İnsanlar ilk çağlardan günümüze kadar barınmak için çeşitli yöntemler uygulamışlardır. Çünkü doğa koşulları insanların kapalı yerlerde yaşamasını gerektirir. Bu barınma şekilleri ilkel toplumlarda mağaralarda olmuştur. İlkel insan alet kullanmayı öğrendikten sonra ise çeşitli şekillerde kulübeler yapmaya başlamıştır.
İnsanlar yaşadıkları konutlarda kendilerini daha güvenli hissederler. Dış etkilere karşı korunmak konutlarda oturmanın temel gerekçesidir. Barınma insanlarda yemek, içmek gibi vazgeçilemez ihtiyaçlardan biridir. Bu durum ilkel komünal toplumdan günümüz kapitalist sistemine kadar önemini kaybetmemiştir.
Kapitalist sistemde her şey kâr amaçlı üretildiği için, burjuvalar konut üretimine de bu amaçla sermaye yatırırlar. İşçiler inşa ettikleri konutlara sahip olamamaktadır. İşçilerin on yıllarca aç kalarak para biriktirmesiyle alabileceği kadar pahalı olan konutlar, büyük bir çoğunluk için erişilmezdir. Amerika'da ve Avrupa'da 30 yılı bulan vadelerle ve vade bitene kadar ipotekli bir şekilde konut sahibi olunabilmektedir. Fakat yine Amerika'da milyonlarca işçi, çeşitli yerlerden buldukları kutu ve tenekelerden yaptıkları barakalarda oturmaktadır. Kapitalizmin işçilere getirdiği başka bir sorun ise Amerika'da, Türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde milyonlarca evsiz insanın sokaklarda yaşıyor olmasıdır.
İşçilerin büyük bölümü konut sahibi olamıyor demiştik. Barınma ihtiyaçlarını ev kiralayarak karşılayan işçiler için, bu konutların kiraları ücretlerinin büyük bölümünü tutar. Kimi zaman ise bu oran ücretin tamamı şeklinde olur (asgari ücret alan işçilerde). Yine geçen sene greve giden Londra itfaiye işçilerinden biliyoruz ki, bu işçiler aldıkları ücretlerle Londra'nın merkezinde (işyerleri oradadır) ev kiralayamaz durumdadırlar. Çünkü burjuvazi onlara insanca koşullarda yaşayacak bir ücret vermemektedir. Aldığı ücretin büyük bir bölümünü kiraya veren işçilerin, yaşayabilmek için daha pek çok şeye ihtiyacı vardır. İşçiler bu yüzden geçim sıkıntısı denen illetle de boğuşmaktalar.
Burjuvalar ise hepimizin bildiği gibi bizlerin ürettiği villalarda oturmaktalar. Biz işçilere ise bu kapitalist düzende bu villaları sadece seyretmek düşmektedir. İşçilerin konut sorununu kapitalizm yaratmıştır ve bu sorun kapitalist düzende çözülemez. Ayrıca kapitalistler bu sorunu çözmek de istemezler. Çünkü burjuvalar kâr etmeyecekleri hiçbir işe sermayelerini yatırmazlar. Konut sorunu gerçek anlamıyla ancak işçilerin iktidarında çözümlenir. Gerçek ve kalıcı çözüm bu olacaktır.
link: Mecidiyeköy'den MT okuru bir tekstil işçisi, İnsanca yaşayabileceğimiz konutlar hakkımızdır!, 20 Haziran 2004, https://marksist.net/node/1210
İspanya İç Savaşı
15-16 Haziran Ruhuyla Mücadeleye