“Bu kadınların öldürülmeleri henüz birbiriyle bağlantılandırılmamıştı (1999 kışında), ancak çoğunda cinayetlerin işlenişi ve aşırı şiddet bakımından bir ortaklık vardı. (. . . ) Kurbanların çok dikkatli bir şekilde seçildiği ve kaçırılmaları için organize bir sistem olduğu da açıkça belliydi. Şehrin göbeğinde, güpegündüz, hiçbir tanık olmadan ortadan kaybolacaklardı. Başlangıçta bunun, yeraltıyla ilişkileri sayesinde korunan ahlâksız suçluların işi olduğu düşünülüyordu. Durumun böyle olduğunu gösteren belirtiler de vardı. Hiç kimse ölümlerin arkasında daha karışık ve karanlık bir şeylerin olduğunu aklına getirmedi...” (Diana Washington’un Kadınların Hasadı adlı kitabından)
1993’ten beri, Ciudad Juarez’de 4000’den fazla kadın –işçi ve öğrenci– kayboldu. Uluslararası Af Örgütüne göre bu kadınlardan 327’si, ABD sınırındaki montaj atölyelerindeki (maquilas) işgünlerinin sonunda veya bilgisayar kurslarından çıktıktan sonra şehrin ortasında kaçırıldılar ve daha sonra işkenceye uğramış, tecavüz edilmiş, sakatlanmış veya öldürülmüş vaziyette, açık araziye terk edilmiş olarak bulundular. Resmi rakamlar ya gizli tutuluyor ya da tahrif ediliyor, bazı kayıpların rapor edilmemiş olması da muhtemel. Çok sayıda kurbanın cesedine sahip çıkılmadı, çünkü bunlar ya yalnız yaşıyorlardı, başka eyaletlerden gelmişlerdi ve Juarez’den kimseyi tanımıyorlardı ya da kimlikleri tespit edilememişti. Diğer vakalarda ise, kurbanların akrabaları yoksul işçilerdi ve cesetlere sahip çıkmak için verecek yol paraları yoktu, bu konuda herhangi bir devlet yardımı da yapılmadı. Bilakis, resmi tutum bu barbarlığı örtbas etmek ve hafife almak yönünde. Bu olgular ancak, yoksul işçi ya da öğrenci kadınların sistematik soykırımı olarak tanımlanabilir.
Onlar Juarez’de ölmediler. Juarez’de öldürüldüler. Onlar böyle tanımlanmalılar. Egemen sınıfın ve temsilcilerinin, dili çarpıtmalarına ve sanki çok yaşlıyken ölmüşler gibi onlara “Juarez’in ölüleri” demelerine izin veremeyiz. PAN’cı (iktidardaki sağcı parti) vali Francisco Barrio ya da PRI’cı vali Patricio Martinez ve hatta bazı yerel belediye başkanları, bir bakıma kurbanların suçlu olduğunu, “bunu onların istediğini” ima ediyorlar. Çünkü gece sokaklarda yürüyorlarmış (oysa çoğu durumda saldırılar güpegündüz şehrin göbeğinde yapıldı ve onların tüm yaptıkları işten eve gitmekti) ya da dar elbiseler veya kısa etekler giyiyorlarmış. Bu iftira niteliğindeki ithamlar sadece gerçeklerin üzerini örtmek için tasarlanıyor ve yalnızca eylemleri örgütleyen ve gerçekleştiren katillere yarıyor, yardımcı oluyor.
Bu soykırımın kökenleri ilk cesedin bulunduğu 1993 yılına dayanmayıp daha da ötelere uzanıyor. Juarez cinayetlerinin ardındaki gerçek nedir? Derinlere kök salan nedenler, PRI rejiminin onlarca yıllık, özellikle de 1968’den bu yana devam eden çürümesinde bulunabilir: devlet terörizminin kullanılması, “kayıplar” ve siyasi cinayetler; bunun organize suçla ve 1980’den itibaren uyuşturucu ticaretiyle bağları; zengin hırsızların ve katillerin dokunulmazlığını güvence altına alan hükümetin yolsuzluklarıyla bağlantılı olarak büyüyen toplumsal çürüme olgusu; uyuşturucu kaçakçıları ile burjuva devlet içindeki yüksek düzey görevliler arasındaki işbirliği ve karşılıklı koruma. Buna, açlık, sefalet ve işsizlik yaratan “neo-liberal” ekonomik politikalar yüzünden daha kötü hale gelen suçtaki artışı ve her düzeyde güvensizliği de eklemeliyiz. Artan suç, sırası geldiğinde, işçileri ve halkı sindirme ve terörize etme girişiminde propaganda malzemesi olarak kullanılıyor, böylece işçiler kendilerini eve hapsediyorlar ve mücadeleye katılmıyorlar.
