Rusya’da emekçi kadınların devrimin kıvılcımını çaktığını, canla başla devrime destek verdiğini ve devrimin zafere ulaşmasında büyük paylarının olduğunu biliyoruz. O kadınlardan birini hayal edelim. Başında örtüsü, üzerinde Rusya’nın soğuk kışları için ince kalan paltosuyla yirmilerinde bir kadın… Rus Çarlığının zorbalığı, emperyalist savaşın getirdiği yıkım ve açlık canına tak etmiş. Belki sevdiğini kaybetmiş savaşta, belki babasını...
O genç kadın, diyelim ki adı Yevgenya olsun, 8 Mart günü sokaklara çıkarak “kahrolsun savaş” diye haykırdı binlerce kadınla birlikte. Kadınların yaktığı isyan ateşi büyüdü, yayıldı tüm Rusya’ya. Sonunda Çarlığı yıktı işçiler. Çarlık yıkılmıştı yıkılmasına ama soylular, burjuvalar şatafatlı yaşamlarına devam ediyor, emekçiler ise ya cephede ya da açlıktan ölüyorlardı. Burjuvazi geçici hükümeti kurmuş, kendi bakanlarını atayarak iktidara yerleşmişti. 25 Ekim günü Rus işçi ve askerleri Kışlık Saray’a girip bakanları tutukladığında Yevgenya da oradaydı ve sevinçle aldı haberi arkadaşlarından: “Hükümet binaları düştü, bakanları tutukladık!” İşte şimdi gerçekten devrim olmuştu! Milyonlarca Yevgenya için yeni bir dünyanın kapıları açılmıştı. Yevgenya devrimden sonra gece vardiyasında çalışmadı hiç. O güne kadar hiç oy kullanmamıştı, kimse bu hakkı vermemişti ona. Artık oy hakkı vardı. Çocuklarını bırakabileceği güvenilir ve ücretsiz kreşler vardı her yerde. Yemek ve ev işleri için bıktırıcı saatler harcaması gerekmiyordu artık. Ortak yemekhanelerde yemeğini yiyor, ortak çamaşırhaneleri kullanıyordu. Kendisine ayırabileceği çok daha fazla zamanı vardı şimdi! O zamanı okuyarak değerlendirdi. Tiyatroya, konsere gitti. O güne kadar yaşamadığı bir hayat vardı önünde. Özgür, mutlu ve güvende hissediyordu kendini. Devrim işte buydu!
Ekim Devriminden bu yana tam 103 yıl geçti. Dile kolay! Bir asırdan fazla zamandan söz ediyoruz. Ne değişti bu bir asırda? Teknoloji ilerledi, toplumsal ihtiyaçlarımız çeşitlendi. Ekim Devriminin rüzgârı diğer ülkelerin üzerinde de eserek emekçi kadınların pek çok hak elde etmesini sağladı. Bugünün kapitalist dünyasında o zamana göre çok daha fazla sayıda emekçi kadın çalışma hayatında yer alıyor. Gelişen teknolojiyle birlikte ev işlerini kolaylaştıracak makineler de yapıldı. Ama tüm bunlar emekçi kadınların yaşadığı sorunların katmerleşerek büyümesini engellemedi. Bugünün emekçi kadınları yüz yıl önceki işçi iktidarının emekçi kadınlarından çok daha az olanağa sahip. Çocuklarını bırakabilecekleri ücretsiz kreşlerden yoksunlar. Ev işleri kadının sırtında ve gelişen teknolojiye rağmen çok fazla zaman alıyor. Emekçi kadınların çoğu sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayabileceği olanaklardan yoksun. Bugünün emekçi kadınlarının gerçekten özgürleşebilmesi için 1917’de olduğu gibi işçi sınıfının iktidarı alması gerekiyor. Yüz yıl önce Yevgenyalar çok daha zorlu koşullarda devrim yaparak özgürlüğün kapılarını açmayı başardılar. İnanıyoruz ki bugünün Yevgenyaları da ayağa kalkarak Ekim Devriminin yol göstericiliğinde özgürlüğün kapılarını açacak ve yeni Ekimler yaratacak!
link: Sancaktepe’den bir grup kadın işçi, Özgürlüğün Kapılarını Açacak Yeni Ekimler İçin!, 7 Kasım 2020, https://marksist.net/node/7080
Yeni Ekimler Hayalse Bu Korku Niye?
Dünü Bugüne Bağlıyor, Geleceğe Umutla Yürüyoruz!