BBC’nin son haberine göre, ABD’de 1987-2000 yılları arasında yapılan araştırmalar sonucu, 8 saatten fazla çalışılması durumunda iş kazalarının yaşanması ve mesleki hastalıklara yakalanma riski %61daha yüksekmiş. Günde 12 saatten fazla çalışma durumunda bu risk, ek olarak üçte bir oranında artıyormuş. ABD’nin bir üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, 110.236 işçinin kayıtları incelenmiş. Konuyu ele alan bir araştırmacı, uzun süren çalışma saatlerinin yarattığı yorgunluk ve stresin işyerinde kazalara ve hastalıklara neden olduğunu söylüyor. Kayıtlarda 5.139 yaralanma ve hastalığa rastladıklarını açıklayan araştırmacılar, bunların genellikle kesik, yanık ya da kas incinmesi olduğunu söylüyorlar. Bu sorunların yarısından çoğunun fazla mesai saatleri içinde gerçekleştiğini belirtmek gerekiyor.
Düşünceli burjuvalarımız işçilerin ağır çalışma koşullarını araştırmış. Lütfetmişler, sağ olsunlar! Sanki işçilerin ne şartlarda çalıştığı onları çok ilgilendiriyormuş gibi... Kapitalistler sadece kârlarını düşünürler ve işçiye bir meta olarak bakarlar. Bir taraftan daha fazla nasıl sömüreceklerini, diğer taraftan da bu ezdikleri yığınları nasıl kontrol edeceklerini düşünen burjuvazi, bu araştırmalarla sömürüyü nasıl gizleyebileceğini araştırıyor aslında. öyle ya bir yanda ezecek, diğer yanda gözümüzü boyayacak ki karşı çıkmayalım, patronlarımız bizi de düşünüyor diyelim. Bulabildiği bütün yalanlara başvuruyor ki işçi sınıfı uyanmasın. Fakat korkunun ecele faydası yok!
Bir de, çalışanlar için baskı unsuru olsun diye yedekte tuttukları işsizler ordusu var. Sermaye sahipleri her zaman, yedekteki işsizler ordusu ile tehdit eder işçiyi. çünkü işçinin bakması gereken ailesi ve kendisi var. Eğer işsiz kalırsa aç kalır. Bundan dolayı işçi, üç kuruş para için her türlü eziyete katlanır. ücretsiz mesailer de cabası.
Fakat başka çözümler de var işçi sınıfı için; işçiler birleşir ve mücadeleye girerlerse patronlara kök söktürebilirler. Hepimiz biliyoruz ki, işçi sınıfı tüm kazanımlarını ancak mücadeleyle elde etmiştir; bunun başka bir yol yok! Hak verilmez alınır!
Diğer yandan bir sistem periyodik krizlere giriyor, açlık ve sefalet üretiyor, zenginliği tek elde topluyor ve tüm bunları da ancak yalanlarla gizliyorsa, toplumsal çürüme artıyorsa artık o sistem yok oluşa doğru gidiyor demektir. Sürekli daha fazla üretim, daha fazla kâr peşinde koşan kapitalizmin doğası insanın doğasına aykırıdır. İnsanlık bu bunak sistemi kaldıracak durumda değil artık. Durum böyle olunca işçi sınıfına düşen görev de yaşlanmış ve çürümüş bu sistemi artık gezegen üzerinden def etmektir!
link: Marmara Üniversitesinden Marksist bir öğrenci, “Az çalış sağlıklı kal” diyor burjuva araştırmacılar, 25 Eylül 2005, https://marksist.net/node/384
Kahrolsun ücretli kölelik düzeni
Yaşayan Marksizm