Uzun çabalar vererek girdiğimiz ve çoğumuzun okuduğu bölümden memnun olmadığı üniversitelerin şenlikleri başladı ve bitti. Bizim şenliğimiz 24-25-26 Mayıs tarihlerinde yapıldı. Farklı şeyler beklemiyordum tam da tahmin ettiğim şeyler gerçekleşti diyebilirim.
şenlik alanında bizi, faşistler o milliyetçi şarkılarıyla karşıladılar... Sessiz azınlık olan bizler pek birşeyler diyemedik. Seyretmekle yetindik olanları. Zaten benim okulum ilçede olduğu için kampüsten uzaktayız, onun için olup bitenlerden pek haberdar olamıyorum. Günü birlik gidip geldik şenliklere...
Sürekli bir kışkırtma vardı. Her yer bayraklarla donatılmıştı. Bir üniversitenin şenlik alanından çok, o milli bayramların kutlandığı ilkokulların bahçesini andırıyordu... Ama bizimkinde daha çok bayrak vardı belki de...
Faşistler şarkılarını bağıra çağıra söylerken, Kürtçe dinleyen öğrenciler ancak kendilerinin duyabildikleri bir sesle dinliyorlardı şarkılarını.
Hayatla hiçbir derdi olmayan, yaşadıkları toplumda hiçbir sorun yokmuş, sömürü yokmuş gibi yaşayan, umursamaz, sadece kendini düşünen, kendilerini küçücük bir dünyaya hapsetmiş, özentilerle yaşayan bir dolu öğrenciyi de yazmama gerek yok sanırım...
Tam da böyle öğrencilere yakışır şarkıcılar davet edilmişti... Yeni atanan rektör ağzı kulaklarında geziniyordu...
İpler burjuvazinin ellerinde yani...
Faşistler de gruplar halinde dolaşıyorlardı. özellikle saz çalıp türkü söyleyen, halaya duran öğrencilerin etrafında...
Okuldan çıkacağımız sırada yine o şarkıyla ve milliyetçi sloganlarıyla uğurladılar bizi... İlk gün böyle çekişmelerle hareketli geçti.
İkinci gün daha iyiydi. Kendileri oradaydılar ama sesleri yoktu, şarkıları yoktu, sloganları yoktu...
Halaylar çoğunluktaydı. Bol bol halay çektik... şovenist gösteriler yoktu... İlk güne oranla çok çok iyiydi... Sesimiz daha gür çıkıyordu... Bizim şarkılarımız duyuluyordu...
Halay çekmek güzel, hele birbirini tanımadan, aynı kavgada omuz omuza vermek çok daha güzel... çektiğimiz bu halaylar daha anlamlı bence...
Keşke hep böyle olsa, her zaman birlik olabilsek, birleşebilsek, mıknatıs gibi birbirimizi çekebilsek, hep birarada kalabilsek...
ÖRGÜTLÜYSEK HERŞEYİZ, ÖRGÜTSÜZSEK HİÇBİRŞEY...
KURTULUş YOK TEK BAŞINA, YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ....
link: Afyon'dan MT okuru bir öğrenci, Faşistlerin gölgesinde şenlik, 30 Mayıs 2005, https://marksist.net/node/444
‘89 Bahar Eylemleri
Kapitalizmin Adaleti