Yüzlerce metre altındayım yerin Ellerimden ayaklarımdan bağladılar beni. Aklım, bilincim, yüreğim seninle dolu Gözlerimde tütüyorsun Susadım Çatladı dudaklarım Tenim yavaş yavaş kuruyor sanki Çağıl çağıl bir çağlayan gibi içiyorum hayalini Gözlerimde tütüyorsun. Yumuyorum gözlerimi Yumuyorum Öylesine susadım ki sana Öylesine susadım ki Dayayıp ağzımı içer gibi Kana kana içiyorum hayalini Yumuyorum gözlerimi Yerin bu yüzlerce metre altında Sessizlik çınlıyor kulaklarımda Alışkın değil kulaklarım sessizliğin bu çığlığına Bir ses Kendi sesimin dışında başka bir ses arıyorum bu sessizlik ormanında Özledim seni… özledim Özledim ki, hem de nasıl Yumuyorum gözlerimi Ellerin dokunuyor dudaklarıma Ellerim sıcacık avuçlarında Yanıp tutuşuyor ellerim Ben seni aklın alamayacağı kadar Ben seni başka hiçbir kimsenin başka hiçbir şeyi sevemeyeceği kadar sevdiğim Ben seni bu koca dünyada bu küçücük dünyada En aziz şey bildiğim Ben seni uğruna ölüp ölüp dirildiğim Ben seni her ağacın dalında Ben seni her arının balında Ben seni dünde, bugünde ve yarında bildiğim için Bu yerin, hayalinle aydınlattığım bu yerin altında Kollarından bağlıyım sana KAVGAM…
23 Eylül 2016
link: Ziya Egeli, Gözlerimde Tütüyorsun, 23 Eylül 2016, https://marksist.net/node/5298
... önceki yazı
Türkiye NATO’dan Çıkar mı?
Türkiye NATO’dan Çıkar mı?
sonraki yazı ...
Amele Taburunda Bir Asker: Manoli Aksiyotis’in Öyküsü
Amele Taburunda Bir Asker: Manoli Aksiyotis’in Öyküsü