Çürüme kapitalizme içseldir ve onun kokuşmuşluğu içinde “ahlâki” ya da “etik” düşüncelerin tüm izleri paramparça edilerek her şey bir iş haline getirilir. Artık Juarez’de kadınlar birer meta olarak görülüyor, sonuna kadar sömürülüyorlar ve her şeyleri kullanılıyor, ölümleri bile. Juarez’e gelen dedektiflerden biri olan Arjantinli emekli müfettiş komiser Raul Zajaczkowski şöyle diyor: “Bu meselenin canalıcı özelliği, tüm suçların bu şehirde ve belli özellikleri olan kadınlara karşı işlenmesidir. Garip olan şey bunların hâlâ devam ediyor oluşudur. Bir grup seri katille karşı karşıya değiliz. Bu vakaların arkasında başka şeyler olmalı. (…) Kurbanlar koyu uzun saçlı, kısa boylu, esmer kadınlar. Her 100 kadından 95’inin yaşı 16-24 arasında. 90’ı şehirde yalnız yaşıyor. Bunlar maquiladora’larda, montaj atölyelerinde çalışmak ya da sınırı geçmek için buraya gelen ailesiz genç kadınlar. Her vakada olmasa da, üçüncü bir özellik daha var: cesetler bir süreliğine saklanmış. Bir müddet gizlenmişler ve daha sonra kemikler bırakılmış. Çoğu kez cesetler birlikte bulunmuş. Geride çok az kanıt bırakıldığı için, tüm bunlar soruşturmayı daha da karmaşık hale getiriyor. Diğer bazı vakalarda, muhtemelen araştırmacıların dikkatini saptırmak ve suçu işleyenleri korumak için kanıtlarla kasten oynanmış. (...) Bunların hepsi, bertaraf edilemeyen geçerli hipotezler. Ama en güçlü fikir, burada kadınların vücutlarını veya yaptıkları işi sömüren bir ya da birkaç grubun olduğu. Sonra onları öldürüyorlar.”
1992-93’te, Ciudad Juarez-Tijuana bölgesinde, özel bir grup bir araya geldi. Şimdi PGR (Meksika Ulusal Savcılar Ofisi) tarafından karapara aklamakla suçlanan kardinal Juan Sandoval, 1 Temmuz 1992’de Juarez piskoposluğuna atandı. Kardinal Posadas 1993’te Guadalajara’da öldürülünce, Sandoval bundan istifade ederek onun yerine geçmişti. Kartelin eski şefi tutuklanınca, Cennetin Efendisi olarak da bilinen uyuşturucu kaçakçısı Amado Carrillo Fuentes, 12 Nisan 1993’te Juarez kartelinin başı haline geldi. Şimdiki başkan Vicente Fox’un sağ kolu ve PAN parlamento grubunun başkanı olan Francisco Barrio Terrazas, 1992’de Chihuahua valisi oldu. Bu tarihlerden itibaren Juarez karteli işlerini yaygınlaştırdı ve güçlü Kolombiyalıları bile bir kenara iterek Meksika’daki en güçlü uyuşturucu grubu haline geldi. El Financiero gazetesi, ABD Uyuşturucu Ajansının (DEA) Juarez kartelinin 90’ların başlarında Chihuahua eyaletinde PAN hükümetine sızdığını doğruladığına ilişkin haberler yayınladı. Juarez’de işlenen işçi ve öğrenci kadın cinayetleri de tam bu sıralarda başlamıştı. Bunun alâkasız bir raslantı olması çok zor.
Juarez cinayetleri birkaç seri katil tarafından işlenmedi. Organize bir suçla, kiralık cellâtlarla karşı karşıyayız. Bu cellâtların çoğu, mafya tipi bir omerta (sessizlik yasası) uygulayarak en yüksek düzeyde gizlilik sağlamak için, sıradan suçlulardan ziyade “junior”lardan oluşuyor. En karanlık emellerini tatmin etmek ve aynı zamanda bundan para kazanmak için bir suç toplumu yaratan seçme bir organizatörler kulübüyle yüz yüzeyiz. Bu insanların Ciudad Juarez, Chihuahua ve El Paso’da büyük çıkarları var. Bunlar maquila’larda çalışan kadın işçileri sömürüyorlar; işsiz olanları genelevlerde, dans kulüplerinde, uyuşturucu için kurye olarak ve kendi özel partilerinde (bu işadamları tarafından düzenlenen alemlerde) kullanıyorlar. Bunların oğullarının –“juniorlar”– kuşak faklılığından kaynaklanan nedenlerle kendi özel partileri var. Bu yerlerden biri “La Sevillana” restoranı. Diğerleri “Club 15”, “Club Marlboro” ve müzik evi “Paraiso Musical”. “Juniorlar” Juarez’in merkezindeki, “Zona Roja”daki bu yerlere gidiyorlar. Ayrıca politikacıların, yüksek rütbeli polislerin, klise hiyerarşisi üyelerinin ve önemli narkotik şeflerinin davet edildiği özel partiler de var. Sübyancılık gibi en aşağılık arzuları dahi tatmin ediliyor (öldürülen kızlardan biri daha 6 yaşındaydı). Bol miktarda uyuşturucu, kadınların kamera karşısında öldürüldüğü pornografik cinayet filmlerinin sözleşmeleri ve hatta organ kaçakçılığı örnekleri (asıl etkinlik bu olmasa da) bulunuyor. Başka bir deyişle, gerçek bir çokuluslu organize suç şirketi!
