OHAL’in kalıcılaştığı, KHK’ların hüküm sürdüğü, baskıların arttığı, sömürünün korkunç hale geldiği, iş kazalarında ölümlerin arttığı, çözüm sürecinin yalan olduğu, milletvekillerinin, gazetecilerin, aydınların, eğitmenlerin cezaevlerine atıldığı, kadınlara ve çocuklara yönelik tacizin, tecavüzün, şiddetin arttığı, milliyetçiliğin kışkırtıldığı, Suriyeli mültecilere yönelik ırkçı saldırıların yaygınlaştığı, üçüncü dünya savaşının giderek kızıştığı bir dönemden geçiyoruz. Yani zor ve karanlık günlerden geçiyoruz.
Türkiye’de de başka ülkelerde de durum parlak değil. Bu korkunç tabloyu kapitalizm yaratıyor. Türkiye’de ve dünyada insanlar yaşayamaz hale geliyor. Emperyalist ülkeler rekabet ve savaşla nüfuz alanlarını büyütmeye çalışıyorlar. Savaş bölgelerinde onların adına savaşacak silahlı grupların önünü açıyorlar. Bu savaşlarda yüz binlerce insan egemenlerin kârı uğruna ölüyor, ülkelerini terk etmek zorunda kalıyor. Fakat tarih gösteriyor ki tüm bunları yaratan kapitalizm mutlak değildir. Kapitalizmin ve bize yaşattığı sorunların nasıl ortadan kaldırılacağını zamanında işçi sınıfı devrim yaparak göstermiştir.
Bundan tam 100 yıl önce, yani 1917’de, Rusya işçi sınıfı baskıcı Çarlık düzenini yıkmış, ardından Lenin’in önderliğinde kendi iktidarını kurmuştu. Ekim Devrimi, 1914’te patlak veren ve milyonlarca insanın ölümüne neden olan I. Dünya Savaşına son vermişti. Rusya’nın işçileri ve köylüleri o güne kadar sırtlarında taşıdıkları egemenleri alaşağı etmişlerdi. İnsanın insanı sömürmediği, açlığın ve yoksulluğun olmadığı bir dünya kurmanın tohumlarını ekmişlerdi. Lenin ve Bolşevik Parti işçi sınıfına, kan emicilere ebediyen boyun eğmek zorunda kalmamak için nasıl örgütlenmesi gerektiğini göstermişti.
Elbet bugün yaşadığımız karanlık ve zor günler de bitecektir. Her daim yüzümüzü işçi sınıfının mücadele tarihine çevireceğiz, ders çıkaracağız ve geleceğe hazırlanacağız. Üzerinden yüz yıl geçen Ekim Devriminin haklılığı bugün daha berrak biçimde açığa çıkıyor. Kapitalist çürümenin geldiği boyut ortadayken kurtuluşun yolunun işçi devriminde olduğu gün gibi ortadadır. Ekim Devriminin sönmeyen ateşi işçi sınıfının mücadelesine ışık tutuyor. Zalim burjuvaziye de korku salıyor. Umudumuzu hep diri ve canlı tutalım. Örgütlü ve bilinçli olmak bunu gerektirir.
Selam Olsun 100. Yılında Ekim Devrimine!
link: Esenyurt’tan bir kadın işçi, Ekim Devrimi 100. Yılında Işık Tutmaya Devam Ediyor, 29 Eylül 2017, https://marksist.net/node/5913
Nuriye ve Semih’e Yine Tahliye Yok
Tarihsel İyimserlik, Gençlik ve Alâmetler