I. Biliyor musun? Sefalet devam ediyor hâlâ, fikri sefalet... Peki ya sen? Hangi patikalardan geçtin? Hangi dağ yamaçlarından? Bu kadar duru, bu kadar doğru, biz işçilere ait bir dili Nereden buldun? Sen, bu çorak topraklarda, nerede ve nasıl yetiştin? Biliyor musun? devam ediyor hâlâ sefalet, fikri sefalet... II. Eyy tarih, Amaçlarımızın emrindeki zalim makine! Her şeyi yerli yerine koyuyorsun amma, Yavaş işliyorsun be kardeşim. Çok zalim bir barbarlıkla yavaş işliyorsun! Döndür çarkını, Döndür akıp gitsin zaman III. Zamanı kendiliğine bırakmadı sözünü çoktan söyledi bilge, Tohumunu attı toprağa Topraktaki tohum, filizlendi ve yeşermekte... Bedel ödeyenler bedenlerini Ateşten tuğla yapıp, fırlatıp attı, siper etti! Yeşermekte olan filizin önüne… Artık ne kış ne kıyamet, Ne kar, ne boran Hepsi NAFİLE! Eyy tarih, Amaçlarımızın emrindeki makine! Şimdi çalış, Hadi daha hızlı çalış. Döndür, yavaş işleyen çarkını. Haykırıyoruz, çalış! Hadi daha hızlı çalış Döndür çarkını... Yıkılsın zalimin devranı...
11 Ağustos 2017
link: Adana’dan MT okuru emekli bir işçi, Ateşten Tuğlalar, 11 Ağustos 2017, https://marksist.net/node/5793
... önceki yazı
Eğitimde Çok Boyutlu Gerici Saldırılar
Eğitimde Çok Boyutlu Gerici Saldırılar
sonraki yazı ...
Ezidiler ve “Huzursuzluk”
Ezidiler ve “Huzursuzluk”