Modern mafya örgütlerini tanımlamak için kullanılan kartel sözcüğünün, esasen büyük şirketlerin birliğini tanımlamak için kullanıldığını unutmamalıyız. Ayrıca bunlar ekonominin bir sektöründeki üretim sürecini kontrolleri altına alır almaz, operasyonlarını diğer birçok sektöre de yayarlar. Juarez’de, bu iş organizasyonu kavramının, sanki vücutlarının her bir parçası kullanılacak domuzlarmış gibi, kadınların bir meta olarak sömürülmesine uygulandığını görüyoruz. Birkaç seri katilin işi değil bu. Bazen dikkatleri başka tarafa çekmek için böyle görünmeye çalışıyorlar. Yüksek dokunulmazlık düzeyi hesaba katılarak işlenen birkaç benzer cinayet de var. Bunların, aktif veya emekli polislerle ve ordu personeliyle bağları var. Hatta 1993’ten önce yerel polisler, Lomas de Poleo’da kadınlara tecavüz eden çetelere katılmışlar ve cesetleri ve elbiseleri yakıp yok etmişlerdi. O zamandan itibaren, zengin işadamlarının ve politikacıların ahlâksız arzularını tatmin etmek için kadın temin ediciler haline geldiler. Onlar sadece piyonlar. Kriminal soruşturmayı ve olay yeri soruşturmasını biliyorlar ve böylece kanıtları gizleyebiliyor, yok edebiliyorlar ve karıştırabiliyorlar. Kadınlar kaçırılıyorlar ve öldürülmeden önce birkaç gün gözaltında tutuluyorlar. Bazen cesetlerin donmuş olduğu, kemiklerin karıştırılıp dağıtıldığı ya da birçok kadının birlikte gömüldüğü, elbiselerinin yakıldığı veya karıştırıldığı ortaya çıkıyor. Sayıları çok az olan ve Juarez davalarını gerçekten çözmek isteyip üzerlerini örtmek istemeyen müfettişlerin kafasını karıştırmak için değişik taktikler kullanılıyor.
Bu gizli topluluk aslında Ciudad Juarez’deki kadınları öldürmek için değil, farklı suç çıkarlarının bir bileşimi olarak yaratıldı. Ancak daha sonra büyüdü ve operasyonları çeşitlendi. Kendini korumak için önemli yerel politikacılara rüşvet vermeye ve onlarla işbirliği yapmaya başladı, muhtemelen Francisco Barrio Terrazas ile olduğu gibi. Yaptıkları işlerdeki dokunulmazlık düzeylerini ve kibirlerini açıklayacak tek şey, cesetlerden bazılarını Maquiladora Sahipleri Birliğinin ve yerel hükümet binalarının önüne atacak kadar ileri gitmeleridir. Sergio Gonzales bu gizli topluluğu şöyle tarif ediyor: “Bu, uyuşturucu kaçakçılığına bağlı bir suç kardeşliğidir. Bunların çoğu, yerel, eyaletsel ve ulusal hükümete bağlı polislerin ve memurların koruması altındaki katillerdir ve sınır bölgesindeki bazı güçlü işadamları tarafından da desteklenmektedirler. Mükemmel bir durumdayız, bir yandan dokunulmazlık mutlak garanti altında ve öte yandan suçlular faaliyetlerini yerine getirmek için “profesyonel” niteliklere sahipler. Bu yüzden, kamusal ve hatta politik gücün bir aracı olarak insan kurban etmekten bahsediyoruz.”
Bu kadınları yok etmek nasıl mümkün olabilir? Bunların %90’ı, diğer bölgelerden yeni gelmiş ve oturdukları yerlerdeki bakkallar tarafından bile tanınmayan göçmenler. Bu tesadüf olamaz, çünkü bu kızları takip etmek haftalar hatta aylar alabilir. Resim, köken, Juarez’deki günler, ten rengi, boy, göz rengi, adres, telefon gibi en temel bilgileri daha çabuk elde etmenin başka bir yolu olmalı. Kadınları kaçıranlar ne yaptıklarını ve kimi kaçırdıklarını biliyorlardı. Öldürülen kadınların çoğunun profili birbirine uyuyordu: genç işçi veya öğrenci, 1.60 m boyunda, uzun, koyu saçlı ve koyu tenli. Çoğu işlerinden dönerken şehrin göbeğinde ortadan kayboldu, bu kadınların kaybolduğu yerler kara delik haline geldi. Kaçıranların ve cellâtların profesyonel bir işbölümü içinde oldukları bir kurumlar, barlar, maquila’lar ve kurslar şebekesi var. Bu kadınlar hakkında güvenilir verilere ihtiyaçları var ve bunlara tesadüfen ulaşamazlar. Bu bilgileri ancak veritabanlarına erişerek elde edebilirler. Maquila’larda kişesel veritabanına erişmiş olmalılar. İş görüşmelerindeki bilgiler genellikle üçüncü şahıslara (hem reklâm ajanslarına hem de ilgili diğer şahıslara) satılıyor. Yakın zamanlarda sosyal güvenlik veritabanlarının ABD’li bir şirkete satıldığının öğrenilmesi bir skandala yol açtı. Öğrenci vakalarında ise veriler bilgisayar kurslarından elde edilebilir. Öldürülen kadınlardan çoğunun ECCO’daki bilgisayar kurslarına gidiyor olmaları hiç de tesadüf değildir. 1993’ten beri bu veritabanlarına kimler erişmiştir? Bu niye araştırılmıyor? Bu “kuklalar” dışında, ECCO’nun gerçek sahipleri kim? Bu kadınların çalıştığı maquila’ların listesi niye açıklanmıyor? Kişisel veritabanlarına kim erişti? Maquiladora Sahipleri Birliği (AMAC) neden bir iç soruşturma açmadı? Kimi saklıyorlar? Üyelerinden herhangi biri bu işlere bulaştı mı? Tüm kanıtlar bu yönde. Tüm cinayetlere rağmen, işçilere sabaha karşı vardiyalarından çıktıktan sonra güvenli ulaşım sağlamak üzere harekete geçmediler. İşçiler hâlâ uygun kaldırımlardan, yağmur suyu kanallarından ya da temel hizmetlerden yoksun, aydınlatmasız sokaklarda yürümek zorundalar.
