DİSK ve KESK’in Eylül ayı eylemlilikleri çerçevesinde 24 Eylülde Gebze’de, Gebze Sendikalar Birliği tarafından düzenlenen basın açıklamasına 300-350 kişi katıldı. Öğretmenevi önünde toplanıldıktan sonra Cumhuriyet meydanına doğru yürüyüşe geçildi. Eyleme Eğitim-Sen, Birleşik Metal-İş, Genel-İş, Çelik-İş ve EMEP üyeleri pankartlarıyla katıldılar. Katılımcıların coşkulu olduğu eylemde, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı, yaptığı konuşmada, MESS ile oturulan toplusözleşme görüşmelerinde yaşanan olumsuzluklardan bahsederken, Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı da Eğitim-Sen’in kapatılma davasındaki sürece ve hükümetin sosyal hak gasplarının çalışanlar üzerindeki olumsuz etkilerine değindi.
26 Eylülde ise DİSK’in Bayramoğlu’nda bir otelde düzenlediği “Herkes İçin İnsan Hakları” başlıklı toplantıya Birleşik Metal-İş Gebze Şubesi işyeri temsilcileri ve işyeri komisyonlarının üyeleri katıldılar. Toplantının ana çerçevesini yine MESS’le yürütülen toplusözleşme görüşmeleri oluşturdu.
MESS’le yürütülen görüşmelerin tıkanması sonucunda, Türk Metal-İş Sendikası da tüm fabrikalarda bir gün fazla mesaiye kalmama kararı almıştı. Birleşik Metal-İş ise 4 Ekimden başlayarak bir hafta süre ile fazla mesaiye kalmama kararı aldı ve uygulamaya başladı. Bunda MESS’in yeni dönemde fazla mesai ücretlerini düşürmek istemesi önemli bir rol oynadı.
1-4-5 Ekim tarihlerinde ise Birleşik Metal-İş Sendikası, vardiya girişlerinde sendika üyelerinin servislerinden 500 metre erken inerek sloganlar eşliğinde işyerlerine yürümeleri ve geç işbaşı yapmaları, seçilen bölgelerde basın açıklamaları yapılması kararı aldı. Gebze’de örgütlü işyerlerinin yoğunlaştığı üç bölgede bu eylemler yapılmaya başlandı ve 1 Ekimde sabah Makine Takım fabrikası önünde, öğleden sonra ise eski Alstom önünde, sendika yöneticilerinin de katılımıyla basın açıklamaları yapıldı. Bu eylemlerde “MESS zammını al başına çal!”, “Direne direne kazanacağız!”, “İş, ekmek yoksa barış da yok!”, “Tazminat hakkımız engellenemez!” gibi sloganlar atıldı. İşyerlerinde çalışırken işçiler yakalarına “Köle değil, insanım!”, “Haklarıma dokunma!”, “Emeğime saygı istiyorum…” gibi sloganların yazılı olduğu kokartlar takıyorlar.
Mücadelenin kızışmaya başlaması bilinçli işçiler için hiç de sürpriz değil. Bu beklenen bir şeydi. Ancak şu ana kadar yaşananlar henüz sadece bir başlangıç. Eğer iyi değerlendirebilirsek, önümüzde örgütlülüklerimizi güçlendirebileceğimiz yeni yeni deneyimler kazanacağımız mücadele günleri bizleri bekliyor.
Sendika bürokrasisi, sakal bırakma, kafa kazıtma gibi gayri ciddi eylemlerle günü geçiştirmeye çalışıyor. Eğer gerçekten bir şeyler yapmak, bir şeyler kazanmak, en azından daha fazlasını kaybetmemek istiyorsak, patronların gerçekten canını yakacak, onları taleplerimizi kabul etmeye zorlayacak daha ciddi ve etkili eylemlilikleri hayata geçirmek üzere bir araya gelmeli, komiteler oluşturmalıyız. Taleplerimizle öncelikle sendikalarımız üzerinde basınç oluşturmalı, onları zorlamalı, kararlılığımızı göstermeliyiz. Her eylem asıl taleplerimizi dillendireceğimiz sloganlarla şenlenmeli.
Geçmişimizin bize öğrettiklerinin ışığında, Kavel işçilerinin, Profilo işçilerinin, Alpagut işçilerinin ve 15-16 Haziran direnişçilerinin bizlere öğrettiklerinin ışığında, harekete geçelim. İşyerlerimizde tüm arkadaşlarımızı aktive etmek için azami çabayı gösterelim. Kararlı, mücadeleci olmak gerektiğini anlatalım. Birikmiş öfkeyi örgütleyelim. Örgütlü öfke, bilinçle, bilgiyle birleştiğinde en güçlü silaha dönüşür. Asla unutmayalım ki bizi bizden başka kurtaracak kimse yok. Bu dönemin kazanımla yahut kayıpla sonuçlanmasını örgütlülüğümüz, kararlığımız belirleyecektir. Eğer sonuç istediğimiz gibi olmazsa şunu asla unutmayalım ki, kendimizden başka suçlanacak kimse yok. Şairin dediği gibi, “akrep gibi” olmamalıyız, “abalı celep kaldırdı mı sopasını sürüye katılan koyun gibi” olmamalıyız. Gücümüzün farkına varmalı, buna uygun davranmalı, henüz gücünün farkında olmayan kardeşlerimizi uyarmalı, sabırla onlara bildiklerimizi anlatmalıyız.
Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!
link: Gebze'den MT okuru bir grup metal işçisi, Mücadele Kızışıyor!, 8 Ekim 2004, https://marksist.net/node/358
Altı Trilyon Bana çıksa!