Bir parça ölüm gerekir, bizim yaşamamız için. Bir parça yoksulluk olmalı, kuş sütüyle donatılan sofralarımız için. Bir kesim ölürcesine çalışmalı, bizim bu zenginliğin tepesindeki bölünmez uykumuz için. Bir miktar da vicdan eksik olmalı, kaldırabilmek için bu vebali. Kuralım eleğin çemberini, kuralım da yaşayalım dedi, birileri. Önce en zayıflar ölür. Eleğin çemberi daima tutar güçlüleri. Kilosu, yüreği, umudu, parası ne fark eder ki niteliği Önce zayıflar ölür işte, budur yapayın seçilimi sonra, sıranın onlara gelmeyeceğini düşünen biraz daha yağlılar Birer birer düşer eleğin çemberinden, dönüşür fosile. Eleğin çemberi bir timsah ağzı. Büyüdükçe büyür. Yok eder eleği tutan elleri... Birer birer daldırdılar kırılası ellerini boyamak için ufukları karaya. Önce umutlar solar ardından insanlar ölür. İnsanlar ölür sırasında garip değil bu ama garip olan hayattayken ölmüşlerin çokluğu Bedensiz yaşamak yiğit işi kesintisiz harlanan bir yürek ateşi. Yaşarken ölmekse; zayıf deviren, umut solduran eleğin işi. Yaşamak kolay iş yüreği tıka basa onurla dolu olana Açlık, işsizlik sopası sallansa da başında Onur karşı çıkar gücün nimetleriyle takasa. Yaşamak zor iş, Güçlünün vicdanına teslim olana, Cüzdanın zenginliğini her şeyin üstünde tutana Onur fukaralığını hiçe sayana… Gözler kırmızı yürekteki yalımlar gibi Gözyaşı bereketli, ellerinin hünerinin izi. Gözyaşı onurun, gücün, öfkenin dili. Güçsüzlük ise, ağlayacak bir hal bulamamak bu çürümüşlükte. Zıtlıklar krallığında her şeyin tersi makbul nasılsa, bundandır: Baharın düşünü kuranların çiçeklerden mahrum kalışı Ruhu koca evrene sığmayanların bedenlerinin esir alınışı Önce kendi insanlığına kıyanların, en fazla yaşayışı, bundandır. Öfkeni, gözyaşını topla onlar kurtaracak bizi. Zulme gözünü kapatmadığı için kör olanın huzuru Zalimin sofrasında lokma kovalayanların sefilliği Küçük değildir damla damla birikmekte olan öfkeden Öfke: bir hırçın akarsuyun çağıltısı, Bir kayayı hırpalayan dalgalarının sürekliliğidir. Öfke: bir tepkinin sessizce birikimi, bir fitilin ateşidir. Bugünün acınası hallerinin resmi, Bu bölünmüşlük deryası, bu umutsuzluk furyası Yarını dönüştürecek öfkenin tohumudur. Yarının tohumu ellerle beslenir, ellerle büyür. Yeterli son çift elin dahli yerle bir edecek eleğin çemberini.
2 Haziran 2018
link: Mersin Üniversitesinden bir öğrenci, Eleğin Çemberi, 2 Haziran 2018, https://marksist.net/node/6379
... önceki yazı
24 Haziran’a Giderken
24 Haziran’a Giderken
sonraki yazı ...
Bu Dünyaya Marx Geldi! /2
Bu Dünyaya Marx Geldi! /2