Juarez’deki gizli suç topluluğunun üyeleri kimler?
El Paso Times’tan gazeteci Diana Washington Valdes ve Çöldeki Kemikler adlı kitabın yazarı Sergio Gonzalez Rodriguez, bu işe doğrudan ya da kanıtların üzerini örtmeye çalışarak bulaşanların bazılarının ismini verdiler: “olayları bildiği ya da karışmış olabilecekleri iddia edilerek ABD’li ve Meksikalı memurlara bildirilen isimler arasında şunlar var: Molinar, Sotelo, Hank, Rivera, Fernández, Zaragoza, Cabada, Molina, Fuentes, Hernández, Urbina, Cano, Martínez, Domínguez ve diğerleri.” (Ciudad Juarez, “Bu Nasıl Başladı”, Diana Washington. La Jornada, 31.10.2003)
Kim bu insanlar? Bu isimlerin en önemlileri arasında:
Jorge Lopez Molinar, Francisco Barrios’un PAN’cı hükümetinde, kuzey Chihuahua’da başsavcı yardımcısı.
Manuel Sotelo Suarez, Ciudad Juarez’deki Ulaşım İşverenleri Birliğinin ve İş Koordinasyonu Konseyinin başkanı, ayrıca NaftaExpress şirketinin sahibi. Sosyal güvenlik katkı paylarını ödemediği için Sosyal Güvenlik Kurumu bu şirketin iki aracına el koymuş durumda.
Jorge Hank Rohn, genellikle karapara aklamak için kullanılan kumarhane ve bahis şirketlerinin en büyük sahibi ve PRI’cı dinozorların (PRI’yı yöneten politik nüfuzlular) eski şefi Carlos Hank Rohn’ın oğlu. Ayrıca “Amigos de Fox” davasındaki (Fox’un başkanlık kampanyasındaki yasadışı bağışları içeren bir rüşvet skandalı) karapara aklamayla da bağlantısı olan Laredo Ulusal Bankasının kontrolünü de elinde tutuyordu. 1968’deki Tlatelolco katliamından sorumlu olan ve 1970’lerdeki kirli savaşla bağlantısı bulunan DSF (Federal Güvanlik Ajansı) eski başkanı Gutierrez Barrios tarafından kendisine verilen Tijuana’daki Agua Caliente hipdromunun sahibi. Hank Rohn, gazeteci Jesus Blancornelas’ın uyuşturucu kaçakçılığını ve karapara aklama olaylarını ve bunların PRI ve PAN ile bağlarını araştırdığı sırada suikasta uğramasıyla ilişkili olarak soruşturmaya uğramıştı. Jorge’nin, babası ve kardeşi Carlos ile birlikte, 1994’teki Luis Donaldo Colosio cinayeti ile de bağı var.
Victor Rivera, PRI’nın yerel milletvekili ve halihazırda PRI’dan Chihuahua valiliğine önaday olan Jose Reyes Baeza’nın kampanya ekibinin bir unsuru.
Miguel A. Fernandez Iturriza. Juarez, Sonora, Baja California ve Sinaloa’da faaliyet gösteren bir Coca Cola şişeleme şirketi bulunan ve aynı zamanda Ciudad Juarez’de önemli bir inşaat şirketi olan Argos, Iturriza ailesine ait. Iturriza’nın künyesine bir bakalım. 1997’de 2 milyar 569 milyon pezo geliri olan Sistema Argos’un başkanı ve genel müdürü. PAN’daki uzun geçmişiyle, politikaya girmeyi seven örnek bir işadamı. 1983-86 yılları arasında Chihuahua belediye başkanı Luis H. Alvarez’in vekiliydi ve 1986’da aynı göreve seçilemedi. Ardından, Alvarez’in PAN liderliği sırasında, yedi yıl (1987-1994) boyunca partinin ulusal finans sorumlusu oldu. Partinin ulusal ve eyalet komitesinin üyesi ve ulusal Kamu Finans Komisyonunun başkanıydı. 1997’de Meksika’daki en önemli 100 işadamı listesine girdi. Fernandez Iturriza, Cementos de Mexico’ya (CEMEX) bağlı Chihuahua Cementos’ın sahiplerinden biri olan Enrique Terrazas’ın valilik kampanyasını koordine etti. 1995’te, DHIAC’ın (Tamamen İnsani Gelişme adında aşırı sağcı bir örgüt) kötü nam salmış üyesi Antonio Badia San Martin’in Ciudad Juarez belediye başkanlığı kampanyasını koordine etti. 1992’de Francisco Barrio’nun şirketinin kasadarıydı. Öldürülen bazı kadınların vücudunda aşırı sağın işareti olan ters çevrilmiş bir üçgen vardı. Gazeteci Alvaro Delgado’nun El Yunque: İktidardaki Aşırı Sağ isimli kitabında işaret ettiği üzere, PAN’ın bünyesinde olduğu gibi (PAN’cı başkan Luis Felipe Bravo Mena ve ünlü Luis Pazos da dahil) hükümet mevkilerinde de “El Yunque” [Örs]’den ve eski MURO’dan pek çok kişi var.
