Sulukule’de yaşayan Romanlar, “Kentsel Dönüşüm Projesi” ile yerlerinden oldular. 2007 yılında 50 ilâ 100 bin liraya evlerini satmak zorunda kalan Sulukuleli emekçiler, burada yapılan yeni evlerin 400 bin liradan başlayan fiyatlarla satıldığını öğrenince aldatıldıklarını anladılar. 2006 yılında “deprem riski araştırması yapıyoruz” diyerek araştırma yapan belediye yetkilileri, önce evlerde yaşayanların sayısını ve aileleri öğrendi. Daha sonra ise ev sahiplerine ve kiracılara kentsel dönüşüm yapılacağı bilgisini verdiler. Bu kapsamda evlere metre kare başına 500 ilâ 800 lira arasında fiyat biçen yetkililer, dileyenin kentsel dönüşümden sonra buralarda ev sahibi olabileceklerini söylediler. Aslında bu koca bir yalandı, çünkü evlerine çok ucuz fiyat biçilen Romanlar, yeni yapılan konutlardan almak isteseler bile 400 bin lira gibi yüksek paraları ödeyemezlerdi. Nitekim öyle de oldu. Bu arada simsarlar da boş durmuyordu. Yatırımcı adı altında dolaşan arsa simsarları evlere belediyenin ödediği fiyattan biraz daha fazlasını verince birçok yerin sahibi oldular. Romanlar yaşanan durumu şöyle açıklıyorlar; “Hepimiz pişmanız ama mecbur kaldık. Evlerin yıkılmasından korktuk ve sattık. Oralar bizim için çok değerliydi. Biz burada yüzyıllardır yaşıyoruz. 620 hane yaşıyordu ama 1 hanede 5 aile oturuyordu. En az 5 bin 500 kişi yaşıyordu.”
Evet Sulukule’de yaşayan Romanlar kendilerini bir anda büyük bir rant sarmalının içinde buldular ve “Kentsel Dönüşüm Projesi” aldatmacasıyla evlerinden oldular. Yaşadıkları yerlerden çok uzaklara sürülen Romanlar, adeta kuş uçmaz kervan geçmez yerlere yerleştirildiler. Böylelikle Sulukule’ye lüks yaşam alanları inşa eden AKP hükümeti ve ona bağlı belediyeler, İstanbul’un en güzide yerlerini zenginlere peşkeş çekmeye devam etmiş oldular. Dahası bu rant alanları Sulukule ile sınırlı da değildir, sırada Cibali, Fener, Ayvansaray ve Dolapdere gibi yerler de var.
Tüm yaşananlar gösteriyor ki “Kentsel Dönüşüm” adı altında yoksul işçi-emekçiler uzak yerlere sürülürken, emekçi mahallerinde bir avuç asalak zengin için lüks konutlar dikiliyor. Devlet, hükümet ve inşaat firmaları ağızlarından sular damlayarak gözlerini bu tür yerlere dikmiş durumdalar. Kısacası “Kentsel Dönüşüm” projelerinin amacı işçi-emekçilerin yaşam kalitesini yükseltmek değil İstanbul’un en güzel ve değerli yerlerini patronların hizmetine sunmaktır. Bu aldatmacaya artık kanmamak gerekiyor. Belediyelerin “Kentsel Dönüşüm” projesi ile istimlâk etmek istedikleri koca koca mahalleleri ancak emekçiler mücadele ederek kurtarabilir.
link: Gebze’den bir işçi, Kentsel Dönüşüm Aldatmacasının Son Kurbanı: Sulukule, 16 Ekim 2011, https://marksist.net/node/2767
“İkinci Cumhuriyet” Tartışmaları
Suzan Zengin Sonsuzluğa Uğurlandı