Mezopotamya’mın yükünü Omuzlarında taşıyan kadın Güneşi gülüşüyle doğuran Kaybolan, vurulup atılan, yakılan, öldürülen Yaşamın içinde elleri nasırlı kadın Benim ben! Siz öldü sandınız ama ölmedim. Görmediniz gözleriniz açıkken öldüğümü. Vuruldum, alnımda beş kurşun yarası Beş kurşuna sığdı hayatımın her anı. Öldüm! Annem başımda feryat figan Kaderime yazdılar her kurşunun her birini Kınadılar, sustular, unuttular! Her unutuluşta bir kurşun daha sıktılar Ben öldüm. Geride üç çocuğum. Ben ve niceleri öldü burada Ben öldüm beş kurşun yarasına Burada herkes ölmüş bir kurşun yarasına Birer birer yazıldı katlimize ferman. Evet unuttular Beyaz gelinliğimizi kefen yaptılar. Öldük Toprağımız bol olmadı Katledenler cezasını çekmedi. Evet unuttunuz Adliye koridorları kan koktu Unutuldu vicdan, unutuldu adalet Biz öldük Katillerimiz dışarıda, Ellerinde bizim kanımız Kravat takım elbiseyle. Sustu niceleri, görmezden geldi. Ölümün soğukluğu değil Adaletin terazisi üşüttü bizi Neydi bizi öldüren? Kurşun yarası mıydı? Bu muydu kaderimiz? Yok olmak mı birer birer Kimdi suçlumuz? Kocamız mı? Sevgilimiz mi? Ailemiz mi? Yoksa bu düzenin dayattığı insanlığınız mı? Evet ben öldüm Biz öldük Bu düzen böyle sürdükçe ölmeye devam edeceğiz. Haydi kalkın ayağa Birleştirin ellerinizi, Yıkın bu zulmün kapılarını birer birer Kaldırın yumruklarınızı Haykırın. Caddelerde, meydanlarda Bir cenazemiz daha yok bu düzene Böyle geldi böyle gitmeyecek. Ve böyle öldük Bir daha böyle ölmeyeceğiz.
13 Mayıs 2020
link: Mersin Üniversitesinden bir öğrenci, Kadınım Ben, 13 Mayıs 2020, https://marksist.net/node/6937
... önceki yazı
Koronavirüs ve Sınıfsal Yaklaşımlar
Koronavirüs ve Sınıfsal Yaklaşımlar
sonraki yazı ...
Soma Katliamını Unutmadık, Unutturmayacağız!
Soma Katliamını Unutmadık, Unutturmayacağız!