Ayrıca bu işadamlarının çoğu, Revista Expansion dergisi tarafından düzenlenen ülkenin en zengin 100 adamı listesinde yer alıyorlar. Arca-Coca Cola grubunun başı Fernandez Iturriza da bunlar arasında. Üstelik Fernandez Iturriza’nın da aralarında bulunduğu bazı işadamları, şu anda Juarez Stratejik Gelişme Planını destekliyorlar. 1983’te Yurttaş Katılımı İçin Belediye Cephesi (FCPC) aracılığıyla politik iktidarı ele almaya çalıştılar. Amaç, bu sırada Grupo Bermudez’in yönetim kurulu başkanı olan Francisco Barrio Terrazas’ın belediye başkanlığı adaylığını güvenceye almak için PRI ile görüşmekti. Sonunda, PRI onun adaylığını reddedince, Barrio PAN’dan aday oldu ve Ciudad Juarez’deki seçimleri kazandı. PAN’cılar, işadamlarının desteğiyle, Chihuahua, Camargo, Delicias, Parral, Meoqui ve Casas Grandes’daki seçimleri de kazandılar. Fernandez Iturriza, 1983’te eyalet başkentinde, Luis H. Alvarez’in belediye başkan vekili olarak seçildi. Kardeşi Luis Fernandez Iturriza, Dünya Ticaret Merkezi El Paso-Juarez örgütünün başkanıdır.
Los Pinos’a (Mexico City’deki başkanlık sarayının adı) yakınlığıyla tanınan ve Meksika’nın en nüfuzlu ailelerinden biri olan Zaragoza Fuentes ailesine ve Jesus Alonso Zaragoza Lopez’e daha yakından bakmalıyız. Ulusal Borsa ve Bankacılık Komisyonunun (CNBV) eski başkanı Eduardo Fernandez, Jesus Alsonso Zaragoza Lopez’i Fox’un başkanlık kampanyası için yapılan yasadışı bağış skandalına dahil olmakla suçladı. Ciudad Juarez’in yerlisi olan Zaragoza Fuentes ailesi, Meksika, Peru ve Texas’ta 14’ten fazla eyalette gaz dağıtımını kontrol ediyor ve Murcia’daki (İspanya) bir fabrikaya 90 milyon dolarlık yatırım yapmayı tasarlıyor. CNBV’nin eski denetleyicilerinden biri olan Jose Camargo Asencio, savcının “Amigos de Fox” karapara aklama işine bulaştığını, ancak bu kısımların Seçim Suçları Özel Savcısına gönderilen dosyalardan silindiğini söyledi. Yasadışı faaliyetlerinden ötürü Jesus Zaragoza’nın sınırın ABD tarafına geçmesine izin verilmiyor. ABD DEA’daki yüksek rütbeli bir subay, Proceso dergisine, Jesus Zaragoza’nın soruşturma altında olduğunu ve hakkında istihbarata sahip olduklarını doğruladı. Mesa de Otay’da dört tondan fazla kokainin ele geçirilmesinden sonra yazılan ABD Gümrük Servisi raporu, Jesus Zaragoza’dan (soyadı Zaragosa diye yazılmış) şöyle bahsediyor: “Jesus Zaragosa, Hidrogas de Yucatan tankerlerinden altısını Mexicali fabrikasına ve ordan da Tijuana’ya gönderdi.” 1990 Kasımında, federal polis, şirketin tankerlerinin içinde bir ton kokain buldu. Nisan 1997’de, 60 Dakika adlı bir CBS programı, ABD Gümrük Servisindeki yolsuzluklar konulu bir belgesel yayınladı. Programda, DEA ajanları, Hidrogas şirketinin en az yedi tankerinin ABD’ye uyuşturucu sokmak amacıyla değiştirildiğini ifade ediyorlardı.
ABD’nin eski Meksika büyükelçisi Jeffrey Davidow, geçenlerde yayınladığı Ayı ve Kirpi adlı kitabında, Meksika başkanı Vicente Fox’a ait bir şirket (merkezi Leon-Guanajuato’da bulunan, tarım ürünleri üretimi ve dondurulmuş sebze işiyle uğraşan bir şirket) tarafından yapılan bir brokoli nakliyatında nasıl uyuşturucu bulunduğunu açıklıyor. Bu olay, 6 Temmuz 2000 tarihindeki başkanlık seçimlerinden (Fox’un kazandığı) sadece birkaç hafta önce gerçekleşti. Soruşturma ABD Eyalet Departmanı tarafından askıya alındı.
