23 Mart Pazar günü Ortadoğu halkları için barışın ve kardeşliğin, özgürlük mücadelesinin simgesi haline gelmiş olan Newroz’u kutlamak için Kazlıçeşme’deydik. Önümüzden akıp giden insan seli, bu selin coşkunluğu karşısında heyecanlanmamak elde değildi. Kürt halkı ve Kürt halkının haklı mücadelesini destekleyen on binlerce insan oradaydı. TC’nin emperyalist emelleri için bir halkı kan, gözyaşı ve acıyla esaret altında tutmasına karşı haykırdık sloganlarımızı: “Kürtlere özgürlük! Kurdara Azadi!”
Sonrasında, “nasıl geçti?” diye soranlara ilk cevabım şu oldu: “Ben böyle bir insan seli görmedim!” Burjuva medyanın tüm çarpıtma ve karalama çabalarına rağmen yediden yetmişe, kadınıyla erkeğiyle 200 bine yakın insan Kazlıçeşme alanını doldurmuştu. Medya ise sadece gözaltına alınan gençleri ve benzeri görüntüleri gösteriyordu. Çünkü ikiyüzlü ve korkaktır Türk burjuvazisi. Bu korkusu yüzünden, deve kuşu gibi başını kuma gömüp gerçekleri görmezden gelmeyi, milyonlara bu gerçeği göstermemeyi tercih etti.
Ama ben Kazlıçeşme’de, yakılan isyan ateşinin daha da harlandığını gördüm. Kürt halkının özgürlük çığlığına ses veren bilinçli işçileri gördüm.
Korkunun ecele faydası yok, kan emici asalaklar! Kürt halkının haklı mücadelesi kazanana kadar devam edecek. Ve sizin sömürü düzeniniz elbet bir gün yerle bir olacak. Sizin cehenneme çevirdiğiniz Ortadoğu’ya ve bütün dünyaya barış işte o zaman gelecek.
Kürtlere Özgürlük! Kurdara Azadi!
Dünyaya Barış İşçilerle Gelecek!
link: Bostancı’dan bir kadın işçi, Newroz İsyandır, 24 Mart 2008, https://marksist.net/node/1744
Bilim ve Teknoloji Patent Esaretinde
Kapitalizmin Hal ve Gidişatı