16 Mart 1978’de 7 devrimci öğrenci Beyazıt Meydanı’nda katledildi. 16 Mart 1988’de, Halepçe’de 5 bin Kürt, kadın-çocuk, genç-yaşlı demeden kimyasal silahlarla katledildi. Üniversite öğrencileri olarak Beyazıt ve Halepçe katliamlarının yıldönümünde bir eylem düzenledik ve katliamları lanetledik.
Beyazıt’ta, İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen eyleme çeşitli üniversitelerden Marksist Tutum okuru öğrenciler olarak bizler de katıldık. İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde toplandıktan sonra kitle, “Qêrîna Halebçe û Beyazıt Qêrîna Şengale!” ve “Beyazıt’tan Halepçe’ye Katliam Sürüyor! Katil Devlet Hesap Verecek!” pankartlarını açarak katliamları teşhir eden sloganlarla yürüyüşe geçti. Edebiyat kapısından çıkışa yöneldiğimiz sırada polis kapı önüne barikat kurarak kitleyi provoke etmeye ve çıkışımızı engellemeye çalıştı. Polisin bu keyfi tutumunu sloganlarımızla protesto ettik. Daha sonra Fen Fakültesi kapısından çıkarak 1978’de 7 öğrencinin yaşamını yitirdiği ve çok sayıda öğrencinin yaralandığı Eczacılık Fakültesi önüne yürüdük. Katliamın yaşandığı Eczacılık Fakültesi önüne geldiğimizde 16 Mart katliamlarında hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunduk. Saygı duruşunun ardından Türkçe ve Kürtçe olarak hazırlanmış basın açıklaması okundu.
Basın açıklamasında 16 Mart 1964 Rum tehciri, 1978 Beyazıt ve 1988 Halepçe katliamları hatırlatıldı. Katliamların ve savaşların günümüzde de Türkiye sınırları içinde ve dışında devam ettiği, sorumlunun kapitalist-emperyalist sömürü düzeni olduğu vurgulandı. Basın açıklaması katliamların hesabının sorulacağı söylenerek bitirildi. Açıklamanın ardından Beyazıt katliamının tanıklarından biri olan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tahsin Yeşildere bir konuşma yaptı. Devletin planladığı Beyazıt katliamının faillerinin korunduğunu belirten Yeşildere, “katliamların hesabını soracağız” diyen hükümetlerin yeni katliamlar gerçekleştirdiğini ve “İç Güvenlik” gibi baskıcı, faşizan yasalar çıkarttıklarını vurguladı. Yapılan konuşmaların ardından eylemi, dizelerini Nazım Hizmet’in kaleme aldığı Beyazıt Marşı’nı söyleyerek bitirdik.
Kapitalist sömürü sistemi durmaksızın katlediyor. Katliamcı sermaye egemenliği yıkılmayı çoktan hak etti. Bizlere düşen görev insanlığın kurtuluşu mücadelesine omuz vermek ve bu garabeti ortadan kaldırmaktır. Taze acılarımız ve dipdiri öfkemizle bizler diyoruz ki ne 16 Martları unuttuk ne yaşanan diğer katliamları! Yaşanan her katliamın, yitip giden her canın, hissedilen her acının hesabını soracağız!
link: İstanbul’dan MT okuru üniversite öğrencileri, 16 Mart Katliamlarını Unutmadık, 17 Mart 2015, https://marksist.net/node/4046
Lieberman’ın Dilinden Kan Damlıyor
Suriyeli Göçmen İşçiler Kardeşimizdir