Grupo Z’nin sahibi olan Zaragoza Fuentes ailesi, “Amigos de Fox”un üyeleriydiler. “«Amigos de Fox»un kampanya sırasındaki listesini okursanız Zaragoza Fuentes ailesini bulursunuz. Bu durum, hükümetin bu aileye tanıdığı ayrıcalığın nereden geldiğini gösteriyor” diyor eski PRD federal milletvekili Alfredo Hernandez Raigoza. El Universal gazetesinden Raymundo Riva Palacio’ya göre Zaragoza ailesinin Fox kabinesinin üyeleriyle yakın bağları var. Riva Palacio’ya göre, eski dışişleri bakanı Jorge Castañeda, “Orta Amerika’daki Meksika elçiliklerine, Zaragoza ailesinin bölgedeki gaz piyasasının kontrolünü elde etme teşebbüslerini desteklemeleri için baskı yaptı”. Bu arada, Castañeda, eski Chihuahua valisi Fernando Baeza Melendez’nin oğlu Fernando Baeza ile Stephanie Korrodi’nin 2002 Şubatında yapılan düğününe katılan tek hükümet üyesiydi.
Ülkedeki tüpgaz dağıtımının %72’sini ve Orta Amerika’daki gaz dağıtımının büyük bir kısmını aile şirketleri gerçekleştiriyor. Şimdi de Peru’da bir fabrikaları var. Grupo Zeta’nın başkanı Miguel Zaragoza Fuentes, web sitesinde, grubun Meksika’daki gaz dağıtımının %14’ünü kontrol eden ve ABD, Belize, Guatemala, Nikaragua, El Salvador, Costa Rica ve Peru’da faaliyet gösteren 80’den fazla şirketten oluştuğunu bildirdi. Grup şimdi de İspanya’da 90 milyon dolarlık bir yatırım yaptığını belirtiyor.
Zaragoza Tarımsal Sanayi Grubunun başkanı Pedro Zaragoza Fuentes, Corona birasının imtiyaz haklarını elinde tutuyor; Juarez’de iki stadyumu bulunuyor; sınır bölgesinde çeşitli eğlence merkezlerine sahip; ve sadece Juarez’de 80’den fazla petrol istasyonu var. Fuantes, Carlos Salinas hükümeti döneminde 2.2 milyon dolarlık vergi kaçakçılığı yüzünden soruşturma altındaydı. İki baldızının uyuşturucu tacirleri Rafael Aguilar Guajardo ve Rafael Muñoz Talavera ile evli olduğunu işaret eden cumhuriyet savcısı, onu Amado Carrillo karteliyle bağlantılı olmakla suçlamıştı. 1994 Eylülünde cumhuriyet savcısının onun hakkında 38 suçlamada bulunmasına rağmen, dava mahkemede durduruldu. Sonraki vali Francisco Barrio araya girerek onun “dürüst bir işadamı” olduğunu ilan etti. Zaragoza Fuentes ailesinin Lomas de Poleo’da arazileri var. Burası öldürülen kadınların cesetlerinin atıldığı yerlerden biri. Ailenin diğer bir üyesi ise, doğalgaz dağıtım şirketi Tomza’nın sahibi Tomas Zaragoza Fuantes.
Bu gizli yapıyla bağı olduğu söylenen bir başka kişi de Canal 44’ün TV yayın hakkını elinde bulunduran Arnaldo Cabada de la O.’dur. Bu şahıs ACASA grubunun sahibi ve yerel PRI’nın önde gelen üyelerinden biri, ayrıca bu yıl 10 Hazirana kadar da Ciudad Juarez Gazeteciler Birliğinin başkanıydı. Başkanlığı sırasında, Gazeteciler Birliğinin şehir fuarından para almasına ilişkin bir yolsuzluk skandalına karışmıştı.
Renata’nın eski başkanı Jorge Molina Espinoza, PRI’dan Chihuahua valiliğine önaday olan Anchondo için kampanya yürüten ekipte yer alıyor.
Güçlü Fuentes ailesinden Valentín Fuentes Téllez de gaz dağıtım işinde. Fuentes ailesin baş kişileri Don Valentin ve Clara Varela idi. Oğulları, şimdi Angelica Fuentes Tellez tarafından yönetilen Imperial Group’u kurdular. Valentin Fuentes Tellez, “Amigos de Fox”un finansal beyni Lino Korrodi’nin kızı Karla Korrodi ile evli.
Milenio gazetesi, 24 Temmuzda, Angelica Fuentes’ın bir toplantıda Juarez’de öldürülen kadınlara ilişkin tavrına dair bir not yayınladı: “Hemen sonra, yerel insan hakları örgütlerinin istekleri karşısında, şehirdeki en güçlü ailelerden birinin üyesi olan genç bir kadın, Angelica Fuentes konuştu. Şehrin ekonomisi hakkında pek çok şey söyledi ama niye hepimizin Juarez’de bulunduğundan bahsetmeyi unuttu: öldürülen kadınlar, şiddet ve uyuşturucu kaçakçılığı.”
Angelica Fuentes, Meksika’daki doğal gazın ana dağıtımcısı olan Imperial Group’un müdürü. Expansion dergisinin Şubat 2003 sayısında, ondan Meksika’daki en nüfuzlu kadınlardan biri olarak söz ediliyordu. Aralık 2000’e kadar, toplam 4 yıl olmak üzere iki kez Meksika Doğalgaz Kurumunun başkanlığını yaptı ve şimdi Asya Pasifik İşbirliği Sözleşmesi Enerji Ağının başkanı. Ailesiyle birlikte, Başkan Fox’un enerji sektörünü kuralsızlaştırmaya yönelik planlarının baş destekleyicilerinden biri. Ailesi, bu reformdan en çok yararlananlardan biri olacak.
