Haziran ortasına kadar devam eden vahşette 25 bine yakın Komünar katledilirken, kadın, erkek, çocuk on binlercesi de tutuklanıp türlü işkencelere maruz bırakıldılar. Burjuvazi için bu kan gölü, yürek ferahlatıcı bir intikamdı; ezilen, sömürülen, horgörülen “ayaktakımı”nın 72 günlük iktidarının intikamı!
Katliamdan kurtulan Komünarların 50 bine yakını esir düştü ve toplu olarak götürüldükleri zindanlarda en insanlık dışı koşullarda tutuldu. Tutsak Komünarlar aylar süren bekleyişin ardından sıkıyönetim mahkemelerine ve askeri mahkemelere çıkarıldılar. Bu mahkemelerin amacı, Komünarları cezalandırırken aynı zamanda Komünü ve temsil ettiği değerleri gözden düşürmek ve işçi sınıfına bir daha devrime kalkışmaması için gözdağı vermekti. Bu mahkemeler tümüyle düzmece duruşmalarla tutsaklar hakkında keyfi hükümler verdiler. İdamlar, müebbete varan ağır hapis cezaları, sürgünler… Ama yine de Komünarlara boyun eğdiremediler.
Komünün efsanevi kadın savaşçısı Louise Michel de diğer tutsaklar gibi aylarca berbat koşullarda zindanda tutulmuştu. “Kadınlar bir şeyin olanaklı olup olmadığını değil, yararlı olup olmadığını sorarlar; sonra da onu yaparlar” diyen Louise, yargılanmaya başladığında mahkeme heyetinin yüzüne şöyle bağırıyordu:
Kendimi savunmak istemiyorum, kimsenin beni savunmasını da istemiyorum! Ben her şeyimle toplumsal devrime aidim ve yaptığım her eylemin sorumluluğunu kabul ettiğimi ilan ediyorum. … Beni generallerin infazına katılmakla mı suçluyorsunuz? İşte yanıtım: Evet, onlar halkın üzerine ateş etmek istediği zaman Montmarte’de olsaydım, bu türden emirler veren insanların üzerine tetiği çekmek için bir an bile duraksamazdım.
Hakkında ölüm cezası istendiği açıklandığında, “Mademki özgürlük için atan yüreğin yalnızca bir kurşun hakkı var, ben de kendi payımı istiyorum. Eğer yaşamama izin verirseniz intikam diye bağırmaktan vazgeçmem ve Af Komisyonundaki katillerden kardeşlerimin intikamını alırım. Eğer korkak değilseniz, beni öldürürsünüz” dedi. Ama onu idam etmeye cesaret edemediler ve ömür boyu hapis cezasıyla Yeni Kaledonya’ya sürgüne gönderdiler. Tıpkı 15 bin Komünara yaptıkları gibi.
Louise Michel, Kırmızı Karanfiller adlı şiirinde burjuvaziye kafa tutarken umudu da muştuluyordu aynı zamanda:
link: Marksist Tutum, Komünün efsanevi kadın savaşçılarından biri: Louise Michel , 20 Mart 2021, https://marksist.net/node/7316