülteci Yani dünya Yurt olageldiğinden beri bir avuç burjuvaya Bir ucundan diğer ucuna yürüyor Dünyanın bütün mültecileri Amerika’dan Afrika’dan Asya’dan Dere tepe Dağ deniz Nehir nehir yürüyor Bir ülkeden bir ülkeye Bir kıtadan bir kıtaya Yüzer yüzer Biner biner Şehir şehir yürüyor Kimisi Bir dağın yamacında Yeni bir umuda doğarken gün En körpe vaktindeyken hem de ömrünün Çiğ tanesi tazeliğindeyken ölüyor Kimisi de Yurdunun yüreğine gömülmeyi dilerken bu son deminde Kemikleri sızlaya sızlaya Huyunu suyunu bilmediği yaban ellere gömülüyor Eğer yüreği olsaydı denizlerin Soyunup masmavi elbisesini Kan kırmızı kefenini giyerdi Eğer yüreği olsaydı denizlerin Dalga dalga dalgalanıp bütün hışmıyla Geri kalanını dünyanın Yüreğini en karanlık yerine gömerdi Eğer yüreği olsaydı dağların Kızıllığında eriyip lavların Aka aka tükenirdi Evet Yüreği yok denizlerin Dağların yüreği yok Ya insan denen mahlûkatın Yüreksizliğine ne demeli?
5 Aralık 2021
link: Ziya Egeli, Mülteci, 5 Aralık 2021, https://marksist.net/node/7521
... önceki yazı
Seattle’dan Bugüne: Kapitalizm Çıkmazda, İsyan Sürüyor!
Seattle’dan Bugüne: Kapitalizm Çıkmazda, İsyan Sürüyor!
sonraki yazı ...
Belarus-Polonya Sınırı: Egemenler Tepişirken Ezilen Göçmenler
Belarus-Polonya Sınırı: Egemenler Tepişirken Ezilen Göçmenler