Salvador Urbina Quiroz, Baronun ve Chihuahua Avukatlar Birliğinin başkanıdır ve Komiser Guadalupe Morfin’in atanmasına en yüksek sesle karşı çıkanlardan biridir. Morfin, burjuva basına verdiği bir demeçte, “Eyalet Savcılar Kanunu ve Ceza Kanunu, onun [Quiroz’un] dosyalara erişmesine ya da hatta kopyalarını almasına izin vermemektedir” demişti.
Alberto Cano, Chihuahua belediye başkanıdır.
Patricio Martinez, Chihuahua eyaletinin şimdiki PRI’cı valisidir.
Jorge Dominguez, Lilia Alejandra Garcia’nın kaçırılma ve öldürülme olaylarının gerçekleştiği El Becerro sokağında bulunan Teleservicio Dominguez’in sahibidir. Dominguez’in Juarez uşturucu kaçakçılarıyla da bağları bulunuyor.
Kadınlar sadece Juarez’de öldürülmüyor. Vicente Fox 2000 yılındaki seçimleri kazandığından bu yana, Ciudad Juarez’deki suçların benzerleri tüm ülkeye yayılmıştır. Chihuahua’da (kuzey doğu) 5, Chihuahua’da (kuzey batı) 5 ve Leon’da (orta kısım) 16 cinayet vakası var. Tlaxcala’da ve ülke dışında Guatemala’da da bazı vakalar söz konusu.. Guatemala’da, 2001 ile 2003 Ekimi arasında, gangsterlerle, uyuşturucu tacirleriyle ve “ölüm mangaları” ile bağlantılı olan suçlarda 600 kadın öldürüldü.
1993 Ciudad Juarez’ini Lomas Taurinas’a, Colosio cinayetine, Guadalajara havaalanındaki kardinal Posadas cinayetine, Jose Francisco Ruiz Massieu cinayetine ve kardeşi Mario’nun ABD’deki intiharına bağlayan bir Ariadne ipi[1] var. Meksika’da egemen sınıfın çürümüşlüğünü ve bozulmuşluğunu gösteren bu dramın baş aktörleri aynıdır: PRI’cı ve PAN’cı politikacılar, piskoposlar, uyuşturucu tacirleri, Meksika’nın en zengin 100 işadamı listesindeki büyük işadamları. Uyuşturucu, yolsuzluk, alemler, politik cinayetler, pornografik cinayet filmleri... Ciudad Juarez ve Tijuana merkezli örümcek ağı, Guadalajara, DF, Hermosillo, Sonora, Quintana Roo ve Yucatan’a yayılıyor (Yucatan valisi Mario Villanueva Madrid’e, ya da Fox’un bankacı Roberto Hernandez’in “coca yarımadası”ndaki konağındaki tatillerine. Hernandez, zamanında Banamex’nın sahibiydi; Dominik Cumhuriyeti’ndeki ABD büyükelçiliği, Hernandez ile uyuşturucu tacirleri ve karapara aklama arasındaki bağlara dair bilgi sızdırdıktan sonra, konak vergiden muaf olarak Citibank’a satıldı).
Bu ağın merkezindeki ipler, eski başkan Salinas’ı (başkanlık görevine Carlos Hank Gonzalez tarafından seçildiği söyleniyor) destekleyenler; Barrio’yu destekleyenler; ekonomi politikalarında hiçbir değişiklik olmayacağı için işlenen Colosio cinayetine karışanlar; artık onları bu işlere karıştırmayacağı için işlenen Posadas cinayetini tasarlayanlar (Ruiz Massieu da aynı nedenle öldürüldü); ve temsilcisi olarak Girolamo Prigione adında dinsel cüppeli bir mafyözü tayin eden Vatikan tarafından örülüyor. Fox ABD’nin tavsiyesi ile başkan seçilecek diye “Amigos de Fox”a para verenler de var. 2000’deki Fox kampanyasının genelkurmayları Meksika’da değil Atlanta’da oturuyorlardı. Bu arada, Tijuana kartelinden Arellano Felix kardeşlerden biri bir papaz ve Roma’da, Vatikan’da yaşıyor.
