Merhaba Marksist Tutum. Ben 4 yıldır sizi takip etmeye çalışan bir okurunuzum. Zaman içinde mücadeleci işçilerin örgütü olan Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) ile tanıştım ve onlarla dayanışma içindeyim. UİD-DER’le tanışıp onlarla beraber hareket edince ve Marksist Tutum’daki yazıları okuyunca şunu anladım ki, daha önce kafamın içi yapılmamış bir pazılmış. Her şey o kadar dağınık ve karmaşık ki, bazen parçaları yerlerine koyduğumu sansam da sonradan anlıyorum ki aslında yanlış parçayı yanlış yuvaya koyuyormuşum. Daha önceleri tek başıma 1 Mayıslara, çeşitli mitinglere, yürüyüşlere katılırdım. Ama örgütlü bir katılım değildi. Bir şeyler arıyordum, bu iğrenç sistemin değişmesi, yıkılması gerektiğini biliyordum. Ama bunu tek başıma tabii ki yapamazdım. Ayrıca izlenecek yolu da tam olarak bilemiyordum. Marksizmi kabaca okudum ama hayata nasıl geçirebileceğimi bilmiyordum. Bir yerde maaşla çalışan bir işçi değilim, kendi işimi yapıyorum. Kimle, nasıl örgütleneceğimi çözemiyordum. O nedenle işçi sınıfı ile izlenilen yol olarak pek de alâkası olmayan yerleri bile ziyaret ediyordum. Bir yolu olmalıydı, Marksist Tutum’u okuduğumda pazılın parçaları yerlerine oturuyordu, ama aslolan dünyayı değiştirmek değil miydi?
Neyse, zamanla UİD-DER’le tanıştım, kısa bir zaman oldu ama pazılın parçaları yerlerine oturmaya başladı. Üstelik sağlam bir şekilde. Bu bozuk yozlaşmış düzenin işçi sınıfı sayesinde değişeceğini, örgütlü işçi sınıfı sayesinde yıkılacağını teorik olarak biliyordum ama şimdi bu sürece az çok elimden gelen katkıyı yapmaktan dolayı çok mutluyum. Bildiklerimi eyleme geçirdikçe yaşamaktan daha fazla zevk alıyorum. Bunalımlarım azalıyor. Hayata bakışım değişiyor. Ama şunu söyleyeyim, belki benim gibi düşünüp de pratiğe dökemeyen arkadaşlara ulaşırım. İnanın teorik bilgilerinizin küçücük bir bölümünü bile pratiğe dönüştürdüğünüz anda, paylaşmanın, beraber hareket etmenin, yardımlaşmanın değerini anlıyorsunuz. Kapitalizmin içimize ektiği küçük-burjuva zihniyetten kurtulmanı, kötümserliği, karamsarlığı aşmanın en iyi ve tek yolu bu: Örgütlü hareket etmek.
Küçük-burjuva zihniyetin işçi arkadaşlarımızı ve geniş bir emekçi kitleyi pençesine aldığını biliyoruz. Kapitalizm insanı maddi açıdan hırslı, kıskanç, sadece kendini düşünen, gerekirse başkasının kuyusunu kazacak biri yapıyor. İnsani duyguları, güzel olan ne varsa her şeyi öldürüyor. Çocuklarımıza böyle yozlaşmış bir sistemi mi layık görüyoruz ya da onların çocuklarına? Eğer bu sistemin değişmesinin tek yolu varsa, ki bu da işçi sınıfı iktidarıdır, bunun için elimizden geleni yapmalıyız, hatta torunlarımız ya da onların çocukları görecek olsa dahi bu sürece katılmalıyız. Yazıma çok sevdiğim bir sloganla son veriyorum: KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ!
link: Maltepe’den bir MT okuru, Kötümserliği, Karamsarlığı Aşmanın Tek Yolu: Örgütlü Hareket Etmek!, 5 Kasım 2010, https://marksist.net/node/2517
Eşit, Parasız, Bilimsel, Demokratik, Anadilde Eğitim!
12 Eylül Kalıntısı YÖK Kaldırılmalıdır