Kanada’da da Yerliler Haklarını İstiyor

Ailem ve ben Toronto şehrinde dolaşırken bir grup yerlinin sokakları kapattığını ve barışçıl bir şekilde protesto düzenlediğini gördük. Onlara memnuniyetle katıldık, amaçlarını sorduk, sohbet ettik. 1 Temmuz Kanada’da resmi tatildir. Bu 1 Temmuz 1867’de üç koloninin birleşmesi ve Kanada Federasyonunun kurulmasıyla ilgilidir. Yerliler, “tarihsel kanıtlara göre bu toprakların yerlileri olan bizlerin bu günü kutlamamız için hiçbir neden yok, çünkü sömürgeciler topraklarımızı ellerimizden aldılar” diyerek anlattılar bize bu güne ilişkin düşüncelerini. Kanada yasalarına göre meşru olan bu protestoya hükümet yetkilileri tarafından izin verilmişti ve polis güya düzeni sağlamaktan sorumluydu. Ne var ki bazı polisler alenen kışkırtıcılık yaparak etraftakilerin protestoculara tepki göstermelerini sağlamaya çalışıyordu. Eylem yapanları protesto eden ve rotasını değiştirmek istemeyen sürücülerle tartışmak zorunda kaldık.

Bu eylem “Land Back” yani “Topraklarımızı Geri Verin” kampanyası kapsamında düzenlenmişti. Topraklarımızı Geri Verin kampanyası, Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Kanada’da yerli insanların, sömürgeleştirmeden önce tarihsel olarak kendilerine ait olan topraklar üzerinde siyasi ve ekonomik kontrol hakkını yeniden kazanmasını amaçlayan bir kampanyadır. Bu kampanya, ABD ve Kanada’daki yerli halkların mensupları tarafından desteklenmektedir.

Eylemde tanıştığımız kampanya yürütücülerinden biri ve aynı zamanda Kanada Sanat Konseyi Başkanı olan Jesse Wente, “Topraklarımızı Geri Verin kampanyası gerçekte karar verici güç haline gelmemizle ilgilidir. Buradaki halklarımız için topraklara ve kaynaklara daha adil bir şekilde erişimle ilgilidir. Bizim tüm bunlar üzerinde söz hakkımız, kontrolümüz olmasıyla ilgilidir. Yani kendi kaderimizi tayin hakkıyla ilgilidir” dedi.

Bugün başta Orta ve Güney Amerika ülkeleri olmak üzere tüm Amerika kıtasında yerliler hakları için mücadele ediyor. Sömürgecilik zamanlarından bu yana süren sorunlarının çözülmesini, ayrımcılığın, ırkçılığın, asimilasyonun sona ermesini istiyor. Ancak kapitalizm altında ne yerli halkların ne de işçi ve emekçilerin sorunları çözüme kavuşmuyor, kavuşmaz. Bu nedenle küçük büyük tüm mücadelelerin hedefinde kapitalizmi yıkmak da olmalıdır.