Newroz, yıllardan beri Kürt halkının kutladığı bir bayram. Ama son yılarda burjuva devletin temsilcileri şöyle sahipleniyor Newroz’u: “Nevruz büyük milletimizin binlerce yıllık müşterek kültürünün sembollerinden biridir. Baharın gelişini, toprak ananın uyanışını temsil etmesi, yeniden dirilişin sembolü ve takvimin ilk günü olması gibi özellikleri dolayısıyla milletimiz için özel bir gündür.” Uzun yıllar boyunca Kürt halkını inkâr eden TC, Newroz’u da inkâr ediyor ve kutlanmasını engellemeye çalışıyordu. Ne var ki buna gücünün yetmeyeceğini anlayınca, bu sefer onu Türk bayramı ilan etti ve adını “Nevruz” olarak değiştirdi. Ama bu Newroz’un özünü değiştirmeye yetmiyor.
Bu yıl da Türkiye’nin birçok ilinde ve mahallelerinde Newroz tüm baskılara rağmen kutlandı. Ben de Esenyalı’daki Newroz kutlamasına katıldım. Yaklaşık 400 kişi vardı. Newroz’un kutlanacağı alana kadar kortejler halinde yüründü ve barış ve halkların kardeşliğini talep eden sloganlar atıldı. Atılan sloganlardan bazıları şunlardı: “Yaşasın Newroz, Yaşasın Halkların Kardeşliği “, “Yaşasın Devrimci Dayanışma”. Alana gelindiğinde tertip komitesi süreçle ilgili bir konuşma yaptıktan sonra coşkulu bir şekilde sloganlar atıldı ve halaylar çekildi. Alanda polis yoktu. Zaten daha mahalleye girmeden “gerekli önlemleri” almışlardı. Polis, mahalleye İETT otobüslerinin girmesine izin vermiyordu.
Günler öncesinde burjuva düzenin temsilcileri (hükümet, genelkurmay, polis, jandarma vs.) işçi ve emekçileri korkutma ve sindirme hazırlıklarına giriştiler. Mahallelerde, üniversitelerde, işyeri çıkışlarında kolluk güçlerinin sayısını arttırdılar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Emniyet Müdürlüğü “vatandaşların mağdur olmaması için”, belediye otobüslerini “sorunlu” bölgelere polis eskortu eşliğinde sokma kararı almıştı. Tabiî ki bu önlem yetmiyor! Kadir Topbaş vatandaşlardan otobüslere saldıranları ihbar etmelerini istiyor. Dahası otobüslere yerleştirilen “çok gizli kameralar” hem arabanın içini hem de dışını gösterecekmiş. Emniyet de otobüslere sivil polis konması için çalışma yapmış. İşte bütün bunları vatandaşın mağdur olmaması için yaptıklarını söyleyen düzen bekçileri, işçi ve emekçileri kandırmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Oysa daha bu haberlerin televizyon kanallarında ve gazetelerde yayınlandığı gün, Newroz günü, bizleri mahallemizin çok uzağında indiren İETT şoförleri ve Emniyet’in polisleri “bundan sonrasını yürüyeceksiniz” dediler. Görüyoruz ki, “işinden yorgun gelen insan indirilip yürümek mecburiyetinde bırakılmamalı” diyen Büyükşehir Belediyesi Başkanı aslında yalan söylüyormuş. “Vatandaş” mağdur olmuş olmamış umurlarında olmayan burjuvazi, otobüslere yerleştirilen kameralarla ve sivil polislerle insanları daha fazla denetim altında tutmaya çalışıyor. Sanki fabrikalarda, okullarda izlendiğimiz yetmiyormuş gibi…
1 Mayıs’ın yaklaştığı şu günlerde burjuvazi bu “önlemlerini” daha da artıracaktır. Burjuvazinin dayatmalarını kabul etmeyelim, devrimci Marksist mücadele bayrağını yükseltelim!
Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz!
Yaşasın Halkların Kardeşliği! Ezilen Tüm Halklara Özgürlük!
link: Esenkent’ten MT okuru bir öğrenci, Newroz ve burjuvazin yeni güvenlik önlemleri, 3 Nisan 2007, https://marksist.net/node/1485
Vardık, varız, var olacağız!
Devrim Yılları – 1905