İngiltere’de her üç ayda bir açıklanan ve Ekim ayında açıklanması gereken bütçe raporu bu yıl salgın nedeniyle Kasım ayının sonunda açıklandı. İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak’ın açıkladığı bütçe harcamalarıyla ilgili ara düzenlemelerden ve 2021 bütçe raporundan anlaşılan şu ki, en kötü günler henüz yaşanmadı. Maliye Bakanı Sunak, İngiltere ekonomisinin bu yıl %11,3 daralmasının beklendiğini ve bunun son 300 yılın en büyük düşüşü olacağını söylüyor. Açıklanan rapor, ne sağlık emekçilerine ne diğer kamu harcamalarına dişe dokunur bir bütçe ayrıldığını gösteriyor. Üstelik 2021 ve 2022’de yaklaşık 1,3 milyon kamu işçisinin ücretlerinin dondurulması planlanıyor. Görünen o ki, adı konulmasa da kemer sıkma politikası sürdürülüyor. İngiltere’de sağlık sistemi yetersiz kaldığı için her yıl kış aylarında Ulusal Sağlık Sistemine (NHS) ek bir bütçe ayrılır. Bu yıl ise açıklanan kabarık bütçeden NHS’nin payına yalnızca 3 milyar sterlin düştü. Oysa aynı hükümet, yaptığı ek bütçe açıklamasında cezaevlerine 4 milyar sterlin ek bütçe ayıracağını duyurdu. “Koronavirüsle mücadele” diye yaygara koparırlarken yeni hastaneler inşa etmek yerine yeni cezaevleri inşa etmenin daha büyük bir aciliyeti var belli ki! Öyle ya, umurlarında olan halk sağlığı değil, düzenin selameti! Keza her yıl 40 milyar sterlin bütçesi olan Savunma Bakanlığına ayrılan bütçeye, önümüzdeki 4 yıl için, her yıl %10 oranında ek bütçe ayrılacak. Gerekçe ise “artan siber saldırı tehdidinin yanı sıra uluslararası durumun çok daha tehlikeli ve rekabetçi hale gelmesi”!
Financial Times gazetesine göre, İngiltere “Koronavirüsle Mücadele” adı altında en fazla para harcayan ülkelerin başında geliyor. Diğer G-7 ülkelerine göre %80 daha fazla kaynak harcayan İngiltere’de koronavirüsten kaynaklanan ölümlerin sayısı ise G-7 ortalamasının yüzde 60 üzerinde. Çivisi çıkan sağlık sisteminin iyice batağa sürüklendiği ülkede pandemi nedeniyle on binlerce tedavi ve ameliyat ise ertelenmiş durumda. Bu aksama nedeniyle Covid-19 dışı nedenlerden kaynaklanan ölümlerin sayısı da az değil. Haliyle insan sormadan edemiyor: Hastanelerin bir hasta daha kaldıramayacak kadar yetersiz kaldığı, huzurevlerinde yaşlıların kendi kaderleriyle baş başa bırakıldığı, ekonomik krizin ilk kurbanı olan başta göçmenler olmak üzere işçi ve emekçilerin zor koşullara mahkûm edildiği, her geçen gün köşe başında bir evsizin daha belirdiği, yalnızca online ders görmelerine rağmen fahiş öğrenim ücretleri ve yurt kiralarıyla üniversite öğrencilerinin soyulup soğana çevrildiği ülkede açıklanan milyarlarca sterlinlik paketler kimlere gidiyor? Pandemi nedeniyle yaklaşık 600 milyar sterlin harcandığı söyleniyor. Bu paranın yaklaşık 500 milyar sterlini büyük sermayeye hibe ve kredi olarak verildi, geri kalanı ise küçük işletmelere ve ücretli izinde olan işçilerin ücretinin %80’inin ödenmesi için harcandı. Ücret ödeme yükümlülüğünden kurtulan patronlara bir güzellik daha yapılmış oldu. Büyük sermaye sahiplerinin paçasını kurtarmak için çuval çuval paralar saçılırken, sıra işçilere, emekçilere, öğrencilere, göçmenlere, evsizlere geldiğinde kesenin ağzı kapanıyor.
İngiltere’de yaklaşan esas tehlikeli dalga işsizlik! Sunak’ın açıkladığı resmi verilere göre İngiltere’de 1 milyon 650 bin işsiz var. Sadece pandemi sürecinde yaklaşık 350 bin işçi işini kaybetti. Yüz binlercesi ise “maaş destek paketleri”yle işini şimdilik kaybetmemiş görünüyor. En iyimser rakamlarla gelecek yılın ortalarına kadar ülkedeki işsiz sayısının 2 milyon 600 bini aşacağı ve işsizlik oranının %8’i bulacağı bekleniyor. Bir köşede ellerini ovuşturup fırsat kollayan büyük sermaye sahipleri, pandemi bahanesiyle daha fazla işçiyi kapı önüne koyma planları yapıyor. Kitlesel işten atma planlarının hayata geçmesiyle birlikte işsizlik oranı çok daha ciddi rakamlara varacak. Karantina uygulamasının başladığı Mart ayından bu yana özellikle hizmet sektörü olmak üzere farklı sektörlerden çok sayıda şirket, binlerce işçinin işten çıkarılacağını duyurdu. İngiltere’nin önde gelen perakende zincirlerinden Sainsbury’s iştiraki olan Argos’tan 3500, İngiliz posta servisi Royal Mail’den 2000, İngiltere’nin en büyük ilaç ve sağlık ürünleri zinciri olan Boots’tan 4000 işçinin işine son verileceği açıklandı. İngiltere’nin en büyük perakende zincirlerinden Marks&Spencer ise 94 yıl sonra ilk kez zarar açıklayarak 7000 işçinin işine son vereceğini duyurdu. Pandemiyi bahane ederek işçi azaltmaya ve fabrikayı Singapur’a taşımaya karar veren Rolls-Royce ise 3000 işçiyi işten çıkaracağını açıkladı. Ancak UNITE sendikasında örgütlü Rolls-Royce işçileri şirketin bu kararına karşı üç haftalık grev kararı aldı ve Kuzey İngiltere’deki Bankfield fabrikasında greve çıktı. İngiltere’de hemen her gün birkaç şirket tensikat kararı alıyor. Ancak işçiler ve işçi sendikaları da buna sessiz kalacak gibi görünmüyor. Ücret kesintileriyle ve işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya olan birçok sektörden işçiyi dört yandan saran bu saldırılara karşı durmanın tek yolu örgütlü mücadeleyle bu dalgayı püskürtmek!
link: Londra’dan bir MT okuru, İngiltere: Salgın Dalgasından İşsizlik Dalgasına, 8 Aralık 2020, https://marksist.net/node/7125
Rejimin 2021 Bütçesi
Peru’ya Bir Devrim Gerek!