Bu ağın örülmesi, Meksika’daki egemen sınıfın çürümesini ve sosyal bozulmasını (ABD Eyalet Departmanının ülkeye narko-eyalet demesine yol açan) yeni ve daha üst bir düzeye çıkardı: yoksul ve çalışan kadınların kasten ve planlanarak öldürülmesi. Bu daramdaki tüm aktörler, farklı düzeylerde de olsa aynı ağın parçası oldukları için birbirlerini çok iyi tanıyorlar ve koruyorlar. Herkesin birbirini izlediği ve ağzını açanı bir kurşunla veya dosyayla susturdukları bir aynalar oyunu bu. Dokunulmazlığın nedeni, hepsinin şu ya da bu ölçüde işin içinde olması. Aksi takdirde, kardinal Posadas’ın öldürülmesi ile başlayıp Juarez cinayetlerine kadar uzanan ve 1993’ten beri devam eden tüm bu suçların nasıl olup da hâlâ çözülmediğini ya da günah keçilerinin “yalnız katil” teorisinin altında arandığını açıklamak mümkün olmazdı. Colosio cinayeti davasındaki Mario Aburto’nun ya da Juarez cinayetlerindeki Mısırlı Şerif’in ve Ruleteros çetesinin durumu budur. Bu yolla dikkatleri başka tarafa çekmeye, kanıtları yok etmeye ya da Juarez kadınları için adalet isteyen organizasyonlara iftira atmaya çalışıyorlar, tıpkı “Kızlarımızı eve geri getirin” organizasyonuna yaptıkları gibi. PAN sessiz kalıyor, PRI hiçbir şey söylemiyor. Böylece suç ortağı oluyorlar. Basınç altındayken yahut Uluslararası Af Örgütü bir rapor açıkladığında ya da İspanyol yargıç Garzon Juarez cinayetlerini incelemeye hazırlanacağını söylediğinde veya dünya çapında gösteriler olduğunda, bir şeyler yaparmış gibi görünüyorlar. Uluslararası Af Örgütü Juarez cinayetleri hakkındaki raporunu yayınladığında, Chihuahua valisi Patricio Martinez raporu herkesin gözü önünde çöpe attı. Sırf konuşmamasını sağlamak için 2001’de Martinez’e suikast teşebüsünde bulunuldu ve suç bir “yalnız katil”e yüklendi. Garzon açıklama yaptığında, sıra Garzon’un önerisini çöpe atmak üzere, hükümetin Ulusal İnsan Hakları Komitesi sözcüsü Jose Luis Soberanes’deydi.
Fuentes ya da Zaragoza gibi işadamlarına niçin dokunulmuyor? Sadece Fox kampanyasına yaptıkları önemli bağışlardan dolayı değil kuşkusuz. Buna, ülke için stratejik öneme sahip kaynaklar üzerindeki kontrollerini de eklemeliyiz. Meksika’daki doğalgaz dağıtımının ve depolanmasının %70-80’i Fuentes ve Zaragoza ailelerinin kontrolü altında. Hükümet onların kim olduğunu biliyor ama saklıyor ve onlar hakkında soruşturma açmak için herhangi bir adım atmıyor. Kapitalizm altında adalet sadece müzakerelerde kullanılabilecek bir metadır. El Paso Times muhabiri Diana Washington’ın düşündüğü gibi hükümet bu bilgiyi bu ailelere karşı politik şantaj olarak kullanmıyor ya da her durumda temel faktör bu değil. Ortada açıkça bir suçu örtbas etme ve suç ortaklığı var. Bu işadamlarından bazıları Meksika’nın en zengin 100 adamı arasında, onlar hayatlarımız üzerinde kararlar alan ve işçilerin daha fazla sömürülmesine çalışan gerçek “gölge hükümet”in parçası. Ülke ekonomisinin doğalgaz gibi stratejik sektörlerini kontrol ediyorlar ve bunun yanı sıra at ve köpek yarışlarını, bahis, kumar gibi karapara aklama açısından yararlı işleri yönetiyorlar. Bu bilgiler ABD tarafından 2000 seçimleri sırasında, PRI’yla bağlarını kesmeleri ve “Amigos de Fox”a bağış yapmaları için bu işadamlarına baskı yapmak amacıyla kullanıldı mı? Bu sırada “Amigos de Fox”un karargâhı Atlanta (Georgia)’daydı ve Fox’u Los Pinos’a getiren kampanyayı düzenleyen ABD danışmanları tarafından yönetiliyordu. Bu ilerde soruşturulması gereken bir konu. Amaç açıktı: Cuauhtemoc Cardenas’ın ve PRD’nin (solcu), artık sosyal patlamayı engelleyemeyeceği için egemen sınıf açısından yararı olmayan PRI’nın yerini alarak iktidara gelmesini engellemek.
Sadece bu cani kapitalist sisteme ve kâbuslarına nihai olarak son noktayı koyacak işçi sınıfının ve gençliğin hareketi, yolsuzluğu ve dokunulmazlığı ortadan kaldırabilir ve yalnızca Ciudad Juarez’de değil, tüm Meksika’da, Orta Amerika’da ve tüm dünyada daha fazla işçi ve öğrenci kadının öldürülmesini engelleyebilir. Sendikalar, öğrenci örgütleri ve PRD, Juarez’de kadın işçilerin öldürülmesine son vermek için aktif olarak mücadeleye katılmalıdır. Adaleti garanti edebilecek tek gerçek alternatif işçi demokrasisidir. Kaybolan kadınların bulunması ve bu kâbusa son verilmesi için yürütülecek mücadele, ancak bu çürümüş kapitalist sistemin yıkılması doğrultusunda ilerleyebilir. Başka bir seçenek yok: Ya sosyalizm ya barbarlık!
[1] Labirentte çıkış yolunu bulması için Theseus’a ip veren Ariadne, Kral Minos’un kızıdır -çn.
link: Norma Edith Ramírez H., Militante , Meksika, Ciudad Juarez: Zenginler, Çürümüşler ve Katiller, 24 Kasım 2003, https://marksist.net/node/1374
İmam-Hatip Liseleri, Laiklik ve TC
Katalonya’da Ulusal Sorun